Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünya Aşı Haftası (24-30 Nisan) kapsamında, GSK Türkiye’nin düzenlediği etkinlikte Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan aşıların sağlığımız açısından kritik bir öneme sahip olduğunu anlattı. Ceyhan aşılar sayesinde ülkemizde her yıl 14 bin ölümün engellendiğini vurguladı.

İnsanlığa büyük hizmet

Prof. Ceylan insanlık tarihi boyunca yapılmış en iyi hizmetin aşı olduğunu, i anlatarak konuşmasına başladı. Aşının sadece bireyi değil, toplumda o hastalığın yayılmasını engelleyerek toplumu da koruduğuna değindi: “Milyonlarca insanın ölümüne ve sakat kalmasına neden olan çiçek hastalığı aşıyla ortadan kaldırıldı. Şimdi ikinci hastalık da çocuk felci olacak. Yılda 350-400 bin hastalık rapor edilirken Dünya Sağlık Örgütü aşılamayla bu hastalığı ortadan kaldırmayı hedefine aldı. Birkaç yıl içinde çocuk felcinin tamamen yok olmasını umuyoruz. Aşıyla yok etmeye yaklaştığımız bir diğer hastalık da kızamık. Hastalık, etkin aşılamayla ülkemizde yılda 4-7 kişiye kadar indi.”

Haberin Devamı

Prof. Ceylan bakanlık rakamlarına göre çocukluk çağı aşılarının yapılma oranının yüzde 97 olduğunu belirtti ancak yetişkinlerde aşının gereken önemi görmediğinin altını çizdi: “Aşıyla korunulabilecek hastalıklardan ölenlerin yarısından çoğu yetişkin yaş grubunda. Örneğin grip aşısının 65 yaş üstündeki kişiler, şeker hastalığı, kronik akciğer, karaciğer veya böbrek hastalığı olanlar, sağlık mesleği mensupları gibi risk grubundakiler tarafından mutlaka yapılması lazım çünkü ölümden koruyor. Ama Türkiye’de yetişkinlerde risk gruplarına grip aşısının yapılma oranı sadece yüzde 4. Bir diğer aşı olan pnömokok (zatürreye neden olan bakteri) aşısının da risk gruplarına yapılma oranı ne yazık ki yüzde 1’in altında.”

Yanlış yaklaşımlar

Halkta “Aşı çocuk içindir” şeklinde yanlış bir algı olduğunu ve bunun değişmesi gerektiğini söyleyen Ceyhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aşı sadece çocukluk çağına özgü bir uygulama değil. Risk grubundaki bireylerin her yıl grip aşısı, bir kere de pnömokok aşısı olmaları gerekiyor. Aşı şemamız ilköğretim sekizinci sınıftaki difteri, tetanoz ile bitiyor. Sonrasında herkesin 10 yılda bir tetanoz aşısı olması gerekiyor. Ayrıca boğmaca vakalarında Türkiye’de çok ciddi bir artış var. Boğmaca kişiyi sadece öksürdüğü için rahatsız etse de evde bir bebek varsa o bebeğin ölümüne neden olabiliyor. Yetişkinlere bir doz da boğmaca aşısı olmalarını tavsiye ediyoruz. Rahim ağzı kanserine neden olan HPV’ye karşı vurulan aşıyla ilgili de çok yanlış tartışmalar yapıldı. Biz bu tartışmaları sürdürürken, HPV aşısı dünya üzerinde 74 ülkenin ulusal aşı programına girdi ve ücretsiz yapılıyor. Bizse kansere karşı ilk defa koruyuculuğu ispatlanmış bir yöntemi uygulamıyoruz. Bu da önlenebilecek bir kanser türü nedeniyle kadınların ölümüyle sonuçlanıyor. HPV aşısını her kadının, hatta erkeklerin de olması gerekiyor. Aşının 9-13 yaş aralığında yapılması idealidir. Ancak cinsel olarak aktif kadınlara ileri yaşlarda da yapılabilir.”

Haberin Devamı

“Ölümden kurtarmanın en ucuz yolu!”

Haberin Devamı

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a göre, “Artık aşı yararı zararı tartışılacak bir konu değil”. Ceyhan “Hiç aşı yapmasak Türkiye’de her yıl 14 bin 296 kişi ölürdü. Hastalıklardan kaynaklanan maddi kaybımız da yaklaşık 20 milyar avro olurdu. Aşı bir insanı ölümden kurtarmanın en ucuz yolu. Bir hastalığa aşı olmadığınız için yakalanırsanız onu iyileştirebilmek için aşının yüzlerce katı para harcıyorsunuz, bir de kalıcı hasarlar oluşabiliyor.”