Tatil keyfi kabus olmasın
Bazen keyifli başlayan tatil aniden hastanede bitebiliyor. Havuzlardaki enfeksiyonlara karşı doktorların önerilerini dikkate alarak kendinizi koruyabilirsiniz.
Son sınavlar da bittiğine ve bayram tatili iyice yaklaştığına göre bir çoğumuz tatil sezonunu açtık veya açmak üzereyiz. Tatili düşündükçe keyifleniyoruz ama bazen cennet bir tatil köyünde, beldesinde başladığımız tatil aniden hastanede bitebiliyor. Bu süreçte tadımızın kaçmaması adına, keyfin kabusa dönmesini önleyebilecek ipuçlarını Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Bülent Şerbetçioğlu ile konuştuk:
- Yazın vücudumuzu dengeli bir ısıda tutmamız her zamankinden daha önemli. Çünkü bir yanda aşırı sıcaklar, bir yanda ise klimaların üflediği dondurucu hava dengemizi bozuyor. Bu durum kulak, burun ve boğazdaki mikroorganizmaların birden çoğalmasına neden olabiliyor. Bu da direncimizin düşük olduğu bir dönemdeysek (ki aşırı sıcaklar da vücut direncimizi düşürür) hastalanmamıza yol açıyor.
- Üstelik tek risk bu da değil. Altı ayda bir filtreleri temizlenmeyen klimalardaki zararlı virüsler ve bakteriler de hava yoluyla vücudumuza girip hastalanmamıza yol açabiliyor. Özellikle yaşlılarda bu mikroplar zatürreye yol açarak hayati riskler doğurabiliyor. Bu nedenle yazın klimaların temizlendiğinden emin olmak, güneş ışığına aşırı maruz kalmamak ve bol su tüketip sulu gıdalara ağırlık vermek bu dönemde koruyucu oluyor.
“İmkanı olanlar denize girmeli”
- Yaz mevsiminin olmazsa olmazı olan havuza girmeye bağlı da ciddi enfeksiyon riskleriyle karşı karşıyayız. Havuz yerine denizi tercih etmek bu riski büyük oranda azaltıyor. Çünkü havuzdaki nemli ve sabit ortam, mantar enfeksiyonlarının hızlı yayılmasına yol açıyor. Denizlerin ise kendisini doğal olarak temizlemesi diğer enfeksiyonlar açısından riski düşürüyor. Bu nedenle Şerbetçioğlu “İmkanı olanlar havuz yerine denize girmeli” diyor.
- Havuzlardaki bir diğer problemse havuzdaki mikropları öldürsün diye kullanılan klor ve diğer kimyasallar… Bunlar enfeksiyonlara karşı koruyucu etki gösterebilse de klor hassasiyeti olan kişilerin gözlerinde ve kulaklarında alerjik tepkiler ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle havuza giren herkesin, gözlerin havuz suyuna direkt temasını engelleyen havuz gözlükleri kullanmasını öneriyor.
- Havuzlarda dış kulak yolu enfeksiyonları ile de sık karşılaşılıyor. Dış kulak yolu enfeksiyonundan korunmak isteyenler içinse, mikroorganizmaların nemli ortamda hızlı ürediğini hatırlatarak, havuzdan çıkar çıkmaz kulaklarını kurulamalarını öneriyor.
Bunlara dikkat!
- Güneş yanıklarıyla başı derde girmesin isteyenlerdenseniz, güneşin tadını en sağlıklı şekilde çıkarmak için riskli saatler olan 10.00-16.00 arasında güneşlenmek yerine gölgelenin.
- Hangi saatte olursa olsun evden dışarı adımınızı atacaksanız, vücudunuzun açık tüm bölgelerine güneş koruyucu sürün. Tüm vücut için iki çorba kaşığı koruyucu yetiyor. İki saatte bir tekrar sürmeyi de ihmal etmeyin.
- Pamuklu ve vücudu sarmayan kıyafetler tercih edip, sentetik ve naylon giysilerden uzak durarak isilik oluşumundan korunabilir; derinin havayla temasını artıran kıyafetlerle güneş çarpması riskini azaltabilirsiniz.
- Ayak mantarlarından korunmak isteyenlerse sıcaklarda açık ayakkabı giymeli, ayaklarını birkaç saatte bir havalandırmalı ve mantarların yayılma kaynaklarından olan havuz kenarlarında terliklerini çıkarmamalı.
- Kulak çubukları dış kulak yolu iltihabından korumayacağı gibi kulağın tahriş olmasına yol açarak iltihabı tetikleyebileceği için kulak çubuğu kullanımından kaçının.