Murat Özken

Murat Özken

murat.ozken@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BİRİNCİ Kordon’da, Büyükşehir Belediyesi’yle, eğlence mekanlarının işletmecileri arasındaki ‘tente krizi’ herkesin malumu...
Önceki yazılarımdan birinde, konuya değinmiş, işletmecilerin sesine kulak verilmesi gerektiğini vurgulamıştım.
Amma velakin, yazıyı ‘çok eksik’ bırakmışım.
Bu işin bir de vatandaş boyutu var ki...
Aslında en çok üzerinde durulması, ‘mutlaka’ çözülmesi gereken konu da bu.
* * *
Bu mekanlar; Birinci Kordon’da, Karşıyaka Sahili’nde ve son zamanlarda Bostanlı Cemal Gürsel Bulvarı’nda yoğunlaşmış durumda.
Çok güzel yerler, hiçbir sözüm yok.
Hepimiz, buralar sayesinde biraz olsun uzaklaşıyoruz dertlerimizden, sıkıntılarımızdan. Sosyalleşiyoruz. Bu yönüyle faydalılar da.
Fakat... Barların, kafelerin üst katlarında, karşısında, yakınında oturanlar için hayat kabusa dönmüş durumda.
Bizzat onlardan dinlediklerimi aktarmak istiyorum sizlere.
Ruhsatsız, ‘çadır’ türü çıkmalarıyla, ‘masa-sandalye-saksı’larıyla; kaldırımları, apartman kapılarının önlerini işgal etmiş durumdalar.
Gürültülü müzik, gece 02.00’lere kadar sürüyor.
Alkollü müşterilerin yüksek sesle, çoğu kez küfürlü konuşması, sık yaşanan tartışmalar, kavgalar, maç günleri tezahüratlar...
Yoğun bir sigara dumanı bulutunun, evlerden hiç eksik olmaması...
Masaların arasından, yanından geçmek zorunda kalan ‘bayan’ apartman sakinlerinin, bazı kendini bilmez müşterilerce, kadeh kaldırılması türünden çirkin hareketlerle taciz edilmesi de tuzu biberi.
Biraz ‘empati’ yapın, kendinizi, o insanların yerine koyun bakalım, ‘içinizdeki ses’ ne diyor?
* * *
Karşıyaka ve Bornova belediyeleri, işletmecilerin sert tepkilerine rağmen vatandaşların sesine kulak vermiş; müziğin 23.59’da kesilmesi yönünde karar almışlardı.
Ancak görünen o ki, bunlar kağıt üzerinde, lafta kalmış. Uygulama yok.
Daha da kötüsü...
Sıkıntılarını, işletmecilere aktarmalarına rağmen çözüm bulamayan; emniyete, belediyelere defalarca şikayet dilekçesi veren, imza toplayan vatandaşlar...
İsimlerinin, polis ve belediye bürokratları tarafından işletmecilere verildiğini, bu insanlarla karşı karşıya bırakıldıklarını iddia ediyor.
Düşünsenize...
Zemin katınızdaki işletmeci, “Beni şikayet etmişsin” diye kapınıza dikiliyor, tehdit/hakaret ediyor.
Allah korusun, sorun, hiç arzu edilmeyen noktalara gidebilir...

Çözüm ne olmalı?

Ne yazık ki, bu işletmelere baştan ruhsat verilerek yanlış yapılmış. Bırakın sahil kenarlarını, sokak araları bile birahane türü mekanlarla dolu.
İşletmeciler de davalarında haklı; çünkü varlarını-yoklarını yatırmışlar.
Peki çözüm ne? Çözüm, bu işletmelerin, evlerin bulunduğu yerlerden kaldırılması.
Bu nasıl olacak?
Meskun mahallerin dışında, ‘eğlence alan’ları oluşturulacak.
Nasıl ki gecekondularda oturanlar, o bölgelerin sağlıklı yapıya kavuşturulması adına, pek çok kolaylık sağlanarak modern konutlara yönlendiriliyor...
Nasıl ki dev hipermarketler, konut alanlarının dışında...
Buradaki işletmelerin de birkaç yıl içinde, kent dışındaki uygun yerlere taşınmaları sağlanacak.
İçkili/müzikli eğlence isteyen, ‘bol alternatifli’ bu bölgelere gidecek.
Çünkü kimsenin kimseyi rahatsız etme hakkı yok.
İzmir Valisi Cahit Kıraç’a, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na, İl Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz’a, İl Genel meclisi’ne, Büyükşehir Belediye Meclisi’ne, ilçe belediye yönetimlerine ve tüm siyasi partilere görev düşüyor.
Bilmiyorum; bu konuda herhangi birinin çalışması, planı, projesi var mı?
Yoksa da olmalı...