Murat Sabuncu

Murat Sabuncu

Tüm Yazıları

Ali Sabancı’nın evinde ‘sanatsal’ bir girişim hikâyesi


Yukarıdaki tablo çağdaş İngiliz ressam Roy Petley’e ait. Tablonun konusunun ise ilginç bir hikâyesi var. Şevket Sabancı’nın dostu olan Petley, Ali Sabancı - Vuslat Doğan Sabancı’nın nikâhına gelerek geceyi resmetti.


Beylerbeyi’nde Ali Sabancı’nın evinde bir davet. Konusu 14 ile 20 Kasım arasında gerçekleşecek global girişimcilik haftasının içeriğini konuşmak ve bu konuda beyin fırtınası yapmak. Yemekte her biri kendi alanında önemli birer markaya sahip isimler ‘farklı şapkalarıyla’masanın etrafında.
Ali Sabancı/TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanı, Aynur Bektaş/TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı, Gülden Yılmaz/Global Girişimcilik Haftası Platform Başkanı, İlhan Parşeker/TOBB Yönetim Kurulu Üyesi, Murat Özyeğin/Endeavor Yönetim Kurulu Üyesi, Özcan Tahincioğlu/Endeavor Başkanı, Selçuk Kiper/MIT EF Başkan Yardımcısı...
Gülden Yılmaz haftanın önemini anlattı: Global Girişimcilik Haftası, 14-20 Kasım 2011 tarihlerinde, TOBB liderliğinde; TOBB Genç ve Kadın Girişimciler Kurulları, Endeavor ve MIT EF Türkiye eş evsahipliğinde gerçekleştiriliyor. Dünyada 117 ülkede kutlanan Global Girişimcilik Haftası, yerel, ulusal ve küresel etkinliklerle gençleri yenilikçiliğe özendirmeye ve girişimciliği kariyer seçeneği olarak değerlendirmeye teşvik ediyor.
Bu sene hafta dahilinde gerçekleştirilecek etkinliklerin amiral gemisi, 17 Kasım’da Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek Global Girişimcilik Forumu olacak. Forumda fikirden finansmana girişimcilerin ihtiyaçlarına yönelik paneller ve networking aktiviteleri gerçekleştirilecek.

‘İşler çok değişti’
Ali Sabancı ise Ankara’nın, hükümetin girişimciliğin önemini iyi kavradığını, destek olduğunu söyledi: “Eskiden bakanlar girişimcinin, işadamının söylediklerini yeni duymuş olurdu. Şimdi işler değişti. Dünyayı en az bizim kadar iyi izliyorlar. Geçen hafta Sanayi Bakanı Nihat Ergün’e Silikon Vadisi hakkında bir sunum yapıyorduk. Onun konuyu bizden daha detaylı bildiğini gördük.”
Murat Özyeğin ve Selçuk Kiper ise ‘girişimcilerin istihdama yaptıkları katkının’ altını çizdi: “Artık dünyanın büyük dev şirketleri değil girişimcilerin kurduğu şirketler istihdamı artırıyor.” Bunun rakamsal tarifi ise şöyle: ABD’nin toplam istihdamının yüzde 11’ini Girişim Sermayesi destekli firmalar sağlıyor. ABD GDP’sinin yüzde 21’i ise yine Girişim Sermayesi destekli firmalardan geliyor.
Ali Sabancı bu noktada kamunun ne yapması gerektiğini biraz daha açıyor: Kamuya düşen görev girişimciler için sağlıklı ekosistemin kurulmasını tetiklemek. ABD, Singapur, Yeni Zelanda ve İsrail gibi teknoloji girişimleri konusunda başarılı olan ülkelerin hepsinde ekosistemi tetikleyen devlet desteği mevcut. Girişim Kültürü, fnansman ve inovasyon ise eko sistemi oluşturan 3’lü sacayağı. Kamunun orta vadede ‘Girişimcilik Bakanlığı’ kurması ise bu ekosistemi destekleyecek bir başka yöntem olarak karşımıza çıkıyor.

Duvarlara bakınca...
Konuşmalar, tartışmalar hep girişimcilik üzerine. Ama benim ‘duvarlarla da’ ilgim var.
Duvarlardaki resimlerle... Ali Sabancı “meraklıysanız gezdireyim” diyor. Önce yemek odası şöminenin üstü. Maurice Vlamnick. Fransız ressam Vlamnick, Matisse ve Derain ile birlikte ‘yoğun renk’ kullanımıyla öne çıkan Fauve hareketinin önemli isimlerinden. Tabloda kasvetli bir ev var. Gölgesi yakındaki suya düşen resim bende her an kapısı açılıp dışarı birisi çıkacakmış hissi yaratıyor.
Ara koridorda Bernard Buffet’in palyaçolarından biri duruyor. Sabancı “bu evde en sevdiğim ikinci tablo bu” diyor.
Yine koridorda Fahrelnisa Zeid, Hikmet Onat ve Cevat Dereli’nin eserleri bulunuyor. ‘Misafir odası’nda bronz bir heykel. Sabancı bu eserin peşinden çok koştuklarını özellikle eşi Vuslat Doğan Sabancı’nın satın almak için uzun süre çaba sarfettiğini anlatıyor. Heykel, Dali’nin ‘Alice Harikalar Diyarında’sı...
Misafir odasının hemen yanından çocuk sesleri geliyor. Burası ailenin yaşam alanı. Sabancı oraya da davet edip hem çocuklarıyla tanıştırıyor hem de kendilerine ayırdıkları ‘en sevdiği tabloyu’ gösteriyor. Tablonun üzerindeki imza Roy Petley’nin. Aslında o bir ‘en plein air’ yani açık hava ressamı. Ama duvardaki tablo ‘kapalı bir alanda’ çizilmiş. ‘Bir hatır işi’ diyor Ali Sabancı. Ve gülüyor: Resme dikkatli bakın ne görüyorsunuz? Gördüğümü söylüyorum: Bir düğün daveti, gelin damat ve konuklar. Sabancı anlatıyor: Bu bizim düğünümüz. Babam Petley’i tanıyor. Düğünümüze davet etti. O da o geceyi bizim için resmetti. Yakından bakın babam nasıl belli...
Petley üzerine birkaç not. İngiliz resim sanatının önemli isimlerinden biri. Ve tabloları İngiliz Kraliyet Ailesi’nin ikametgâhından Harvard Üniversitesi’ne kadar pek çok önemli koleksiyonda bulunuyor.
Gecenin içinde beni en etkileyenlerden biri bu ‘sanatsal girişim’ oluyor.