İzmir Körfezi fokurduyor

18 Ağustos 2018

Dün, ülkemizde yaşanan en acı günlerden biri olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 19. yıldönümüydü.
Marmara Depremi’yle ilgili canların neden yitirildiğini ortaya koyan, çok çarpıcı bir tespit var.
Bu deprem yüzünden hayatını aslında sadece 1 kişi kaybetti. O da fay kırığına düşen bir bekçi.
Deprem sırasında ve sonrasında yitirilen 17 bin canın katili ise mühendislik kurallarına göre yapılmayan binalar.
Sadece üzerine bir eşya düşmesi nedeniyle 1000 kişinin hayatını kaybetmiş olması ise kahredici ihmallerin açık göstergesi.
Birinci Derece Deprem Kuşağı’nda yer alan İzmir için bu konular hayati öneme sahip.
Peki konunun bilimsel meslek odası bize hangi gerçekleri iletiyor. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Sinan Öziçer şu bilgileri verdi:

Yazının Devamı

Ağaç kesimine izin veren ÇED

14 Ağustos 2018

Menemen’in Göktepe ve Alaniçi mahallelerine yakın ormanlık alanda taş ocağı kurulması için ‘Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna gerek yoktur’ kararı verildi.

Bölgede ağaç kesimi başladı.

***

Menemen’de yaşanan süreç gerçekten ilginç.

İlgili firmanın müracaatı üzerine Maden Altyapı Tesis ve Maden Tesisleri (kırma eleme tesisi) için izin verildi.

İzmir 6. İdare Mahkemesi’ne açılan dava neticesinde 02.10.2017 tarih ve 2017/275 esas sayılı karar ile maden sahasına verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararı itiraz yolu kapalı olmak üzere iptal edildi.

Ancak; 29 Aralık 2017’de mahkeme kararına rağmen bir kez daha ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildi ve bu kararla orman alanında ağaçlar kesilmeye başlandı.

***

Yazının Devamı

Mahkeme kararları da koruyamıyor

11 Ağustos 2018

Bergama Ovacık’ta Altın Madeni İşletmelerine karşı hukuki ve toplumsal mücadele 20 yılı aşkın bir zamandır sürüyor.

“ÇED Olumlu” belgelerine açılan davalar, kazanılan süreçler, yeniden sunulan ÇED raporları ve davalar ile ülkemizin en önemli çevre hareketi Bergama’da yaşanıyor.

Geçen yıl; Ovacık Altın Madeni işletmesi ile Kozak-Gelintepe’de planlanan altın madeni ocağı için 2009 yılında verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu belgelerine karşı açılan davalarda bir kez daha iptal kararı alındı. Ancak bu mahkeme kararı adeta yok sayılarak, madene bir kez daha ÇED olumlu raporu verildi.

***

3 Ağustos 2017 tarihli ÇED Olumlu Kararı’nın iptaline ilişkin yeniden dava açıldı ve bilirkişi incelemesi yapılan davada da geçen haftalarda yeniden yürütmeyi durdurma kararı geldi.

Davanın karar gerekçesi ders gibi:

“Öte yandan; hukuka aykırı olduğu saptanan dava konusu işlemin uygulanmaya devam edilmesi Hukuk Devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacak ve davacılar yönünden telafisi güç zararlara neden olacaktır. Zira işlemin yürütmesinin durdurulmaması halinde, hukuka aykırı bulunan işlemin etki alanına bağlı olarak ilgili açısından meydana gelmesi muhakkak zararların işlemin uygulanmaya

Yazının Devamı

İzmir’e hücum

6 Ağustos 2018

Araştırmalar ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) rakamları, açıkça İzmir’e olan ilgiyi kanıtlıyor.

Geçen hafta şehirlerarası taşınma alanında Türkiye’nin en büyük platformlarından biri, bu konudaki istatistiklerini açıkladı. Bu rakamlara göre, İstanbul’dan başka bir şehre taşınanların yüzde 12’si İzmir’i tercih ediyor. Ankara’nın taşınma verileri analiz edildiğinde, şehir değiştirerek taşınanların yüzde 9’u İzmir’e geliyor.

***

Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serpil Kahraman’ın araştırma sonuçları da benzer verileri içeriyor. Araştırmaya göre, İstanbul artık göç veren bir kent haline geldi. Ancak İzmir’e göç edenlerin sayısı her geçen yıl artıyor. Üstelik. İzmir’e göçün büyük bölümü de İstanbul’dan. İzmir’e İstanbul’dan göç edenlerin sayısı 17 bin.

2010 yılında İstanbul’dan İzmir’e göç edenlerin oranı yüzde 5 iken, bugün yüzde 17’e yükseldi.

***

İstanbul ile İzmir arasındaki Otoyol Projesi’nde büyük bir hızla sona yaklaşılıyor.

Gelecek yıl sonunda iki büyük kent arasındaki mesafe 3.5 saate inecek. Ulaşım ve seyahat kolaylığı açısından harika bir durum. Ama ciddi kaygılar da var. Bu kaygıları dile getirenlerin ortak görüşü, İzmir’in ken

Yazının Devamı

Belediyelerin payı yüzde 30 azalıyor

4 Ağustos 2018

Çok uzun yıllardır, Türkiye’de yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması konuşuldu, durdu.

Neredeyse tüm politikacılar ve siyaset bilimciler, bunun gereklerini anlattı ve anlatmaya da devam ediyor.

Zaten bütün dünyada da uygulanan sistem bu.

Fakat Türkiye’de nedense yıllardır hep tam tersi oldu. Yerel yönetimler sürekli yetki ve kaynak kaybına uğradı.

***

Yerel yönetimlerin en önemli yetkisi ve görevi olan imar yetkisi 6 yıl önce büyük oranda kısıtlandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na kentlerde imar konularında da geniş yetkiler verildi.

Böylece, Kültür Bakanlığı, Serbest Bölgeler ve Özelleştirme İdaresi’nden sonra imar yetkisine sahip Ankara’da bir yapı daha ortaya çıktı.

Yazının Devamı

Fay hatları da barışır mı?

30 Temmuz 2018

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İzmir ziyareti sırasında şu önemli açıklamalarda bulundu.
İmar Barışı kapsamında Türkiye’de 3 milyon 258 bin, İzmir’de ise 275 bin başvuru olduğunu belirten Kurum, şu bilgileri verdi:
“Hazine’ye yaklaşık 1 milyar lira kaynak sağlandı. İzmir’deki yapılara baktığınızda yaklaşık 2,5 milyon yapı stoğu var. Bunun yüzde 65’i riskli. Başvuru sayısının yüksek olmasının en önemli sebebi de bu. Gündemimizde bu riskli yapılarla ilgili Bakanlık olarak alabileceğimiz hızlı ve pratik kararlar var. Gereken neyse, kararlarını alıp burada hayata geçirmek istiyoruz. ”

İzmir’deki 2.5 milyon yapının yüzde 65’i, yani 1,5 milyonu riskli.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un açıkladığı rakam bu. Bu vahim tablo içinde adına ister ‘İmar Barışı’ isterseniz de ‘İmar Affı’ deyin, mühendislik görmemiş ya da kaçak olarak yapılmış binalar yasal hale getiriliyor.
“Yapının depreme dayanıklılığı, fen ve sanat standartlarına aykırılığı hususu, yapı malikinin sorumluluğundadır” deniyor.

Yazının Devamı

Hepimiz suçluyuz

28 Temmuz 2018

Yunanistan şokta. Demokrasiye dönüşünün 44. Yıldö-nümünde, meclisin üzerindeki bayrak yarıya inmiş halde.

Önceki gün öğle vakti, başkentin semalarını kara kızıl bir bulut kapladı. Ardından gelecek kıyamet görüntülerinin uğursuz bir alametiymiş.

Nasıl oldu da Atina’ya birkaç kilometre mesafedeki bilindik sahillerde onlarca insan canlı canlı yandı veya alevlerden kaçarken boğularak can verdi, hala anlamaya çalışıyoruz.

Kucaklaşmış halde kömüre dönmüş çocuklara dair korkunç detaylar gelince gözyaşlarımızı tutamıyoruz.

Ekranlara yapışmış, ölü sayısının saat saat artışını izliyoruz. Ama bu yas yeni değil ve insanı çileden çıkaran da bu.

Herkes muazzam suçlu, doğa da sistematik olarak ülkeden intikam alıyor.

Kaçak evler, plansız yapılaşma, etkili bir sivil savunma gücü ve yerleşim alanlarının tahliye planlarının bulunmaması, koordinasyon eksikliği, gönüllülerin azlığı, en büyük seferberliğin gerektiği anda devlet mekanizmasının felç olması, vatandaşlarınsa tedbirli ve bilgili olmaması, hatta itfaiye araçlarının geçeceği emniyet şeritlerine park etmek ve bahçelerindeki otları temizlemeyip ceza alınca şikayetçi olmak gibi uygunsuz davranışları, topyekün cefa çeken bir ülkenin emareleri.

Temel

Yazının Devamı

Bu yüzden zehir soluyoruz

23 Temmuz 2018

Aliağa’daki söküm tesislerine Kuito adında bir petrol gemisi geldi. Günlük 100 bin ton varil petrol işleme kapasitesi bulunan bu gemi, raporlara göre yüksek miktarda radyoaktif ve tehlikeli madde içeriyordu. Kuito’da, olması gerekenin tam 5 katı radyasyon vardı. Ama tüm uyarılara rağmen, o gemi Aliağa’da söküldü. Hem de radyasyon ölçümü bile yapılmadan.

Ethan ise hiçbir ülkenin kabul etmediği insan sağlığına zararlı, sıvılaştırılmış doğalgaz taşıyan bir gemiydi. Söküm için Aliağa’ya getirildi. İzmir Barosu, geminin gönderilmesi için dava açtı. Hatta bu davada yürütmeyi durdurma kararı verildi. Ama bu karar alınana kadar geminin söküm işlemi çoktan tamamlanmıştı. Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği, önemli bir açıklama yaptı. Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Bölgesi’nde geçen yıl 125 geminin sökümü yapıldı ve 610 bin ton hurda geri dönüştürüldü. Geçen yıl dünyanın öbür ucundan, Brezilya ve Meksika Körfezi’nden 25’e yakın petrol platformunun sökümü de Aliağa’da yapıldı. Gemi söküm işinde rakiplerimiz Bangladeş, Pakistan ve Hindistan oldu. Bırakın Avrupa ülkelerini, artık Brezilya ve Meksika gibi ülkelerin bile istemediği, asbest içeren radyasyon kaynağı gemilerin söküldüğü yer İzmir oldu.

*

Yazının Devamı