Nazlıcan Göksu

Nazlıcan Göksu

-

Tüm Yazıları

New York’ta bu sezon beklenmeyen oranda bir grip salgını var. Çalışanlar hasta oldukları için eve gönderilmekten şikayetçi. Çünkü çoğu işçiye saat başı ücret ödeniyor

New York’lular hasta hasta sokaklara döküldü

En çok mendil satılan, en çok öksürük şurubu satın alınan ve de en çok tavuk suyu çorba içilen günlere yine girildi. New York’lular bugünlerde çok hasta...
Her seneden daha da çok öksürüyor şehir. Ciddi bir hastalık sezonu daha... Beklenmeyen oranlarda bir grip salgını yaşanıyor. Çalışanlar da grip olunca iş yerlerinde sorunlar kaçınılmaz oldu...
Şirket yöneticileri her hasta olanı eve yollamaya çalışırken çalışanlar da eve gitmemek için direnmeye başladı... Tabii bu da hastanın ateşini yükseltti, hastayı daha hasta yaptı... Hatta bu yüksek ateşli iş yerlerinden eve gönderilen hastalar ellerinde mendiller bir araya geldi, direniş gösterdi, hasta hasta sokaklara döküldü... Nedeni ise 40 milyondan fazla Amerikalı’nın ücretli hastalık izni olmaması. ABD çalışma sisteminde çoğu işveren, işçilerine saat başı ücret ödüyor. Yani ne kadar çalışırsa o kadar para...
Fakat insanlık hali, geç de kalınır, hasta da olunur... Değil mi? Ama böyle istisnalar kaideyi bozmuyor. Ne de olsa kâr-zarar hesabı. “Saatin 15 dolar, yarım saat geciktin, aylık ücretinden düşüyorum”.
Bu insanlık dışı duruma el koyan New York’lular soluğu belediye binasının merdivenlerinde aldı. Saatlerce süren protestoda hastalar, “İşe ihtiyacım var ama doktora gerçekten gitmem gerekiyordu, benim suçum ne?” diye dert yandılar, isyan ettiler.
Belediye hasta protestocuları ciddiye aldı almasına fakat bu durumda son söz işverenlerin demek zorundayız. Her şirketi kontrol altında tutmak zor iş, küçük-büyük her yer şirket.

Haberin Devamı

Beni kim hasta etti?

Bu hastalık döneminin bittiği nokta hep doktor, hastane... Peki başladığı nokta neresi? “Beni kim hasta etti?” sorusu, her sinirli çalışanın aklında, dilinde. Asıl isyan da aslında hasta edene... Çoğumuz hastalığı bir yakınımızdan kaparken birilerine isyan etme duygusuyla sarmalanıyoruz, “Beni hasta ettin, şimdi işe gidemeyeceğim” dediğiniz çok olmuyor mu? Birilerini suçlama isteği.
Yakın bir süre içinde kurulan “Help”, (Yardım Et) isimli ilaç firması bu suçlama isteğine çözüm olarak bir Facebook uygulaması başlattı. Arkadaşlarınızın Facebook’larını tarayıp “hastalık”, “grip”, “öksürmek” kelimelerinden söz edenlerin arasından size en yakınlarını bulup sizi kimin hasta ettiğini ortaya çıkaran bir uygulama. Amaç sizi kimin hasta ettiğini bulup sinirinizi ondan çıkartmanız... Öfkenizi doğru adrese yöneltmeniz için doğru bir yol aslında.
İlaç firması Help’in hikayesi ise çok farklı. Şirketin kuruluş nedeni Amerika’daki yanlış ilaç kullanımının artması... Çoğu hasta, ilaç kutularını birbirine karıştırıp yanlış ilaç aldığı için kendi hastalığını daha da tehlikeli hale getirebiliyor. Bu karışıklığı önlemek için çok basit paketlemelerle, ilaçları piyasaya süren Help’in amacı ilaçları tek olarak değil, hastalığa göre satmak. “Yardım! Başım ağrıyor” paketinin içinde bulunanlar ateş düşürücü, sakinleştirici ve ağrı kesici. Çözümü bir pakette almak, tasarlanmış çözüm diyebiliriz.

Haberin Devamı

New York’lular hasta hasta sokaklara döküldü

Haberin Devamı

EKG çeken iPhone kabı

Konu hastalık olunca ve devreye teknoloji girince ortaya çok uç ürünler de çıkıyor tabii.
New York’ta kimse işini bırakıp evde oturmak istemediği için herkes birer sağlık bağımlısı. Organik yemekleri tercih etmekten ve vitamin almaktan çok daha ileriye taşınan bu bağımlılık iPhone kaplarında son buldu. Yeni çıkan iPhone kapları bir EKG (electrocardiogram) makinesi. Sağlık Bakanlığı’nın da onayladığı bu iPhone kabının ismi AliveCor. Kap, 200 dolara cebinizde bir EKG cihazı taşımanızı sağlıyor.
Sağlık artık cepte... Kalp aktivitenizi takip etmek için
ne işten izin alıp hastaneye gitmek ne de bir servet ödemenize gerek var. Belki de ABD’nin ücretli sağlık izni sorunu bu şekilde çözülür. Tıbbın geleceği teknoloji tasarımında diyebilir miyiz? Deriz.