Irkçılık karşıtı yol hikâyesi
“Yeşil Rehber/Green Book”, gerçek bir hikâyeden yola çıkıyor ve kalpleri ısıtan ırkçılık karşıtı bir ticari sinema örneği sunuyor
Toronto Film Festivali’nden Oscar sezonu habercisi İzleyici Ödülü’yle dönen “Yeşil Rehber / Green Book”, gerçek bir hikâyeden yola çıkıyor ve kalpleri ısıtan ırkçılık karşıtı bir ticari sinema örneği sunuyor.
1960’larda geçen filmde İtalyan kökenli bar fedaisi Tony Lip, işsiz kaldığı dönemde bir iş teklifi alır. Ünlü klasik konser piyanisti Don Shirley, ırkçılığın hüküm sürdüğü güney eyaletlerinde bir konser turuna çıkacaktır ve hem şoförlüğünü hem korumalığını üstlenecek birini aramaktadır. Bu uzun ve zorlu yolculuk ön yargıların yıkılacağı ve iki adamın da kendileriyle yüzleşeceği bir deneyime dönüşecektir.
Dizginleri kopmuş komedileri kardeşi Bobby Farrelly’yle birlikte yöneten Peter Farrelly’nin solo olarak yönettiği “Yeşil Rehber”, dengeli bir yol filmi. İzleyicisini karakterlerin dünyasına zorlanmadan dahil eden film, hâlâ geçerliliğini koruyan ciddi bir konuyu sempatik bir şekilde ama hafifletmeden işliyor. Oscarlı aktör Mahershala Ali’nin ne kadar özel bir aktör olduğunu bir kez daha kanıtladığı filmde, Mortensen’in de fiziksel olarak farklı ve Ali’yle uyumlu bir performansı dikkat çekici. “Yeşil Rehber”, klişelere sırtını dönmeyen, kolay izlenen ve iyi niyetli bir ticari film olarak ödül sezonunda ismini duyuracak.
“Yeşil Rehber / Green Book”
Yön.: Peter Farrelly Oyn.: Viggo Mortensen (Tony Lip), Mahershala Ali (Dr. Don Shirley), Linda Cardellini (Dolores), Sebastian Maniscalco (Johnny Venere), Dimiter D. Marinov (Oleg) Sen.: Nick Vallelonga, Brian Hayes Currie, Peter Farrelly Gör.: Sean Porter Müz.: Kris Bowers
Ağlardan kurtulamıyor
Stieg Larsson’un ünlü kuzey polisiyesi Milenyum üçlemesi, İsveç yapımı sinema uyarlamalarından sonra David Fincher’ın yönettiği 2011 tarihli “Ejderha Dövmeli Kız”la Hollywood’a daha muhafazakar bir şekilde transfer olmuştu. Bu serinin farklı bir yönetmen ve oyuncu kadrosuyla çekilen devam filmi “Örümcek Ağındaki Kız / The Girl in the Spider’s Web”, Fede Álvarez’in imzasını taşıyor. Hacker ana karakteri Lisbeth Salander’ı ise yakın dönemde yükselişe geçen aktris Claire Foy canlandırıyor. Film, dünya savunma sistemlerini kontrol eden bir yazılımın peşine düşen Salander’ın bir suç örgütüyle mücadelesini konu alıyor. Fincher’ın zaman israfı yeniden çevriminin bile gerisine düşen film, dört başı mamur ve politik bir içeriği de olan kaynak metni aksiyona ve inandırıcılıktan uzak bir polisiyeye dönüştürüyor.
Haftanın diğerleri
- Scott Jeffrey’nin yönettiği ABD yapımı korku “Kötülük İçinde / The Bad Nun”, bir rahibenin Aesha Wadia adlı ana karaktere dehşet saçması üzerine.
- Sundance ve Rotterdam film festivallerinden izleyici ödülüyle dönen Gustav Möller’in yönettiği “Suçlu / Den skyldige”, Danimarka yapımı bir gerilim. Film bir kaçırılma olayıyla ilgilenen bir polisi konu alıyor.
- Kıvanç Baruönü’nün yönettiği komedi “Hedefim Sensin”in başrollerini Demet Akbağ ve Ata Demirer paylaşıyor. Filmin hikayesinde çiğköfteci Zekeriya’nın mafyadan kaçarken yaşadığı olaylar üzerinden hareket ediliyor.
- Vuslat Saraçoğlu’nun imzasını taşıyan “Borç”, bu yılki İstanbul Film Festivali’nin ulusal yarışmasından En İyi Film Ödülü’yle dönmüştü. Başrolünü Serdar Orçin’in üstlendiği film, komşularının bakımını üstlenen bir aileye odaklanıyor.
- Bollywood filmi “Hindistan Eşkıyaları / Thugs of Hindostan”, Aamir Khan’ın başrolünü üstlendiği yönetmenliğini ise Vijay Krishna Acharya’nın yaptığı tarihi bir aksiyon.
