Nükhet Everi

Nükhet Everi

nukheteveri@yahoo.com

Tüm Yazıları

Pırıl pırıl deniziyle sakin bir tatil hayali kuruyor, gürültüden uzak olmayı seviyor ve kampçı ya da karavancıysanız Bodrum’a 50 kilometre uzaklıktaki Mazı koyunu keşfedin

Bu hafta size saklı bir cennetten bahsedeceğim. Kalabalıklardan sıkılanlardansanız, yalnız başınıza kalmayı, gürültüden uzak olmayı seviyorsanız, kampçı veya karavancıysanız ve yeni bir yer arıyorsanız tam size göre bir yer var. Hem de inanmayacaksınız belki ama Bodrum yakınlarında. Mazı Bodrum’a 53 km mesafede dört mahalleden oluşan hoş bir köy.

Haberin Devamı

Bölgede fazla arkeolojik araştırma yapılmamış olmasına rağmen yapılan birkaç yüzey araştırmasından anladığımız buranın tarihinin en azından Karya dönemine kadar gittiği. Elbette daha sonraki kültürlere de ev sahipliği yapmış olan Mazı, Karyalılar için ilginç koylara sahipti bence. Mazı köyü Çamlıca, Armutçuk, Yukarı Mazı ve Sedef, Ilgın, Hurma Sahili, İnceyalı, Taşlıyalı, Akarca isimli koylara sahip Aşağı Mazı mahallelerinden oluşuyor.

Bundan beş yıl önce Bodrum’da yaşayan bir arkadaşım sayesinde burayı keşfettim. Aşağı Mazı’da geldiğimiz işletme, restoranı, pırıl pırıl denizi, sakinliği beni çok etkiledi. O akşam Bodrum’a dönerken burada mutlaka tatil yapmalıyım demiştim.

Bu yıl gene aklıma geldi Hurma Sahili ve kısa bir tatil yaptım.

Mazı köyünün sahil kısmı turizmden geçiniyor. Eskiden el halısı yapılırmış köyde ama artık yok. Köyün geçim kaynaklarından biri de zeytin. Zeytinler çok kaliteli ve zeytinyağı da iyi. Çok miktarda narenciye bahçeleri olan Aşağı Mazı’da birkaç tane pansiyon var insanlar köyde evlerini pansiyona çevirmiş. Sahilde üç restoran var. Kayabaşı, Mazı ve Sahil restoran.

Bodrum’a yakın sakin tatil

Çadır kuruyorlar

Hurma Sahili’ndeki Sahil Pansiyon’da kaldım. Mavi Yolculuk tekneleri her gün geliyorlar Hurma Sahili’ne, hatta bazıları gece de kalıyor. Ama hiç gürültü çıkartmıyorlar, ne müzik ne insan sesi duyamazsınız bu teknelerden. Günü birlik gezi yapan tekneler uğramıyor. Ayrıca koyun içinde Mağaranca adında bir koy var, orada kampçılar çadır kuruyorlar. Bölgede her yerde kamp yapmak mümkün, karavancılar da gördüm, onlar da konaklayabiliyorlar. Kampçılar ve karavancılar Sahil Pansiyon’un duş, tuvalet, sahil ve restoran imkânlarını kullanabiliyorlar. Benim kaldığım pansiyon bir aile işletmesi. 1988’de restoranla başladıkları iş zamanla büyüyor ve 1993’te pansiyonculuğa geçiş yapıyorlar.

Haberin Devamı

Burayı keşfeden yabancılar sayesinde bayağı meşhur oluyor, yurt dışında hani o turizmin en parlak olduğu, yurt dışından akın akın Avrupalı turistlerin geldiği dönemde. İşletme sahibi Mehmet bey yurt dışından müdavimleri olduğundan, Avusturya’dan sürekli gelip uzun süre kalan müşterilerinden bahsediyor. 15 Kasım’a kadar açık burası. Ama özel istek olursa kapalı olduğu dönemde de pansiyonu çalıştırıyorlar. Bu yıl yılbaşında bir grup varmış mesela. Normalde oda kahvaltı ya da yarım pansiyon kalabilirsiniz. Tam pansiyon almazsanız başka restoranlar da bir seçenek ama isteyene burada da öğle yemeği çıkıyor.

Vejetaryen ya da benim gibi vegansanız hiç düşünmeyin bile, sonuçta Ege ve nefis tatlar var bizlere uygun. Ben özellikle de narenciye bahçelerinden çıkan portakal, ayva ve hatta nardan Mehmet beyin eşi Gülsüm hanımın yaptığı reçellere bayıldım, İstanbul’a da getirdim. Ailenin neredeyse tüm fertleri ve personel canla başla çalışıyorlar ve hepsi çok güler yüzlü. Ben orada gençlerden çok güzel bir şey de öğrendim. Yassı bir taşın üzerinde kahve yakıyorlar, arıları uzak tutuyor bu kahve tütsüsü. İstanbul’da da denedim, yalnızca arıları değil sinekleri de uzak tutuyor, çok güzel de kokuyor. Kendi aktivitelerinizi yapabileceğiniz, kafa dinleyip her şeyden uzaklaşacağınız bir tatil seçeneği arıyorsanız iyi tatiller  dilerim burada.