Nükhet Everi

Nükhet Everi

nukheteveri@yahoo.com

Tüm Yazıları

Van’a gelir gelmez ilk olarak yıllardır Van 100. Yıl Üniversitesi bünyesinde bulunan Van Kedisi Evi’ni ziyaret etmenizi öneririm. Soyları tükenmekte olan Van kedilerinin üretildiği, koruma altına alındığı bu ev üniversite bünyesinde bir araştırma merkezi. Erkek ve dişi kedilerin birbirlerinden ayrı bölümleri, yavru kedilerin oyun mekanları, hamile kedilerin bakıldıkları birimler ilginizi çekecek. Arzu ederseniz gözetim altında kedileri besleyebilir, hatta sevebilirsiniz.

Kedileri de gölü de görülmeli
Bugün Van Gölü kıyısında yer alan Van şehri tarihte hep orada değildi. Su seviyesinin değişmesi ve savaşlar nedeniyle her yerleşim bir şekilde yer değiştirmek zorunda kalmıştır bu bölgede.

Haberin Devamı

Bir kaleler şehri

Orta Çağ İslam coğrafyacılarının küçük deniz anlamına gelen “buhayre” sözcüğüyle adlandırdığı, Osmanlı’nın Van deryası, yerel halkın da deniz dediği Van Gölü’ne siz de kısa bir süre sonra deniz demeye başladığınızı göreceksiniz. Ben Van’da geçirdiğim zamanlarda Van Gölü kıyısında keyifli ve huzurlu bir ortamda her sabah sessizliğe, temiz havaya ve dillere destan Van kahvaltısına uyanmayı tercih ediyorum ve bunu size de hararetle tavsiye ederim.

Kedileri de gölü de görülmeli

Bitlis’e bağlı Tatvan ilçe sınırları içerisinde bulunan Nemrut volkanik dağının patlaması sonucu oluşan kraterde biriken suların oluşturduğu, bugün Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün suyu sodalı ve çok güzeldir. Van Gölü’nde yüzmeden dönmeyin. Gölde kendini bu sodalı suya alıştırmış, ilkbahar sonu, yaz başı üreyen inci kefali veya Van balığı diye adlandırılan bir balık türü bulunur.

Bir kaleler şehridir Van. Öncelikle Eski Van’da yer alan (Tuşpa) Van Kalesi’nde göreceğiniz açık hava mabedi, kaya mezarları, Urartu kaya yazıtları, size son derece ilginç ve bir o kadar da gizemli bir uygarlık olan ve Van’ın her köşesinde kendilerinden kalan bir eserle karşınıza çıkacak olan Urartu uygarlığıyla ilgili ilginç ipuçları verecektir.

Prof. Dr. Afif Erzen’in kazılarıyla gün ışığına çıkmış olan ve Urartulardan günümüze gelen Çavuştepe Kalesi, surları, Haldi Tapınağı, saray yapıları, depoları, sarnıcı ve özellikle de dünya üzerinde çok az sayıda Urartuca yazıp okuyabilen kişilerden biri olan bekçisinin size yazıtları okuması ve tercüme etmesiyle çok heyecan verici bir deneyim olacaktır.

Haberin Devamı

Van-Hakkari yolu üzerinde bulunan, tarihi Urartulara kadar uzanan, günümüze geldiği şekliyle Orta Çağ’dan kalma Hoşap Kalesi de Yukarı Kale, Aşağı Kale, Büyük Saray, Antik Tuvalet, Tahıl Depoları, Büyük Tapınak gibi görülebilecek noktalarıyla en ilginç ve güzel Orta Çağ kalelerindendir.

Benzersiz taş işçiliği

Türkiye’nin en büyük krater gölü olan Nemrut Dağı Krater Gölü’nün uzun yolu keyfe dönüştürülebilir. Van Gölü ve Süphan Dağı manzaraları eşliğinde Tatvan’a gidip oradan özel araçlarla ulaşılan bu krater gölünün yolu üzerinde de ilginç yerleşim yerleri var. Krater gölü etrafında fokurdayan bacaları görünce en son 15. yüzyılda faaliyete geçmiş olan Nemrut Dağı’nın her an homurdanmaya başlayabileceği duygusuna kapılıyor insan.

Benzersiz bir taş işçiliği örneğinin sergilendiği Ahlat Mezarlığı ile Emir Bayındır Kümbeti, Çifte Kümbetler ve Ulu Kümbeti ve Gevaş’ta bulunan Halime Hatun Türbesi ile Selçuklu Mezarlığı’nı ziyaret listenize ekleyin.

Haberin Devamı

Van Gölü üzerindeki dört adadan en önemlisi olan Ahtamar Adası’na Gevaş iskelesinden keyifli bir tekne yolculuğuyla ulaşabilirsiniz. Dış yüzeyindeki Tevrat ve İncil konulu kabartmaları ve muhteşem mimarisiyle 10. yüzyılda I. Gagik döneminde yapılmış olan Surp Haç (Ahtamar) Kilisesi seyahatinizin en ilginç noktası olacak.

Aklınızda bulunsun

Van’ın dünyaca meşhur kilimlerini ve gümüş üzerine yapılan savat işçiliğini atölyelerinde görün ve mutlaka alın.

Adilcevaz’dan geçerken mutlaka durun ve ünlü bastonlarından alın.

Muradiye Şelalesi ile Doğu Anadolu’nun doğal güzelliklerine hayran kalın.

Adilcevaz ve Erciş’ten Muradiye’ye ilerlerken 4 bin 50 metre yükseklikteki Süphan Dağı’nı görebileceğiniz en iyi noktadan geçiyor olacaksınız. Bu yol üzerinde ilerlerken Malazgirt Savaşı’nın yaşandığı ovaya ne kadar yakın olduğunuzu, hatta zaman zaman İran sınırına teğet geçtiğinizi bilmek çok heyecan verici bir duygu.