Kasım herkes için farklı şeyler ifade eder. Kimine göre evde film izlemek, kitap okumak, kimine göre yaşadığı şehri keşfetmek için sokak sokak dolaşmak ve fotoğraf çekmek, kimine göre de sonbaharını bilmediği bir yere gidip oraları keşfedip gene fotoğraf çekmektir.
Öncelikle İstanbul’da olanlara tavsiyem şehrin sonbahar güzelliklerini görmek için mutlaka fotoğraf makinenizi de kapıp sokaklara çıkmanız. Bence Galata’da sokak aralarında ne kadar çok sürprizin sizi beklediğini görünce şaşırıp kalacaksınız. Graffitili duvarları, muhteşem apartmanları, köşeyi döner dönmez karşınıza çıkan belki şehirde yaşıyorsanız bile hiç fark etmediğiniz Kırım kilisesi, galerileri ve cafeleriyle Serdar-ı Ekrem sokak epey zaman geçireceğiniz bir yer olacak. Buralara yolunuz düşerse sokağın Galata Kulesi’ne yakın bölümünde yer alan Galeri Bu’da Ahmet Rüstem Ekici’nin aralık sonuna kadar yer alacak olan “Hamam” sergisini görmenizi tavsiye ederim. Konusuyla olduğu kadar sergilenen eserlerde ARTIVIVE uygulamasıyla artırılmış gerçeklik sunan bu sergiyi çok beğeneceksiniz.
Buralara kadar gelmişken kahve içmek ve şehrin en güzel tatlılarını tatmak için Doğan apartmanının köşesinden aşağıya dönüp hemen karşınıza çıkacak ilk sokak olan Tatarbeyi’nde Cafe Biberon’a da gidin. Bu sokak da keşfetmeye değer. Galata Kulesi’ne çıkıp şehre tepeden bakmayı da ihmal etmeyin. Kahve demişken, şayet İzmir’deyseniz ya da yolunuz düşerse size iki muhteşem öneri. Karşıyaka Nâzım Hikmet Bulvarı’ndaki Cofferem Roastery & Works yeni nesil kahveyle buluşturuyor sizi hem de gerçek uzmanlarından. Belki Hakan İme’nin de bir seminerine denk gelirsiniz. Alsancak’ta da minnacık yeni bir mekân açıldı. Cafe Bir Dilek Tat, her gün çay, kahve ve taptaze tatlılarıyla epey konuşulacağa benziyor.
Hâlâ Karadeniz’de baştan sona keyifle gezilecek pek çok yer var. Beni Karadeniz’de en çok etkileyen yerlerden biri Borçka Karagöl’dür.