Osman Şenher

Galatasaray’ın eski yöneticileri, “Fatih Terim tekrar teknik direktör olsun” diye kampanya başlattı. O kampanyayı başlatanlara sormak lazım, eski başkan Ünal Aysal, Fatih hocayı kovarken neredeydiler, neden hiç tepki vermediler?
Fatih Terim çok sıradan bir kişi ya, gel dedikleri zaman gelecek, git dedikleri zaman gidecek. Galatasaray’ı kötü duruma düşürenler işte bu düşünce tarzında olanlar... Herkesin bir gururu, izzeti nefsi var. Ne kadar Galatasaraylı olurlarsa olsunlar önce insanların gururu gelir.
Fatih Terim, dişiyle tırnağıyla milli takıma zirve yaptırmış. Türkiye’de, TFF Başkanı Yıldırım Demirören’den sonra futbolumuza yön veren ikinci kişi olmuş, milli takımla 8 yıl sonra Avrupa Şampiyonası’na katılmaya hak kazanmış. İyi bir jenerasyon yaratmış. Bu takımla Fransa’da çok büyük başarılar elde edecek. Hepsini elinin tersinle bir kenara itip Galatasaray’a gelecek ya da hem milli takımı hem de Galatasaray’ı çalıştıracak.
Böyle bir şey olabilir mi?
Bakın Ekrem Memnun, hem Galatasaray Kadın Basketbol Takımı’nı çalıştırdı, hem de Kadın Milli Basketbol Takımı’nı... Başına gelmeyen kalmadı ve sarı-kırmızılı kulüpten ayrıldı. Ergin Ataman da şu anda aynı konumda... Duymadığı

Galatasaray’ın Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanarak UEFA’dan gelen bir yıllık cezayı bitirmesi tabii ki başarıdır.

Fenerbahçe karşısında hiçbirimiz sarı-kırmızılı futbolcuların bu kadar mücadele edeceğini, istekli olacağını düşünmüyorduk.

Ancak kazanılan bu kupa, kulüpteki problemleri bitirecek anlamına gelmemeli... Galatasaray Başkanı böyle düşünüyorsa büyük hata yapar.

Bir fırsat doğdu. Başkan Dursun Özbek, hem yönetimini hem de futbolcu kadrosunu yenilemeli... Madem uzun seneler kulüp başkanı olarak kalacak, bu yönetimle devam ettiği müddetçe, ballı maaş alanlara göz yumduğu müddetçe başkana karşı yapılan eleştiriler bitmeyecek. İster Florya’ya Alp Yalman’ı, ister Selahattin Beyazıt’ı alsın hiçbir şey fark etmeyecek. Doğru işler yaparsa bu eleştiriler kendiliğinden ortadan kalkacak.

Başkan Özbek’e, Şansal Büyüka, ‘Mehmet Topal’ı alacak mısınız, Lucescu ile anlaşacak mısınız?’ diye soruyor. Başkan da ‘Susma hakkımı kullanıyorum’ diyor. Bu ne demek? Sanki Galatasaray, Lucescu ile Mehmet Topal ile anlaşmış başkan bunu deklare etmek istemiyor. Bunlara ne gerek var?

Eleştirildiği konuların başında bunlar geliyor. Çıkıp, yapamayacağın şeyler için camiaya, taraftara söz verme... Bu sefer

Galatasaray bu sezonu çok kötü futbol oynayarak kapadı. Böyle pahalı bir kadroyla lig altıncılığı gerçekten çok ayıp. Geriye ne kaldı, Türkiye Kupası. İlk kupasını kazanmaya mecbur kalan bir takımdı Galatasaray. Kazanamazsan iki sene Avrupa’da yoksun. Kulübün göreceği zarar maddi ve manevi o kadar büyük olacaktı ki bunun altından kalkmak kolay değildi.

Ama şimdi ne oldu? Galatasaray son hedefine ulaştı. Türkiye Kupası’nı kazandı, Avrupa’daki cezasını bir yılla bitirdi. Hem de taraftarın açısından bakarsak ezeli rakibini yenerek mutlu sona ulaştı. Taraftarların çoğu çok mutlu oldu. Kızdıkları futbolcuları bile affettiler.

Peki sarı-kırmızılılar bu kupayı kazanırken iyi bir futbol mu oynadı? Kesinlikle hayır. İlk yarı Fenerbahçe’den daha iyi mücadele ettiler, daha istekliydiler. Podolski ile de golü buldular. Ama ikinci devre neredeyse bir tek atakları yok. Sadece gol yememek için mücadele eden bir takım görüntüsündeydiler.

Sezonu kapamışlar

Fenerbahçe ise şampiyonluğu kaybetmenin sıkıntısıyla yara almış. O üç hafta önce seyrettiğimiz Fenerbahçe ile dün geceki takım arasında yüzde yüz fark var. Resmen sezonu kapamışlar. Van Persie’ye, Fernandao’ya bakıyorsun içlerinde o kazanma hırsı

Yıl 1996 Fatih Terim, milli takımdan ayrılıp Galatasaray’a geldi. Öyle bir jenerasyon yarattı ki yaşlı yabancılarla, genç Türk futbolcuların kaynaşması ligde 4 şampiyonluk ve UEFA Kupası’nı getirdi.

Şimdi Beşiktaş aynı konumda. Şenol Güneş’in elinde mükemmel futbolcular var. Bu Türk Futbolu için yeni bir jenerasyondur. Yabancılar ahlaklı, Türkler dürüst ve bu kazanılan şampiyonlukla artık Kartal’ın önü açıldı.

İyi hoca, taktik, kondisyon vererek mi olunur, yoksa hepsi milyon dolarlar alan o şımarık oyuncuları idare etmekle mi olunur... Bunu Şenol hoca herkese gösterdi. Çok iyi öğretmenlik yaptı. Takımdaki birlik beraberlik en üst seviyeye çıktı. Adaletli forma dağıttı. Yıldız dediğimiz futbolcuların hepsi zaman geldi yedek kulübesinde oturdular. Hiçbirinin de gıkı çıkmadı.

Gomez’i, Quaresma’yı, Oğuzhan’ı yeniden yarattı. Bu yapıyla Beşiktaş’tan uzun seneler şampiyonluğu hiç kimse alamaz. Kartal’ın rakiplerine bakıyoruz, Galatasaray düşmüş kendi derdine. Ne olacağı belli değil. Çok büyük sıkıntılar yaşadı, bundan sonra daha fazlasını yaşayacak. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, çok büyük yıldızlar transfer etti, ama sarı-lacivertli takımın teknik direktörü bu futbolcuları yeterince

Düşünebiliyor musunuz, Galatasaray, Süper Lig’i 5. bitiremiyor. Akhisar’dan medet umuyor, Osmanlıspor’un takılmasını bekliyor.

Futbolcular 2-3 haftadır biraz koşup, mücadele etmeye başladı. Hele dün gece Kayserispor’a 6 gol attı. Ben de kendilerine soruyorum: Ey büyük yıldızlar! Aklınız şimdiye kadar neredeydi? Herkese soruyorum: Türkiye Kupası kazanmak mı daha zor, yoksa ligi beşinci bitirmek mi?

Sarı-kırmızılılar kupayı kazanamazsa bunun hesabını kim verecek? Merak ediyorum yılda 3, 5, 6 milyon euro alan oyuncular, aldıkları ücretlerden indirim yapacaklar mı?

İnanın yazık bu Galatasaray’a... Kupayı kazansalar bile artık bu takım misyonunu doldurmuştur. Tribünlerin haline bakın, bomboş... Sanki cezalı maç oynuyorlar. Bu kadro değişikliğe uğramazsa Sinan Gümüş gibi yüreğini ortaya koyan isimlerle takviye edilmezse, gelecek sezonki tribünlerin hali, dün gecekinden farklı olmaz.

Artık yıldız futbolcu tiplemesini bırakalım. Hangisi yüreğini sahaya koyup çok koşuyorsa, takım için ter döküyorsa, artık o oyuncuya yıldız diyelim. Emre Çolak’ın her tarafı yıldız olsa ne olur? Sneijder, Selçuk... Bunlar artık yıldızlığını kaybetmişler. Keşke alan olsa da Cim Bom bunlardan kurtulsa...

Kayseri

Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’ni garantiledi. Fenerbahçe de Devler Ligi’nde ön eleme oynayacak. Torku Konya ve Başakşehir, Avrupa kupalarına katılacak. Burada Galatasaray’ın derdi ligi 5. bitirmek...

Sarı-kırmızılılar, Akhisar’ı yenerek puanını 48’e çıkardı. Son maçı ligde kalmayı garantileyen Kayserispor ile yapacaklar. O karşılaşmayı da kazanırsa 51 puanla sezonu bitirecek. Diğer tarafta Akhisar-Osmanlıspor maçı var. Başkent ekibi galip gelirse puanı 52 olacak; Galatasaray, Avrupa kupalarına katılma hakkını kaybedecek. Akhisar-Osmanlı maçı berabere biterse sarı-kırmızılılar 5. olacak, Osmanlı da lig 6.’sı olarak yine Avrupa kupalarına katılmaya hak kazanacak. Lig, Galatasaray’ın istediği gibi tamamlanırsa kupa finalinde daha stressiz bir maç oynayacaklar.

Karşılaşmaya gelince; 2-1’lik skor sakın sizi aldatmasın. Galatasaray kazandığı ilk penaltı, hakem Suat Arslanboğa’nın hediyesi... Daha çok gol pozisyonuna giren takım Akhisar’dı. Eğer Galatasaray maçı kazandıysa, bunu başta Muslera, daha sonra Linnes, Denayer ve Carole’un başarılı futbollarına borçlu...

İnşallah yönetim, “Bu takım seneye iyi bir hocayla ligin tozunu atar” gibi bir düşünceye kapılmaz. Kimseyi üzmek istemiyorum. Ama

Galatasaray’daki huzursuzluk en üst seviyede olsa da yeni bir başkan adayının çıkması mümkün değil. Diyorlar ki ‘Ünal Aysal hazırlık yapıyor, tekrar başkanlığa soyunacak...’ Adama her türlü hakaret yapıldı, ne hırsızlığı kaldı, ne düzenbazlığı... Neden bir daha aday olsun? Bundan sonra kulübün kapısının önünden geçmez. 27 kupa kazandıran kadınlar basketbolda Ekrem Memnun’la Avrupa Kupası’nı da kulübe getiren bir başkan bu kadar suçlanıyorsa tekrar gelmesi için aklını kaçırması lazım.

Aynı şekilde Adnan Polat da Aysal gibi her türlü hakarete uğradı. Onun da kulüple işi bitmiştir. Hele şu ortamda o koltuğu aklının ucundan bile geçirmez. Önceki gün Faruk Süren, Fatih Altaylı, Cem Kınay, Adnan Polat ve Mustafa Sarıgül, Papermoon’da buluşup yemek yemişler. İnanın aklınıza kim gelirse telefonla beni aradılar, ‘Yeni bir oluşum ortaya çıkıyor. Yeni Başkan Faruk Süren olacak, bunun toplantısı yapılıyor’ diyorlar. Böyle bir şeyin olması mümkün mü?

Şu an koca Galatasaray camiasında elini taşın altına sokacak inanın bir kişi yok.

Başkan Dursun Özbek neden istifa edip gitsin? Neden yönetimini değiştirsin? Orada düzen kurulmuş. Herkes hayatından memnun. Ballı maaş alanlar var. Her seyahate uçağın

TT Arena’da 27 bin Galatasaray taraftarı, takımı ligi beşinci bitirsin diye o kadar güçlü tezahürat yaptı ki, ilk yarı bu baskıyla sahada limitlerini zorlayan bir Cim Bom vardı. Zaman zaman Beşiktaş’tan daha iyi oynadılar. Gol pozisyonuna da girdiler ama değerlendiremediler. Burada en büyük faktör Beşiktaş’ın santrforu Gomez, Galatasaray’ın santrforu ise Sabri Sarıoğlu idi. Tek santrfor Umut Bulut ise kulübede.

Siyah-beyazlılar gol atıyor, teknik direktör Riekerink Umut’u oyuna alayım, hiç olmazsa bu maçı kaybetmeyeyim diye düşünmüyor. Son 10 dakikada bu oyuncuyu oyuna dahil etse de atı alan Üsküdar’ı geçmişti, geç kaldı. Galatasaray’ın bu mağlubiyetten sonra ligi ilk 5’te bitirmesi mucize gibi bir şey. Avrupa’daki cezanın bitmesi için Fenerbahçe’yi Ziraat Türkiye Kupası’nda yenmesi lazım. Bu futbolcularla bunun da gerçekleşmesi çok zor. Artık mevcut kadronun bu büyük kulübe verebileceği hiçbir şey kalmamıştır. Para edenlerin hepsinin satılması gerekir.

Oyuna bakıyorsun Sneijder çıkıyor, Donk giriyor. Ben bu oyuncunun futbolcu olduğuna bile inanmıyorum. Her ayağına top değdiğinde tribünlerden ıslık sesleri yükseliyor. Düşünebiliyor musunuz, sarı-kırmızılılarda bir futbolcuya