Galatasaraylı futbolcular herhalde dün gece Beşiktaş’a karşı oynadıkları futbolla gurur duymuşlardır! Bu büyük camia tarihinde böyle bir şeyle karşılaşmadı... İkisi de büyük takım... Muslera kalede devleşmese öğle bir skorla maç bitecek ki, resmen utanç tablosu ortaya çıkacak...
Ben haftalardır bu kötü futbolla G.Saray’ın hiç bir takımı yenemeyeceğini söylüyorum... İyi ki kalede Muslera var. O’nu bir kenara ayırın; böyle bir defans mı olur? Hadi Hakan Balta tecrübesiyle elinden geldiğince mücadele ediyor... Peki Semih’e ne demeli? Gomez, resmen dalga geçti. Her pozisyonda havadan veyahut yerden rakibini geçti, şut çekti. Bu Semih’i nasıl milli takımda oynattılar, bilemiyorum...
İki beke bakıyorum. Bir tarafta Olcan, diğer tarafta Sabri, resmen yol geçen hanı... Bu G.Saray forması bu kadar ucuz mu? Bu transferleri, 30 yaşındaki futbolcularla 3-4 senelik mukaveleyi kimler yaptı? Her önüne gelen futbolcuya yıllık 3 milyon euroyu kim verdi... Yazıklar olsun... Bir kulüp böyle mi idare edilir...
Burak sakatsan oynama kardeşim... Hiç olmazsa G.Saray 11 kişi sahaya çıkar... Sezon başı Hamza hocaya golcü aldırmadı. Şimdi ise takımını bir kişi eksik bırakıyor... Bir Gomez’e, bir
Dürüstlüğü, mali konulardaki başarısı herkes tarafından konuşulan Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, sarı-kırmızılıların büyükleri tarafından yine topa tutuluyor. Neden? Duygun Yarsuvat, ‘Benden sonra kulübü yönetecek en iyi ve bilgili insan Dursun Özbek’ demiyor muydu? Son Divan Kurulu’ndaki konuşmaları dinledim. Hem de üzülerek. Batmış, hortumlanmış bir kulübün en masum kişisi yerden yere vuruluyor. Hoş olmadı.
Aklıma ister istemez bazı şeyler takılıyor. Ben Başkan’ın mali konularda çok başarılı olacağını, kulübü düzlüğe çıkaracağını, Mustafa Deinizli’nin de sportif anlamda çok büyük başarılara imza atacağını düşünüyorum. Bu kadar kini, nefreti bir araya toplayarak, Galatasaray Başkanı salondan kaçırılmamalı. Camia dik durucaksa Özbek’e karşı değil, kulüp menfaatleri için dik durmalı.
Ne Fenerbahçe ne Beşiktaş’ın divan kurulu her doğruyu konuşarak başkanını bu kadar yıpratmaya uğraşmıyor. Evet divan toplandıysa ilk konusu Fenerbahçe Başkanı’nın ‘sahtekarlar’ lafı olmalıydı. Divan bundan neden hiç bahsetmiyor. Aziz Yıldırım orada kollarını açmış duruyor. Kendisine cevap verecek bir tek kişi yok mu? Aynı şekilde eski başkanlar, başkana muhtıra veriyorlar. Neyin muhtırası?
Mustafa Denizli’nin gelişi Galatasaraylılar’a ne kadar heyecan verirse versin bu kadroyla başarılı olmak çok zor... Astana mütevazı bir takım... Adamlar Galatasaray’ı gözlerine kestirmişler... Bütün futbolcuları canla-başla oynuyor, teknikleri sınırlı olmasına rağmen az daha dün gece bizlere kâbus yaşatacaklardı.
Galatasaray’da bir çok futbolcu kaliteleriyle bu takımda forma giyemez, giymemeli de... Bu yanlış kurulmuş bir kadro... Böyle bir takım Süper Lig’de de başarılı olamaz. Arada bir maç kazanır, taraftarın gönlünü alır ama şampiyonluk veyahut Avrupa’da başarı gibi şeyleri düşünmemek lazım... Futbol takımlarının olmazsa olmazı iki bekten başlıyor... Carole ile Denayer sakat olunca mecburiyetten Olcan ve Sabri oynuyor... İkisi de güçleri yettiği kadar mücadele ediyorlar ama kapasiteleri bu kadar, yetenekleri bu kadar... Kendilerini ne kadar zorlasalar da bunun üzerine çıkamazlar...
Olcan’ın defansif yönü sıfır.. Rakibi yanından el sallayarak geçiyor. Olcan rakibinin kademesine geçeceğine kalenin içine giriyor... Komedi gibi... Sabri, gidiyor hücuma çıkıyor, koca alan bomboş. Kim kapatacak orayı? Rakip rahat rahat Galatasaray kalesine gelip tehlike yaratıyor...
Chedjou,
G.Saray, Bursaspor gibi bir takım karşısında 3 farklı galip geldi. Bu büyük bir adım
Galatasaray bütün maçlarını bıçak sırtında oynuyor. Kaybedilecek puanlar belki de bu sezon kulübü hedefsiz bırakacak. Bunun için çok kaliteli bir futbol beklemek biraz hayalcilik olur.
Mustafa Denizli, takımın başına geçeli 1 hafta oldu. Mutlaka Denizli’nin ağırlığını herkes görecekti. Nitekim Bursaspor maçının devre arası, soyunma odasında neler konuşuldu bilemiyorum. Ama ikinci yarı ilk yarıdaki hataları yapmayan, koşan, sahada bütünleşen bir Galatasaray seyrettik.
Bursaspor’un kadrosu çok kaliteli. En azından Galatasaray’dan bir puan almak istiyorlardı. Sarı-kırmızılılar böyle bir takım karşısında 3 farkla galip geldi. Bu büyük bir adım.
Bakıyorsunuz, defansta Semih Kaya ve Chedjou’nun uyumu biraz daha artmış. Orta sahada Selçuk İnan eski günlerine dönme sinyali veriyor. Bilal, oyuna girdi, Rodriguez’den çok daha iyiydi. Hakan Balta, sakatlandı çıktı, Tarık Çamdal ilk defa sol bekte oynadı. Bana göre takımına çok büyük katkı yaptı. Kendini futbola verirse formasını kaptırmaz. Mustafa Denizli adaletli forma dağıtan bir antrenör. Yeter ki futbolcuda kıvılcımı görsün. Dün akşam belki bir seneden
Başkan Dursun Özbek, Ünal Aysal’ın yapamadığını yaptı ve Mustafa Denizli’yi teknik direktörlüğe getirdi. Denizli tecrübesiyle, bilgisiyle kulübe ve takıma çok şey katacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Özbek ise Galatasaray tarihinin en iyi, en fedakâr başkanlarından bir tanesi olacak. Hangi şartlarla kulübün başına geldiğini unutmayalım. UEFA, kulübe kırmızı damga vurmuş, ‘transfer yapamazsın’ diyor. Futbolculara Haziran sonrasına verilen bir sürü sözler... ‘Enkaz’ lafı az. İflas etmiş bir kulübe geldi, Denizli gibi...
Kendi kefaletiyle 70 milyon dolar para bulmuş. Yine cebinden 15 milyon dolar vermiş. Takımın içi boşalmış. İsim olarak yıldız futbolcular olsa da, sahadaki görüntüleri çok kötü. Florya’da arkadaşlık, sevgi, takım bütünlüğü hiçbir şey kalmamış. Gözünüzün önüne getirin Rize, Antalya, Atletico Madrid maçlarını. Bu kötü gidişatı kim düzeltebilirdi? Ancak Denizli gibi iyi bir hoca.
Kasımpaşa maçında takım 117 kilometre koşmuş. Neredeyse bu bir rekor. Ama özgüvenleri bitmiş futbolcular kalitelerini ortaya koyamayınca şans eseri ancak berabere kalabiliyorsun. Eminim Bursa ve Astana maçlarıyla sarı-kırmızılılar bir çıkış yakalayacak. Ama bu kadroyla Fenerbahçe ve
Galatasaray’da yeni teknik direktör Mustafa Denizli’nin bu kadroyla çok önemli başarılar yakalayacağını sanmıyorum. Sarı-kırmızılılarda top oynayan futbolcuların çoğunun büyük takım oyuncusu olduklarını düşünmüyorum. Ya da çok formsuzlar. Öyle bir defans var ki evlere şenlik. Sağ bek Sabri, iki stoper Semih ve Chedjou, orta sahada oynayan Selçuk dahil tüm futbolcular dün geceki görüntüleriyle takıma hiç bir başarı kazandıramazlar. Bırakın başarıyı takımlarına üç puan bile kazandırmaları çok zor.
Kasımpaşa’nın santrforu Eren Derdiyok keşke Türk Milli Takımı’nda oynasaydı. Girdiği her pozisyonda rahatlıkla Chedjou ve Semih’in üstünden toplara kafa vurabiliyor. Dün gece gol atamadıysa bu kendisinin şanssızlığı. Adem Büyük, Sabri’yi resmen silkeledi. Üstünden topu atıyor, yanından geçiyor, istediğini yapıyor. Sabri ve Galatasaray defansı resmen sallanıyor. Lacivert-beyazlıların her atağı gol tehlikesi oluyor. Orta sahada Donk müthiş bir futbolcu. Castro’yla sonradan oyuna giren Scarione de iyi gününde olunca Cim-Bom’un orta sahasını 90 dakika boyunca resmen bitirdiler. Ne Selçuk ne Emre ne Rodriguez hiçbiri direnemedi.
Kasımpaşa’nın stoperleri Titi ve Omeruo... Size yemin
Galatasaray Şampiyonlar Ligi’ne veda etti. Oynadığı futbola baktığımız zaman takım bundan daha kötü olabilir mi? Rakip kaleye gidemeyen bir görüntü verdi. Süper Lig’de Rizespor-Antalyaspor maçlarını gözünüzün önüne getirin. Uzatmalarda yenen goller, Madrid karşısında olduğu gibi rakibin baskısıyla dağılan bir Galatasaray seyrettik. Denizli’nin Galatasaray’ı bu kadar kötü oynayabilir mi! Bundan sonra futbolcuya dayalı düzen devam edebilir mi? Sahadan çıkan bir futbolcu Denizli’nin elini itebilir mi? Düşünün Denizli Galatasaray’a gelmedi. 8 Aralık’ta Astana maçı var. Bir tek Galatasaraylı ‘Bu takım Astana’yı yener Avrupa ligine devam eder’ diyebilir miydi? Süper Lig’de Fenerbahçe ve Beşiktaş’la puan farkı kaç olurdu? Yazarsak bir sürü sebepler gösterebiliriz.
Büyük hocalık, lider hocalık sadece şampiyonlukla olmuyor. Bakın Ersun Yanal, sarı-lacivertlileri şampiyon yaptı ve başkan tarafından gönderildi. Neden gönderildiğini araştırmak lazım. Galatasaray’da büyük değişim olacak. Hem oyun bazında, hem futbolcuların aldığı o mesuliyet artacak, çok farklı şeyler yaşanacak. Tabi bunda birinci şart camianın ve yönetimin kenetlenmesi lazım. Bazı genç yöneticiler sağda solda laf
Atletico Madrid’i anlatmaya gerek yok. Kendi liginde Real Madrid’in üstünde, ikinci sırada. Bütün futbolcularının gözünü bantla bağlasan yine de oyunlarında bir düşüş olmaz. Hepsi birbirini çok iyi tanıyor. İstedikleri zaman oyunu hızlandırıp, istedikleri zaman ise yavaşlatıyorlar. Galatasaray’a doğru dürüst iki pas bile yaptırmadılar.
Sezon başı sarı-kırmızılıların kadrosu kurulurken, ‘Bu kadro Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olur’ diyerek program yapanlar yanıldı. Devler Ligi ayrı bir arena. Orada az hata yapıp, çok mücadele edeceksin, tekniğin, klasın en üst seviyede olacak! Takım bütünlüğün ise Atletico Madrid’de olduğu gibi üst düzey olmalı. Bunlar sende yoksa rakip kaleye bile gidemezsin. Her neyse artık olan oldu. Mustafa Denizli ile Galatasaray’da yeni bir sayfa açılıyor. Sıkıntı çok... Takımdaki bir çok futbolcu kendine olan özgüvenini kaybetmiş. Hatta Burak gibi kendini sıfırlayanlar bile var.
Bu kötü gidişatın artık geride kalacağını düşünüyorum. Denizli çok tecrübeli. Futbolcu psikolojisinden çok iyi anlayan bir hoca. Ödüllendirmesini de, ceza vermesini de çok iyi bilir. Transfer deyince ille de çok para vermek gerekmez. Hangi mevkiye futbolcu alacaksan mutlaka en