Gurur kırıcı

18 Eylül 2013

Dün gece 55 bin taraftar müthiş bir tezahürat, tribünlerde harika koreografi, her şey çok güzeldi... Galatasaray maça da iyi başladı. İlk 25 dakika Real Madrid’den iyiydi. Melo ile gol pozisyonunu da girdi. Ama Eboue’nin hatası Isco’nun golü soğuk bir duş oldu. O heyecan veren Galatasaray gitti, yerine tanıyamadığımız futbolcular ortaya çıktı.
Şampiyonlar Ligi’nde maç kaybedebilirsin. Ama geçen sene yendiğin bir rakipten 6 gol yiyorsan, demek ki takımın içinde çok büyük sorunlar vardır. Ben zannederdim ki, futbolcular böyle büyük vitrin maçlarında, kendilerini göstermek için daha iyi mücadele eder. Yanıldım. Hele ikinci yarı Real Madrid resmen G.Saray’ı dağıttı. O defansın hali ne? Eboue, Chedjou, Dani.. Bu üçlü öyle hatalar yaptı ki, bir ara yazıklar olsun dedim. Melo, iyi oynayan ender futbolculardan derken, topu Benzama’nın ayağına verdi. Benzama, Burak gibi değil ki, adam uluslararası golcü, gitti golünü attı. Benzama golü atarken, Dani nerede, Chedjou nerede? İnanın Muslera’ya günah, Ronaldo öyle 3 gol attı ki... Herhalde Şampiyonlar Ligi’nde en kötü defansa sahip takım Galatasaray!
Chedjou geçen sene Fransa’da yılın defans futbolcusu seçilmiş, iyi ki de seçilmiş.

Yazının Devamı

Bu kadar gol kaçmaz

14 Eylül 2013

Galatasaray, dün gece Antalyaspor ile berabere kalarak oynadığı dört maçta altı puan kaybetti. Takım koşmuyor, mücadele etmiyor, Milli Takım’dan futbolcular yorgun döndü, sakatlar vardı, gibi bahaneleri hiç kimse uydurmasın... Hangi takım olursan ol bu kadar gol çok kaçırırsan galip gelemezsin...
İlk yarıyı Galatasaray mağlup tamamladı. En az altı farkla galip de bitirebilirdi. Burak, çok talihsiz bir günündeydi. Boş kalelere vuramadı, çektiği şut auta çıktı, defansa çarptı... Top bir türlü gol olmadı. Aynı şanssızlık Drogba için de geçerli... O da hem iyi gününde değildi hem de çok kaçırdı. Umut sonradan oyuna girmesine rağmen iki gol atabilirdi.
Uzun lafın kısası Antalyaspor karşısındaki sorun gol vuruşlarındaki başarısızlıktı... Bunu neye bağlarsanız bağlayın... Kötü oynayan futbolcular yok muydu? Tabi vardı... En başta Amrabat... Tam sokak futbolcusu... Güya Fas Milli Takımı’nda oynuyor... Türkiye’de de şampiyon Galatasaray’da... Bir futbolcu üst üste dört-beş pas hatası yapabilir mi? Bu yetmiyormuş gibi ayağına aldığı topları da rakibe kaptırıyor... Demek ki, bu arkadaşın formayı kapmak gibi bir düşüncesi yok... Kaderine razı... Benim tanıdığım Fatih Terim, bu

Yazının Devamı

İmparator’un Milli Takımı

11 Eylül 2013

Dünya Kupası’na gidemezsek çok üzüleceğim... Andorra ve dün geceki Romanya maçını seyrettikten sonra bu çocukların nasıl başarısız olduklarını anlayamıyorum... Fatih Terim, Milli Takıma çok büyük hava getirmiş... Abdullah Avcı zamanı o dökülen, motivasyonunu kaybetmiş futbolcuların yerine kazanma hırsları en üst seviyeye çıkmış futbolcular topluluğu gelmiş... Arda belki de hayatının en iyi futbolunu oynuyor, ulusal takımımızın beyni... Defansta, orta sahada, hücumda her yerde Arda var... Gökhan Gönül, Caner, Gökhan Töre, Selçuk İnan ve diğerleri dün gece kazanmak için resmen savaştılar... Ve analarının ak sütü gibi bu galibiyeti hak ettiler...
Düşünün bir sene önce biz bu Romanya’ya Şükrü Saracoğlu Stadı’nda 1-0 yenildik. O gün bizim için Brezilya hayalleri bitmişti. Bir sene sonra Fatih Terim ve çocuklarıyla yine umutlandık... O büyük turnuvaya gidebilecek miyiz, yine kolay değil... Estonya ve Hollanda’yı bile geçsek yine şansa ihtiyacımız var... Fatih Terim operasyonu bir yıl önce yapılmalıydı. Federasyon Başkanımız Abdullah Avcı’ya saygısından bu değişikliği yapmadı. Az da olsa son şansını kullanmak için Fatih Terim’i Milli Takımın başına getirmesinin ne kadar doğru karar

Yazının Devamı

Milli heyecan geri geldi

7 Eylül 2013

Özlemiştik, galibiyeti... Hele beş farklı böyle bir skoru uzun zamandır hatırlamıyorum... Yeni hoca yeni heyecan getirmiş milli takımımıza... Arda istekli... Gökhan Töre futbol adına müthiş işler yaptı. Mehmet Topal, Umut Bulut, Gökhan Gönül, Semih, Caner hepsi gayretliydi... Oynadıkları futboldan keyif aldılar. Bu görüntü hepimizi mutlu etti.
Salı akşamı Romanya’ya karşı çok zor bir maç oynayacağız... Kazansak dahi belki yine gidemeyeceğiz Brezilya’ya... Ama ne olursa olsun bu galibiyetler milli duyguları, milli heyecanı en üst seviyeye çıkartacak...
Fatih Terim hem usta hem de çok tecrübeli bir teknik direktör... Türk insanını nasıl duygulandıracağını, milli maçlara ilginin nasıl artacağını çok iyi bilir... Dün de Andorra’yla maçımız olduğunu bütün herkes biliyordu. Kime sorsam, “Akşam maçı seyredeceğim” diyordu. Bana şimdilik bu kadarı yeter... Milli Takım birden bire tavan yapmayacak, zamana ihtiyacı var, bu kesin... Ama yedek kulübesinde bile teknik direktörün, futbolcuların omuz omuza oluşu, birbirlerinin ellerini tutması, uzun zamandır görmediğimiz tabloydu...
Puan cetveline bakıyorum, iki galibiyet almışız... Biri Estonya, ikincisi Andorra... Dün geceki

Yazının Devamı

Galatasaray sıkıntılı

31 Ağustos 2013

Hazırlık maçlarında iyi futbol oynayarak Porto’yu, Arsenal’i yenen Galatasaray, Süper Lig’in başlamasıyla futbol olarak geriye gitti. Geçen hafta Bursaspor maçında olduğu gibi Eskişehir karşısında da en büyük sıkıntının orta sahada olduğu görüldü. Bir önceki hafta Daum, bu hafta da Ertuğrul Sağlam Galatasaray’ı çözmüşler. Sneijder, Selçuk ve Melo’ya biraz baskı uygulayınca bu yıldızlar yeteneklerini sahaya yansıtamıyor. N’Diaye, Erkut ve Aytaç görevlerinde çok başarılı oldular. Orta sahada sarı-kırmızılılara boş alan bırakmadılar. Defansın sağında ve solunda oynayan Tarık ve Veysel de iyi mücadele edince Galatasaray’ın gol şansı bir tek Drogba’ya kaldı.
Sezonun başındayız. Şu an takım tam hazır değil, bunu kabul ediyorum ama futbolcuların kazanma hırsı geçen seneki düzeyde değil. Tempoları ise rakipten çok daha yavaş. Fatih Terim, iyi bir hoca. Mutlaka buna bir çare bulacak. Ancak sarı-kırmızılı futbolcuların akıllarını başlarına toplamaları gerekir. Süper Lig geçen seneki düzeyinde değil. Çıta yükseldi. Bu sezon Bursa, Eskişehir, Kasımpaşa, Kayseri... Çok takımın canını yakacaklar. ‘Ben büyük futbolcuyum’ diye sahaya çıkan iyi mücadele etmeyen futbolcular kesinlikle başarılı

Yazının Devamı

Tek devrelik Galatasaray

26 Ağustos 2013

Galatasaray’ın, Bursa’da çok zorlanacağını biliyorduk. Daum’un, Bursa’da ikinci maçı. Geçen hafta Eskişehir’e kaybettiler için, Galatasaray karşısında kazanmak için her türlü varyasyonu deneyecekti.
İlk yarı sahada Galatasaray’ın hakimiyeti vardı. Sneijder ve Selçuk teknik becerilerini ortaya koyarlarken, Burak ile Drogba da gol kaçırma yarışına girdiler. Burak ve Drogba çok net iki gol pozisyonunu ağlara yollayamadı. Ancak Hamit’in harika pasını ilk yarının son dakikasında Burak gol yaptı ve tabelayı değiştirdi.
İkinci yarıda daha çok koşan, gol atmak isteyen takım Bursaspor’du. Bunda da başarılı oldular.
Selçuk ve Hamit yorulup, oyundan düşünce orta saha hakimiyeti tamamen yeşil-beyazlılara geçti. Belluschi’nin füzesinde ve direk gole müsaade etmedi. Ama Bursaspor’un, Galatasaray karşısında golü bulacağı her geçen dakika daha çok hissedildi. Sonuçta Batalla, genç Enes’e öyle bir pas verdi ki, Muslera’nın yapacağı hiçbir şey yoktu.
Galatasaray geçen hafta Gaziantep karşısında da maçın ikinci yarısında oyundan düştü. Dün gece de sahada aynı Cim-Bom vardı.
Kanatlardan Drogba ve Burak’a tek top gelmedi. Hele Eboue öyle hatalar yapıyor ki... Hakan Balta her şeyini sahaya

Yazının Devamı

Şampiyona yakışmadı

20 Ağustos 2013

Galatasaray’ın mükemmel bir teknik direktörü var. Futbolcu kadrosunda öyle isimler bulunuyor ki, rahatlıkla Türkiye üstü diyebiliriz. Tribünlerde 45 bin taraftar vardı. Futbol oynamak için, futbolcunun heyecan duyması için her şey müsait. Futbola baktığımız zaman Galatasaraylı futbolcular ya rakibi küçümsediler ya da bu maça kendilerini iyi hazırlayamadılar.
Oysa maça iyi başladılar. İlk 15 dakika Sneijder devleşti. Bir gol attı, yine mükemmel bir şutunu Karcemarskas kurtardı. Drogba girdiği çok net iki pozisyonu gole çeviremedi. Dakikalar ilerledikçe başta Hamit olmak üzere çok top kaybıyla oynayan oyuncuların sayısı arttı. Eboue tek olumlu top kullanamazken, her ikili mücadelede yere düştü oyunu soğuttu.
Burak istediği toplarla buluşamadı. Buna rağmen dün gece Galatasaray’ın attığı iki golde de Burak’ın payı çok büyük. İlk golün pasını verdi, ikinci golde ise günün başarılı ismi Karcemarskas’ı çaresiz bırakarak penaltı yaptırdı.
Sneijder ilk yarı mükemmele yakındı. İkinci 45’te ise çok top kaybetti. Selçuk, Emre, Melo ve Drogba’nın ilk defa bu kadar top kaybıyla oynadığını gördüm. Maçın sonlarına doğru sahada tanıyamayacağımız kadar kötü oynayan bir Galatasaray takımı

Yazının Devamı

Kolay değildi

12 Ağustos 2013

Galatasaraylı ve Fenerbahçeli futbolcuları kutlamak lazım. Dün gece sahada kasti faul yapmayan, rakibe tekme atmayan, sadece galip gelmeyi düşünen oyuncular vardı. Sezon başı olmasına rağmen 120 dakika oyundan düşmeden mücadele etmek kolay bir şey değil.
Maça gelince ilk yarı iki takım da birbirine üstünlük sağlayamadı. Girilen gol pozisyonları sayısı, neredeyse eşitti. Ama ikinci 45 dakika Galatasaray oyunun hakimiydi. Mert’in koruduğu kaleye çok şut çektiler. Kimini dün gecenin başarılı ismi Mert kurtardı, kimini auta attılar. Dün gece Galatasaraylı futbolcuların çoğunda bencillik vardı. Herhalde gecenin kahramanı olmak için arkadaşlarıyla paslaşmayı pek düşünmediler! Topa ben vurayım, golü ben atayım, günün adamı olayım düşüncesi maçı uzatmalara götürdü. Hele 63. dakikada Fenerbahçe’nin en iyilerinden Bruno Alves, oyundan atıldıktan sonra tek taraflı maç oldu. Galatasaray bu dakikalarda golü bulmalıydı.
Bir tek bencil olmayan futbolcu Sneijder’di. Sneijder, Inter’deki o muhteşem futboluna geri dönüyor. Takımı için oynuyor, kendi gol atmak istediği kadar, arkadaşlarını da gol pozisyonuna sokuyor. Selçuk çok gayretliydi, çok gol pozisyonuna girdi. Kaleciyle karşı karşıya

Yazının Devamı