Osman Şenher

Nereden nereye geldik... Galatasaray’ın şampiyonluğun birinci adayı olacağı, taraftarın bu kadar bütünleşeceği, Fatih Terim-takım-taraftar üçlüsünün tek yürek olacağı inanın aklıma gelmezdi.

Herkes bir yorum yapıyor. Galatasaray’ın kadrosu harikaymış. Kesinlikle buna katılmıyorum. Evet, iyi futbolcular var ama çoğu sorunlu. Tudor, bu futbolcularla öyle bir diyalog kurmuştu ki Florya, Nazi kampı gibiydi! Ağır idmanlar, futbolcular arasında kavgalar... Bu ortamdan şimdi nereye gelindi.

Her şeyden önce Fatih Terim’in oyunculara yaklaşımı, bu çok önemli. Bir teknik direktörün futbolcu ile kuracağı diyalog o isme zirve yaptırıyor. Radrigues, Tudor zamanında yedek kaldı, düşünebiliyor musunuz? Şu anda Avrupa’dan oyuncu için 20-25 milyon euro transfer teklifi geliyor. Donk ile Linnes adeta çöpe atılmıştı. Hatta Muslera bile çöpe gidiyordu. Şimdi hepsi tekrar kazanıldı ve pırıl pırıl parlıyorlar.

Sıkıntı yok mu? Çok var... Bu takımla Şampiyonlar Ligi’nde başarı gelir mi? Bence hayır. Süper Lig’de deplasmanlardaki performansına bakın takımın. Düşünün bir de Avrupa’daki maçlarda nasıl iyi sonuç alırlar. Ama yapacak bir şey yok. Bütün futbolcular şampiyon olmak için hocalarıyla kenetlenmişler

Süper Lig’de kolay maç yok. Şampiyonluğa oynayan takımlar için her maç zor geçiyor. Umulmadık puan kayıpları oluyor. Akhisar karşısında evet Galatasaray kazandı, 3 puanı aldı ama çok zorlandı. Muslera kalesinde devleşmese galip gelmesi mucizelere kalabilirdi.

Ben artık iyice inandım; bu takım deplasmanlarda havasını bulamıyor. TT Stadı’nda şov yapan takım deplasmana çıktığında hem tempo olarak düşüyor hem de futbolcular gerçek kalitelerini sahaya yansıtamıyor.

En zor deplasmanına çıkıyorsun, Akhisar gibi iyi bir takımla oynuyorsun, 2-0’ı da buluyorsun ancak arkasından bakıyorum; rakibin kaçırdığı penaltı, Muslera’nın kurtardığı yüzde 100 üç gol. Bunun yanında Galatasaray penaltı kaçırıyor. Öyle bir maç oldu ki gitti, geldi.

Okan Buruk’u kutlamak lazım. Mükemmel futbol oynatıyor Akhisar’a. İyi de futbolcuları var. Selezynov ve Muğdat hücumda çok etkili. Orta sahada Sissoko-Soner, Lopes-Kadir bunların hepsi çok iyi futbolcular. Dün Galatasaray’dan daha çok koştular. Hele ikinci yarı sarı-kırmızılılar deplasman stresine girdi, Akhisar’ın her atağı tehlike oldu. Çare yok, artık 180 dakika kaldı. Galatasaray haftaya Malatyaspor’la sahasında, 50 bin taraftarın desteğiyle oynayacak. Son maç

Önce şunu söyleyeyim, altı ayda bir kulüplerde yapılan kongreler faydadan daha çok zarar getirir. Altı aylığına başkanlığa gelen birisi ne yapabilir!

Her neyse... Artık söz ağızdan çıkmış, dönüşü de yok. 26 Mayıs’ta Galatasaray Kulübü üç sene hizmet edecek başkanını seçecek. En büyük adaylar da görevdeki başkan Mustafa Cengiz ve Dursun Özbek olacak. Aralarında kıran kırana bir yarışma olacak. Kongre Özbek’e daha önce ne söyledi: ‘Yönetimini değiştir, seçimlere öyle gir.’

Özbek ne yaptı? Aynı yönetimle seçimlere girdi. Hatta basketbolu yerle bir eden Can Topsakal’ı bile akıl verenlere inat yönetimine aldı. Neticede tepki oylarıyla Mustafa Cengiz başkan seçildi. Şimdi Özbek, ‘Ben akıllandım. Hatalarımdan ders çıkardım. Farklı bir Dursun Özbek göreceksiniz’ diyor ve güçlü bir yönetim kurulu oluşturuyor.

Başkan Cengiz ise seçildiği yönetimin birçoğunu değiştiriyor. Görev aldığım sürece Galatasaray gemisini karaya oturtturmadım. Kulübe zarar verenleri mümkün olduğu kadar ayıkladım. Üç sene daha başkanlık yapmak istediğini söylüyor. Kim yeni başkan olur. Orasını bilemiyorum. Tek dileğim her iki başkan adayı da inşallah yönetim kurullarını seçerken önce kulübün menfaatlerini düşünmüşlerdir.

D

Galatasaray dün gece şampiyonluk yolunda en önemli maçını kazandı. İlk defa bir derbi maçında yıldız futbolcularının bu kadar sorumluluk alıp, gayret gösterdiklerini gördüm. Sarı-kırmızılıların derbiyi galip tamamlamasının en büyük etkeni, Beşiktaş’tan daha iyi hazırlanmışlar, daha çok koşup, mücadele ettiler ve üç puanı daha çok istediler.

Fatih Terim tecrübesini, her şeyini ortaya koymuş bu derbi için. Taraftar, teknik direktör ve futbolcular bu kadar önemli bir maçta bütünlüğü sağlayınca galibiyet geldi.

Önce Japon Nagatomo’dan bahsetmek lazım. Büyük bir futbolcu ve aynı zamanda büyük bir profesyonel. Evet, geldiğinden itibaren iyi maçlar oynadı ama dün gece belki de hayatının maçını oynadı. İlk golün pasını verdi, Quaresma’yı kıpırdatmadı, hücuma çıktı... Bir futbolcu takımına ne kadar katkı sağlayabilirse onu yaptı.

Fernando... Her zaman Galatasaray’ın belkemiği olduğunu söylerim. İlk goldeki takipçiliği mükemmel ötesi bir görüntüydü. Ancak bunu çok büyük yıldızlar yapabilir. Gomis penaltı kaçırmasına rağmen, bir santrfor nasıl mücadele eder, rakibine nasıl baskı yapıp hataya zorlar bunu seyrettirdi bize.

Rodrigues daha ham, pişmemiş. Ama sürati, rakibe baskısı... Çok entresan

Süper Lig’in sonuna geldik. Pazar günü öyle bir derbi oynanacak ki Galatasaray kazanırsa yüzde 80 şampiyon olacak. Beşiktaş galip gelirse yarışa devam edecek, Başakşehir’in puan kaybetmesini bekleyecek. Şu anda herkes nefeslerini tuttu, stres, heyecan en üst seviyede.
Bu derbide en büyük aktör hakem Fırat Aydınus olacak. Dilerim şansı yanında olur. Ama şunları söylemek mecburiyetindeyim. Aydınus, 50 bin taraftar önünde hayatının maçını yönetecek. Bilhassa yan hakem Aleks Taşçıoğlu ile beraber çok dikkatli olması lazım. Futbol adaletini tam olarak sahada uygulaması gerekir. Sivas-Galatasaray maçında dışarıda olan pozisyonu Taşçıoğlu’nun uyarısıyla 18 içine alıp penaltı verdi. Böyle bir penaltıyı ne Galatasaray ne de Beşiktaş’a vermeli. İki takıma da günah.
Galatasaray açısından bakıyorum Tudor gitmiş, Fatih Terim gelmiş. Eski başkan Dursun Özbek gitmiş, yerine Mustafa Cengiz gelmiş. Orta sahadaki en değerli isim Ndiaye, maddi sıkıntıdan Stoke City’ye satılmış. Bu kadar sorunlara rağmen sarı-kırmızılılar başta taraftarın çok büyük desteğiyle, dişiyle tırnağıyla kazıyarak bugün lider duruma gelmiş. Hep aynı şeyi söylüyorum. Adalet, adalet, adalet... Bunu da sağlayacak olan hakem.

Galatasaray, Aytemiz Alanyaspor deplasmanında kendi kaderini Muslera’nın kurtardıkları, Sinan Gümüş’ün attığı golle yeniden yazdı. Bu kadar kaliteli, bu kadar mücadeleci bir maç uzun zamandan beri ilk defa seyrediyorum.

Mesut Bakkal’ın Alanyaspor’u çok kaliteli bir takım. Hele hücumda tekniği çok iyi Fernandes, Emre Akbaba, Douglas ile Muslera kalesinde devleşmese Galatasaray’ın şampiyonluk yarışından kopartacaklardı.

Ben kesinlikle Galatasaray’ın bu olduğuna inanmıyorum. Çok büyük transfer parası ödenerek yıldız diye alınan Younes Belhanda ve Sofiane Feghouli bu heyecana, bu tempoya ve sahadaki mücadeleye ayak uyduramıyorlar. Bu maç için söylemiyorum. Bu heyecanı yaşamak lazım. Bu arkadaşların ya güçleri bu kadar ya da heyecandan, stresten gerçek futbollarını gösteremiyorlar. Dün gece Fatih Terim son çare olarak Sinan Gümüş, Yasin Öztekin ve Eren Derdiyok’u oyuna almasa üstüne basa basa söylüyorum; bu maçı sarı-kırmızılılar kazanamazdı.

O kadar gereksiz yerini bulmayan, fuzuli paslar yapıyorlar ki, her kaptırdıkları top Alanyaspor atağı oluyor ve Muslera ile karşı karşıya kalıyorlar. Şampiyonluğa oynayan bir takım böyle hatalar yapmaz.

Düşünebiliyor musunuz, Serdar Aziz’in yaptırdığı

Galatasaray’ın, Ziraat Türkiye Kupası’nda Akhisar’a elenmesine mazeret aramıyorum. Ama bazı gerçekler var, onları da hepimiz görüyoruz. Başakşehir maçındaki ilk 11’i düşünün. Sıradaki karşılaşmalarda Fatih Terim bu futbolcularla şampiyonluk yarışına devam edecek.

Yedek kulübesine bakıyorum; Selçuk İnan, sonradan oyuna girer, otuz dakika kadar oynar. Tolga Ciğerci, çaresizlikten oyuna alınan bir futbolcu. Yeteneği, tekniği sınırlı. Bir de Sinan Gümüş’ü koymak lazım. Son 20 dakika sahaya sürülebilir. Eğrisi doğrusuna gelirse gol de atabilir. Biraz da Maicon. Ama şu anda çok formsuz.

Şampiyonluğa oynayan bir takımın kaliteli yedekleri olmazsa hedefe ulaşması zor. Fatih hoca da bunu düşünerek Akhisar karşısında rotasyon yaptı. Ama kalite ortada. Muslera ve Fernando harici oyuncuların hepsi yedek. Ve bas bas bağırıyorlar, ‘Biz Galatasaray’ın ayarında değiliz’ diye...

Tersini düşünün tam kadro Akhisar önüne çıktı Galatasaray ve finale yükseldi. 72 saat sonra aynı kadro Alanyaspor ile oynayacak. Kadro kırılgan, bu şimdi dile gelmiyor. Üç günde bir maç oynayacak futbolcu sayısı çok az. Hoca kafasında bir tercih yaptı. ‘Kupa mı, lig mi’ diye. O Süper Lig şampiyonluğunu seçti. Bana göre de

Şampiyonluğun en büyük adayı olan bir takımın yedekleri nasıl olur dün gece bunu gördük. Ayıp! Buna, “Giydiğin formaya ihanet etmek” denir.
Fatih Terim’in elinde zaten kısıtlı bir kadro var. Sakatlıktan, kart görmelerinden çekindiği için Akhisar karşısında rotasyonlu bir kadro çıkardı. Bu da ne gösteriyor? “Yedekteki futbolcularıma güveniyorum” demek istiyor. Fatih Hoca da dün güveni gördü!
Defansta oynayan Maicon ve Ahmet Çalık evlere şenlik... Sanki ayaklarına kurşun bağlamışlar. Koşamıyorlar, hamle yapamıyorlar, iki golü atan Seleznov, Brezilyalı savunmacıyı resmen paçavraya çevirdi. Demek ki Başakşehir maçında Fatih Terim, Denayer tercihini kullanmakta haklıymış. Ahmet Çalık... Yahu seni milli takıma alan teknik adam Fatih Terim’di. Peki bu halin ne? Hiç mi antrenman yapmıyorsun? Futbolu mu bırakmayı düşünüyorsun! Yazık, ne söyleyeyim. Galatasaray’a yazık!
Linnes dükkanı kapamış. Hücuma çıkıyor bir tek isabetli pası yok, şutu da yok. Savunmaya gelemiyor. Zaten Galatasaray’ın sağ tarafını Akhisarspor otoban gibi kullandı. Latovlevici’nin oyununu görünce iyi ki Nagatomo alınmış diyor insan. Japon futbolcu gelmemiş olsaydı, sarı-kırmızılılar şampiyonluk yarışının içinde