Takım gibi takım

15 Ekim 2017

Bu futbolculara saygı duymak lazım. Birçok futbolcu milli takımlarına gittiler, üst üste maçlar oynadılar, saatlerce yolculuk yaptılar. Buna rağmen Atiker Konyaspor gibi iyi bir takıma neredeyse gol pozisyonu vermeden 2 farklı galip geldiler.

Bunun karşılığını uzun süre sonra taraftarlar ilk defa görüyor. Evet, ilk yarıda daha çok koşan, orta sahada Galatasaray’a top yaptırmayan, atağa Fofana ve Milosevic ile çıkan bir Konyaspor vardı. Cim-Bom ise pas hataları yaptı. Ama Rodrigues’in yerine oyuna giren Selçuk ile bir anda üstünlüğü ele alan ve pozisyona giren Galatasaray olmaya başladı.

Selçuk çok sıkıntılı günler geçirdi. Fakat içindeki oynama arzusuyla, hırsıyla o da takımın bir parçası olmuş. Gomis’in attığı ilk golde yaptığı asistle dün gecenin kahramanlarından biriydi. Belhanda kötü günündeydi. Milli maçlar onu yormuş. Ne doğru dürüst koşabildi, ne pas verebildi, ne de şut çekebildi. Ama onun görevini Selçuk üstlendi.

Her zaman söylüyorum Gomis çok büyük futbolcu. Birinci goldeki gayreti, penaltıdaki hırsı, ısrarcılığı... Ben uzun yıllardır ne Türkiye’de ne Avrupa’da böyle santrfor görmedim. Söke söke, rakibine penaltı yaptırdı. Galatasaray için yorgun diyoruz, iyi futbol

Yazının Devamı

Sorunları kim çözecek?

13 Ekim 2017

Mustafa Denizli çok eskiden şöyle demişti: “Yabancı sayısı Türk Milli Takımı’nı etkilemez. 20 tane iyi futbolcuyu her zaman ay-yıldızlı forma için buluruz ve başarıyı da yakalarız...”
Bunu söylediği zaman yurt dışında çok az futbolcumuz oynuyordu. Aklımda kalan Erdal Keser ve İlyas Tüfekçi. Şimdiyse öyle bir konuma geldik ki, yurt dışından gelen futbolcularla bir, Türkiye’deki futbolcularla iki üst seviyede futbol oynayacak milli takım çıkarabiliriz.
Bana hiç kimse ‘Yabancı futbolcu sayısı fazla, Türk Milli Takımı bundan zarar görüyor’ demesin. Hele Lucescu’nun böyle bir bahanesi olamaz. Futbolcu yetiştiremiyoruz, bunu ben de kabul ediyorum. Sorun psikolojik. 18 yaşındaki çocukların eline büyük paralar geçince sapıtıyorlar. Futbolu unutuyorlar.
Milli takım forması kutsaldır, kulüplerin üstündedir. Bunu bize Ampute Milli Takımı gösterdi. O formayı giydiğin zaman duygulanmıyorsan, başka şeyler düşünüyorsan geleceğimiz nokta budur. Hatırlayın uzun senelerdir milli takım ne zaman azıcık bir başarı yakalasa hep sorunlar yaşadık. Bir ara tutturdular Mercedes araba isteriz diye. Bu sefer vergisini biz ödemeyiz, federasyon ödesin kavgası başladı.
Son beş senede futbolcunun bir

Yazının Devamı

Lucescu yanlış yaptı

10 Ekim 2017

Milli takımımıza gerçekten üzülüyorum. Lucescu’nun söylediği gibi futbolcu sıkıntısı yok. Almanya’da, İtalya’da, İspanya’da oynayan birçok oyuncumuz var. Çoğu da İzlanda maçında tribünde oturdu. Finlandiya karşısında bir kısmı oynadı, sahada daha çok koşan, daha çok mücadele eden bir milli takım ortaya çıktı.

Bu kadrodan bir kaç futbolcu İzlanda karşısında forma giyseydi, ben yine üstüne basa basa söylüyorum, Eskişehir’de galip gelebilirdik. Önce bir karar vermemiz lazım. Bizim milli takımın sorunu, onları oynatacak teknik direktör bulamıyoruz. Bulsak bile o hocanın arkasında durmuyoruz. Şu hale bakın Fransa’daki Avrupa Şampiyonası’ndan beri problemler bitmedi. Kolay kolay biteceğine de inanmıyorum.

Herkes federasyonu suçluyor. Federasyon ne yapsın? Futbolcuların olsun, teknik direktörlerin olsun bir dedikleri iki edilmiyor. Her türlü olanak sağlanıyor... Demekki artık bu sistem bitmeli. Hele dün Ampute Futbol Milli Takımı’nın ay-yıldızlı formayla o mücadelesini gördükten sonra bu formayı sırtına kim giyiyorsa fazlasıyla düşünmesi lazım.

80 milyon kişiyi kahrettiler. Herkes kendi adamını kolluyor. Futbol skor oyunu. Kazanmak için futbolcu sahada kendini göstermeli. Oyuncular hiçbir

Yazının Devamı

Rüya kötü bitti

7 Ekim 2017

İnsan üzülüyor... Uzun senelerden beri bizim Milli Takımımız gerçek gücünü sahaya yansıtamıyor. Fransa’da da bunu yaşadık. Elemelerde de yaşadık... Dün gece de yaşadık...
Fatih Terim ayrıldıktan sonra “tecrübelidir, ustadır, Avrupa futbolunu çok iyi bilir” dediğimiz Mircea Lucescu geldi. Ukrayna maçında “takımı tanımıyor” dedik. Hırvatistan galibiyeti sonrası “tamam Lucescu hayalimizdeki Milli Takımı yaratıyor” diye düşündük. Ama dün gece tam hayal kırıklığı yaşadık.
İzlanda fizik gücüyle futbol oynayan bir takım. Yüksek toplarda hava hakimiyeti en üst düzeyde... Topa iyi vuruyorlar. Böyle bir takım karşısında başarılı olmak için de senin de onlar kadar mücadele etmen lazım... Biz o mücadeleyi sahaya yansıtamıyoruz ki... Hiç bir futbolcuyu karalamak istemiyorum... İki tane elinde iyi stoper var. Biri Dortmund’da oynuyor, Ömer Toprak... Biri de Galatasaray’da oynuyor, Serdar Aziz... Lucescu tercihini kimden yana kullanıyor? Mehmet Topal’dan... Mehmet Topal Fenerbahçe’de arada bir stoper oynuyor... O da mecburiyetten... Ve başarılı olamıyor... Bunu Rumen hocanın bilmesi lazım...

Çağlar’a lafım yok. Genç, atletik, güçlü, kuvvetli bir fiziği var... İzlanda karşısında da ayakta kalan

Yazının Devamı

Sabri ve sporcu ahlakı!

6 Ekim 2017

Namuslu, ahlaklı futbolculara hangi takımın formasını giyerse giysin saygı duyuyorum.
Galatasaray kadrosuna baktığımız zaman Hakan Balta’ya Antalyaspor, Göztepe ve Bursaspor talip oldu. Hakan kabul etmedi. Kulüpten oynasa ya da oynamasa 1 milyon 200 bin euro alıyor yılda. Kendisini isteyen takımlar bu kadar para vermedi. Yöneticiler, ‘Sen git oyna, üstünü biz tamamlayalım’ demelerine rağmen Hakan, Florya’nın o temiz, güzel havasından ayrılamadı. Ve Galatasaray’a maddi olarak çok büyük zarar veriyor.
De Jong, Sneijder ve Riekerink’in isteğiyle zorla Galatasaray’a transfer ettirildi ama oynayamadı. Kapasitesi, tekniği yetersiz kaldı. Ajax başta olmak üzere birçok takımdan teklif aldı. O da yılda 2.5 milyon euro kazandığı için bütün taliplerini elinin tersiyle itti. Ve şu anda Florya’da yattığı yerden parasını alıyor.
Donk ise hayatımda gördüğüm en sorumsuz, en gamsız futbolcu... Florya’da takımla birlikte idmanlara çıkıyor. Kendisine Göztepe ve Kayserispor talip oldu. Donk da gitmedi. İstanbul’u çok seviyormuş. Ve o da takımına hiçbir katkı yapmadan 1.5 milyon euro kazanıyor.
Engin Baytar, Yiğit Gökoğlan, hatırlarsanız arabalarının içinde deste deste euroları havalara

Yazının Devamı

Kazanmayı çok istediler

1 Ekim 2017

41 bin taraftar, Türk Telekom Stadyumu’nu yine bayram yerine çevirdi. Herkesin yüzü gülüyor. Zaman zaman da olsa Galatasaray’ın futbolu keyif veriyor. Ama bu 7 maçlık periyotta ilk defa bu kadar zorlandı, pas hatası yaptı, Karabükspor’a orta sahada üstünlük sağlayamadı.

Bunlar tabii ki olacak. Daha yeni yeni futbolcular birbirlerini tanıyorlar. Her şeye rağmen çok net diyebileceğimiz 4-5 pozisyonu gol yapamadılar. Bence en büyük sıkıntı, bütün takım golü Gomis’e attırmak için uğraşıyor. Bu çok büyük hata...

Rodrigues gidiyor, kaleci ile karşı karşıya kalıyor. Vursa gol olacak, ama kafasını kaldırıyor markajda olan Gomis’e topu vermek istiyor. Rakip stoperler Barış ile Gaman topa müdahale ediyor ve pozisyon ölüyor.

Aynı şekilde Feghouli zor pozisyonda kaleye iniyor, kendi şut çekmeye düşünse o da golü atacak. Ama kalabalığın içindeki Gomis’i arıyor ve pozisyon bitiyor. Bunun gibi en az 6-7 pozisyon harcandı.

Evet Gomis çok büyük bir yıldız. Ama hep markajda... Feghouli’den başka 18’e girmeyi düşünen futbolcu yok. Bu da Galatasaray’ın futboluna olumsuz yansıyor.

Karabükspor’un attığı golde Belhanda öyle bir hata yaptı ki o kalitede bir futbolcu bunu yapmamalı... Ama bazen fazla özgüven

Yazının Devamı

Yöneticileri birileri sustursun

29 Eylül 2017

Yirmi yıldır aynı sorunlarla karşı karşıyayız. Önce şunu söyleyeyim... Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş taraftarları, taraftar gruplarının liderleri kesinlikle birbirlerine düşman değiller. Dışarıda görüşüyorlar, beraber yemek yiyorlar, sohbet ediyorlar...
Ama işin içine yöneticiler girince bu sefer olay başka yerlere geliyor. Taraftarlar ve camialar birbirlerine düşüyorlar. Samimiyetle söylüyorum; bu yöneticileri birileri susturmalı. Bunları sustururlarsa, demeç yasağı getirirlerse, cebinden ödemek kaydıyla milyonlarca lira ceza verirlerse futbolumuza huzur gelir.
Bunun kesinlikle bir an önce yapılması lazım. Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi oynandı. Sahada çok iyi bir mücadele vardı. Futbolcular terlerinin son damlasına kadar savaştı. Biz maçın ardından hemen oynanan futbolu unuttuk, sadece yöneticilerin beyanatlarını konuşuyor duruma geldik. Evet, hakem hataları vardı. Ama bunlar tabii ki bilinçli değildi. Ali Palabıyık da hata yaptı.
Ama şöyle bakmak lazım. Negredo’nun attığı golde %100 yardımcı hakem hatası vardı. Hasan Ali’nin, Cenk Tosun’un bileğine basmasıyla oluşan penaltı pozisyonunu Palabıyık görmedi. Ama buna gelinceye kadar daha maçın başında iki futbolcunun daha

Yazının Devamı

Kalitenin zaferi

25 Eylül 2017

Galatasaray, Bursaspor karşısında kendini test edebileceği en önemli maçını kazandı. Bursaspor mükemmel bir takım. Tribünlerde 33 bin seyircisi vardı dün gece.

Kadrosuna bakıyorsun; kaleci Harun, sağ bek Barış, sol bek Aziz, stoperler Titi ve Ekong... Badu ve Mikel orta sahada, Delarge ile Kembo kanatlarda... Çok iyi futbol oynuyorlar. Bilhassa ilk yarıda Galatasaray’dan daha çok pozisyona girdiler, orta sahada top yaptırmadılar. Son vuruşlarda Stancu biraz daha becerili olsaydı devreyi daha farklı bir skorla bitirebilirlerdi.

Ama ikinci yarıda geçen hafta Kasımpaşa maçında olduğu gibi sarı-kırmızılıların fizik gücü ortaya çıktı. Özellikle son 25 dakikada rakiplerine havlu attıran Galatasaray goller bulup, maçlarını kazanıyor. Evet şu ana kadar seyrettiğim takımlar içinde kalite olarak Cim-Bom biraz daha yukarda.

Tudor, Mariano ve Latovlevici’yi oyundan aldığı zaman hepimiz ‘ne yapıyor bu adam’ dedik. Yerlerine kimleri aldı? Feghouli ve Yasin’i... Ve bu değişiklik olduktan sonra Feghouli ve Tolga’nın golleriyle maçı kazandı. Evet Tolga’ya her geçen hafta benim de saygım artıyor. İyi mücadele ediyor. O olmasa Galatasaray’ın orta sahası göçer. Ndiaye, diri takımlar karşısında tek

Yazının Devamı