Osman Şenher

Bazı konulara anlam veremiyorum. Hem kendi camiası hem de dışarıdan Galatasaray’a karşı bir linç kampanyası var. Sorun nedir? Onu bilemiyorum. Sıkıntılar yok mu, tabii ki var. Bütün kulüplerde var. Bir tek Başakşehir ve Gençlerbirliği’ni ayırıyorum, her takım borçlarla boğuşuyor.
Galatasaray, yeni bir kadro kurmuş. İyi de futbolcular almış. Bu takım kaynaşma devresini daha atlatamamış. Ama her şeye rağmen Süper Lig’de lider. Harika bir futbol mu oynuyor? Hayır... Ama kötü de oynamıyor. Rakiplerinden bir eksiği mi var? O da yok... İlk yarıyı büyük bir sürpriz olmazsa sarı-kırmızılılar zirvede bitirmeye en yakın takım. Devre arasında üç iyi futbolcu alıp kadroyu güçlendirmeyi de planlıyorlar. Oynamayan futbolcular gönderilecekmiş. Ligin ikinci yarısı ilk 10 hafta fikstür avantajı var. Beşiktaş, Başakşehir, Trabzonspor ile kendi sahasında oynayacaklar.
Peki sorun nedir? Kapalı basketbol salonunun ruhsatı alınmış, sponsoru bulunmuş, kulüpten bir kuruş çıkmadan 15 bin kişilik salon yapılmaya başlanacak. Kemerburgaz’daki arazinin imzaları atılmış, beş tane antrenman sahası yapımı için sponsor da bulunmuş. Şu anda takımdaki bütün futbolcular paralarını zamanında alıyor. Baktığınızda

Galatasaray daha iyi futbol oynamalı... Bu kadro iyi oyunculardan kuruldu. Hepsi de çok yüksek paralar alıyorlar. Öyleyse, futbolun bütün güzelliklerini bilhassa kendi taraftarı önünde ortaya koymaları gerekir.

İlk yarı Akhisar’ın 2-0 üstünlüğüyle bitti. Böyle bir skoru hiç kimse içine sindiremez. Galatasaraylı futbolculara sormak lazım. 43. dakikada Lopes atılmasa, ne olacaktı bu maç? Nasıl dönecekti?

Önce taraftar oyuncuyu gözünde ilahlaştırmayacak. Bu kim olursa olsun... Geçen hafta Muslera, Beşiktaş derbisinde hata yaptı, ‘olabilir’ dedik. Dün gece ilk golde de iyi gününde bir Muslera ‘bırak’ derdi, o topu tutardı. Tamam ilk golü de geçelim ama ikinci golde böyle tecrübeli bir kaleci o hatayı nasıl yapar aklım ermiyor.

Belhanda’ya bakıyorsunuz, 10 numara demek takımın beyni demek. Gol attı, buna bir şey söylemiyorum. Ama maçın geneline baktığınızda oyunun içinde yok. Bu olmamalı.

Herkes aklını başına toplamalı. Teknik direktör tartışılabilir, fakat futbolcu çıkıp vazifesini yapmalı.

Gomis oyundan atılıyor. Belki hakem ağır bir karar vermiş olabilir. Peki sen neden dikkatli olmuyorsun?

Demek ki bu takımda otorite eksikliği var. Kendi sahanda bu kadar üst üste hatalar yaparsan,

Her yenilgiden ya da kaybedilen puandan sonra olduğu gibi yine Fatih Terim sesleri yükseldi. Ben anlatamıyorum galiba... Sezon başında Tudor, Galatasaray’ın hocasıyken, Lucescu’ya giden kimdi? Bu yönetim değil miydi? TFF, Lucescu’yu milli takımın başına getirmese Rumen hoca bugün sarı-kırmızılıların başındaydı.
O sıralarda Terim, kendilerinden teklif bekliyordu. Onu hiç düşünmediler. Florya’daki kurulu düzeni bozdurmamak için Terim akıllarının ucundan bile hiçbir zaman geçmedi. Bu operasyonun Galatasaray’a çok büyük zararı oldu. Taraftarın, Tudor’a olan güveni sıfırlandı. Hırvat hocanın kimyasını bozdu. Şu anda taraftar teknik direktör değişikliği istiyorsa tek sebebi budur.
Önceki gün Başkan Dursun Özbek, “Biz hiçbir teknik direktörle görüşmedik (Fatih Terim’en bahsediyor). Ligin ilk yarısını lider bitireceğiz. İkinci yarı fikstür avantajımız var. İlk on maçta aradaki puan farkını açacağız. Beşiktaş, Başakşehir, Trabzonspor, Türk Telekom Stadı’na gelecek. Biz onları yenip şampiyon olacağız” dedi. Bu ne demek... Birincisi Terim’i unutun. Başkan ‘Ben burada olduğum müddetçe Terim buraya gelemez’ mesajını verdi. İkincisi, şampiyon olsak ya da olamazsak sezon sonuna kadar Tudor bu

Futbolda biraz da şansın olacak. Galatasaray ilk yarı Beşiktaş ile başa baş futbol oynadı. Quaresma, Babel, Cenk etkili olamadılar. Tudor’un Denayer’i solda oynatması, Serdar Aziz ve Maicon’un mükemmel hamleleri, Mariano’nun Babel’i iyi marke etmesi siyah-beyazlıları birinci devrede etkisiz bıraktı.

İkinci yarı Muslera’nın yaşadığı şanssız bir pozisyon, Cenk’in bu hatayı gole çevirmesi Galatasaray’ın çöküşü oldu. Ne olursa olsun, sen büyük takımsan gol de yesen rakibine direneceksin. Bu yediğin gole karşılık vereceksin. Maalesef konuk ekip bunu yapamadı. Takımda bu direnç, bu özgüven yok. 15 dakikalık bir periyotta Kartal dört gol daha atabilirdi.

Cim-Bom’un bekleri, defansı, orta sahası hepsi birden çöktü. Her topu ayağına alan Beşiktaşlı futbolcu, Muslera ile karşı karşıya kaldı. Biraz dikkatli olsalar Başakşehir maçındaki felaket yaşanacak. Böyle olmamalı. Bunların hepsi değerli futbolcular ama hepsi kral, prens! Peki kim savaşacak bu takımda? Bir kişi var, o da Gomis. Kendisine zaten top gelmiyor, etkisizleşiyor. Başka da savaşan yok. Tamam bundan önceki maçlarda faturayı Tudor’a kestik.

Hırvat teknik adama ne diyebiliriz? Doğru kadroyla çıktı, doğru sistemle oynadı. Neticede

Herkesi derbi heyecanı sardı. Tabii bir sürü de algı operasyonu yapılıyor. Galatasaray kazanırsa lig bitermiş. Nasıl bitecek lig... Sezonun sona ermesine derbiden sonra daha 20 maç var. O kadar çok sular akacak, sıralamada o kadar çok değişiklik olacak ki, bu tür sözler için daha çok erken...
Fenerbahçe 9 puan gerideyken lig bitti mi? Bizler derbinin tadını çıkaracağımıza başka şeylerle uğraşıyoruz. Tabii ki Beşiktaş bu maçın favorisi. Kendi taraftarı önünde oynayacak. Bu bile öne çıkmaları için yeter. Ama unutulmasın Kartal’ın son 8 karşılaşmasında iki galibiyeti var. Galatasaray ise Trabzon, Başakşehir maçlarını kaybetti Fenerbahçe ile berabere kaldı.
Tudor hatalar yapıyor bunu kabul ediyorum. Ama o da ligin ilk yarısını derbi kazanarak bitirmek isteyecek. Ben sarı-kırmızılı takımın daha önceki büyük maçlarda oynadığı gibi Beşiktaş’ın üzerine gideceğini düşünmüyorum. Her şeyden önce Babel ve Quaresma’nın iki bek Mariano ve Linnes tarafından maç boyunca markaj yapılmasını bekliyorum. Başakşehir maçındaki gibi iki bek hücuma çıkacak, arka taraf boş kalacak! Bence bu sefer böyle bir şey olmayacak.
Fernando, Ndiaye ve Belhanda’lı orta sahayla daha defansif bir futbol

Galatasaray için artık kolay maç yok. Hele geçen hafta Başakşehir karşısında yaşananlardan sonra, üstelik Fernando ve Feghouli’nin oynamadığı bir maçta, ligin iyi takımlarından Alanyaspor karşısında alınan galibiyetin değeri çok büyük...

Sarı-kırmızılılar iyi futbol mu oynuyor? Kesinlikle hayır. Bu kaliteli kadronun daha coşkulu futbol ortaya koyması gerekir.

Takımın beyni dediğimiz Belhanda iki haftadır oynamasına rağmen takımın en kötüsü. Verdiği pasların çoğu rakibe gitti. Bilemiyorum herhalde gerçek futbolu bu değil. Uyum devresi mi yaşıyor, nedir anlayamadım. Ama kesinlikle takımına en ufak bir katkısı yok. Oyuna ağırlığını koyamıyor. Girdiği ikili mücadelelerin çoğunu da kaybediyor.

Mariano da iki haftadır kötü... Gençlerbirliği maçındaki o güzel futbolunu tekrarlayamıyor. Maicon ve Serdar Aziz çok iyi anlaşıyorlar. Tudor’un kesinlikle bu ikiliyi bozmaması lazım. Sol bek Latovlevici iyi niyetli. Çok koşuyor fakat ayağında hiç beceri yok. Soldan hücuma çıkıyor orta yapmayı düşünüyor, topun dibine vuruyor, hadi rakibin kafasına çarpsa yine bir şey demeyeceğim, gidip dizine çarpıyor. Olmaz böyle bir şey! Neden Tudor, Rumen futbolcuda bu kadar ısrar ediyor? Linnes hem daha çabuk

Önce şunu söylemeliyim, benim hiç kimseden beklentim yok. Ayrıca kimseye takık da değilim. Gördüğüm doğruları ya da yanlışları elimi vicdanıma koyarak size aktarmaya çalışıyorum.
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, her zaman söylediğim gibi çok iyi ve fedakâr bir insan. Bir çırpıda her şey unutuldu. Ama bir gerçek var: Batma noktasına gelmiş bir kulübün başına geçti. Buna rağmen bütün imkanlarını kullanarak çok iyi transferler yaptı. Hiçbirimiz bu kadar iyi futbolcular alabileceğini ne düşünüyorduk ne de tahmin ediyorduk. Peki bu transferleri yaparken beklenti neydi? Galatasaray’ın şampiyon olması. Beşiktaş gibi Avrupa’da başarıyı yakalaması. Kulübe para kazandırılarak borçların azaltılması.
Birinci hedef buydu. Şu anda elindeki kadro sarı-kırmızılıların bunu yapmasına müsait. Ama başkanın, Tudor ısrarı sıkıntı yaratmaya başladı. En büyük sorunu da kendi yaşayacak. Mayıs ayında kongre var. Şampiyon olmuş ya da ligi ikinci bitirmiş bir takımın başkanı olarak o kongreye girmezse başı çok ağrıyacak. Şimdiden bu konulara girmek istemiyorum.
Ama şunu söyleyeyim, 25 milyon büyük Galatasaray taraftarı tedirgin. Evet sarı-kırmızılılar hâlâ lider, kaybettiği hiçbir şey yok. Bir takım maç

Önce Tudor’dan başlamak istiyorum. Senin rakibin Başakşehir... Hiç mi seyretmedin turuncu-lacivertli takımı? Türkiye’nin en iyi futbol oynayan ekibi olduğunu bilmiyor musun? Attamah ve Epureanu gibi muhteşem iki stoperle oynadıklarının farkında mısın? Eren, Belhanda, Tolga hatta Ndiaye’nin çok kötü futbol oynadığını, takıma en ufak bir katkı sağlamadığını görmedin mi? Mutlaka görmemiştir.

Böyle bir şey olabilir mi? Cim-Bom 2-1 mağlup, Tudor değişiklik yapmıyor. Takım yürüyor, pas yapamıyor, yere düşen kalkamıyor, bir zavallı Gomis kendini parçalıyor ve hoca bunun farkında değil. İlk değişiklik 78. dakikada, 4. golü yedikten sonra yapılıyor. Rodrigues sarı-kırmızılıları hücuma çıkaran en çabuk futbolcu ve yedek kulübesinde oturuyor. Yasin, Galatasaray’ın futbolcusu değil mi? Mariano dökülüyor. En azından sağ açığa Yasin’i düşün. Belhanda beyin olarak da, fizik olarak da bu maça kendini hazırlamamış, neden Selçuk düşünülmüyor!

Yenen gollere bakıyorum... Denayer çok kötü bir stoper. O gelişindeki coşkunun karşılığını futboluyla veremiyor. Topa hamleleri, hava toplarındaki başarısı sıfır! Maicon, Serdar Aziz ile beraber daha başarılı oluyor. Serdar cezalı olunca dün Maicon da dağıldı.