İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından gerçekleştirilen "Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" çalışmasının 2001 yılı sonuçları, artık hiç kimsenin reddedemeyeceği bir acı gerçeği ortaya koyuyor: Türk sanayii 2001 yılında tam bir çöküntü içine sürüklenmiş bulunuyor. Karşımızdaki tablo, neresinden bakarsak bakalım, tam bir çöküntü tablosu. Çöküntü, 500 büyük firma içinde yer alan kamu kuruluşlarında inanılmaz, rakamlara sığmaz boyutlarda. Örneğin 500 büyük içinde yer alan 32 kamu kuruluşunda 2001 yılında yapılan maaş ve ücret ödemeleri yaratılan net katma değerin % 400’ünü, faiz ödemeleri de % 125’ini bulmuş. 2000 yılında bu oranların % 111 ve % 22 olduğu anımsandığında 2001’deki çöküşün ya da kırılmanın boyutları daha net görülebiliyor.
İSO’nun 500 Büyük Firma verilerine geriye doğru giderek bakıldığında 2001 yılının özel sektör sanayii için de tam anlamıyla bir kırılma yılı olduğu açıkça görülüyor. Yarınki Milliyet’te yer alacak olan Soru - Yorum köşesinde daha ayrıntılı olarak görebileceğiniz son on yılın verileri 2001 yılındaki çöküşün ya da kırılmanın, 1994 ve 1999 yıllarında yaşanan krizlerdekinden tamamen farklı boyutta olduğunu ortaya koyuyor.
Kamu kuruluşlarını şimdilik bir kenara bırakıp 500 Büyük Kuruluş içinde yer alan 468 özel sektör kuruluşunun 2001 yılı performansına baktığımızda, zorunlu ihracat atılımının aydınlattığı küçük köşe dışında, her tarafı karanlık bir tablo çıkıyor karşımıza. Özetleyecek olursak, reel verilerle:
Satış hasılatı % 3 gerileyen,
Vergi öncesi bilanço kârı % 9.1 düşen,
Net kârı % 71.9 düşen,
Ürettiği net katma değer % 35.2 azalan,
İşgücü verimliliği % 27.2 düşen,
Satış kârlılığı % 4’ten % 1.2’ye düşen,
Özsermaye kârlılığı % 16.5’ten % 5.3’e inen,
Net kârının altı katı faiz ödeyen,
Azalan özsermayesinin toplam kaynaklardaki payı % 31.3’e düşen,
Borçları tehlikeli biçimde tırmanan ve toplam varlıklarının % 67’sine yükselen bir özel sektör sanayii tablosu çıkıyor karşımıza.
Bu karanlık tablodaki tek aydınlık noktayı ise 500 Büyük Kuruluş içinde yer alan özel firmaların ihracatlarını dolar bazında % 22.8 artırmaları oluşturuyor.
2001 yılının Türk sanayii için bir "kırılma yılı" olduğu, 2000 yılında geçici bir düzelme gösteren bozulma trendinin 2001’de benzeri yaşanmamış bir sıçrama yaptığı ortada. 2001 yılında kırılma noktasına gelen sorunların aslında 1990’ların başından itibaren başlayan bozulma trendinin sonucu olduğu söylenebilir. Bugün gelinen noktada kritik sorun sanayimizin katma değer ve kâr üretememesi, dolayısıyla kendi bekasını sağlayacak şartları yaratamaması.. 500 Büyük Kuruluş içindeki özel kuruluşların asli faaliyetleri dışında elde ettikleri kârın 2001 yılında net kârlarının 5.5 katı olması da bu çıkmazın başka bir göstergesi.
Özel kuruluşların bugün bu noktada olması Türk özel sektörünün çok da parlak bir sınav vermediğini düşündürüyor ama 1991’den bu yana Türkiye’yi yöneten bütün iktidarların da büyük payı var bu dramatik tablonun ortaya çıkmasında. Türk sanayiinin çökme noktasına gelmesinde sorumluluk taşıyanlar şimdi hangi yüzle seçmen karşısına çıkıp oy isteyecekler acaba?