Dervişin bu açıklamalarını, son günlerde kulağıma gelen bazı söylentilerle birleştirdiğimde, ekonomi yönetiminde Dervişsiz bir dönemi düşünmeye başlamanın zamanı geldi mi diye sormadan edemiyorum. Kemal Derviş son dönemde yaptığı açıklamalarda ısrarla bir noktanın üzerinde duruyor, Türkiye ekonomisinin geleceğinin artık şu ya da bu kişinin varlığına endeksli olmadığını vurguluyor. Bugüne dek gerçekleştirilen kurumsal reformlar sayesinde, erken seçim gibi bir olayın bile ekonomide büyük sapmalara yol açmayacağını da sık sık belirtiyor. Dervişin katkısı Bence Dervişin devrede olması özellikle üç konuda belirleyici oldu ve Türkiyenin krizden çıkma sürecine girmesine katkıda bulundu:* Birincisi, Dervişin IMF ve Dünya Bankası ile ve ABD yönetimiyle yapılan temaslarda onların "dilini" ve davranış biçimlerini, tepki tarzlarını iyi bilmesi bize önemli bir avantaj sağladı. Bu kuruluşlar ve merciler, Derviş gibi güvenebilecekleri birine muhatap oldukları için Türkiyeye daha anlayışlı davrandılar ve krizden çıkmasına katkıda bulundular.* İkincisi, ülke içinde itibarı kalmamış olan hükümet, Derviş sayesinde ayakta kalabildi ve ekonomiyi bugünkü noktaya getirecek önlemleri alabildi. * Üçüncüsü, Dervişin devrede olması iktidar ortaklarının ekonomiyi ele geçirme ve ekonomi yönetiminde hakimiyet noktaları elde etme heveslerine set çekti. Türkiye ekonomisinin hala kritik bir dönemeçte bulunduğu bir dönemde Dervişin devre dışı kalmasının etkisi, bence Dervişin kendi dediği kadar önemsiz olmayabilir, onun ayrılmasıyla ekonomi yönetiminde hafife alınmayacak sorunlar doğabilir. Neden böyle düşündüğümü açıklamak için önce Dervişin ekonomi yönetimine ne kazandırdığını ve Türkiyenin çok daha derin bir krize sürüklenmesini önlemede nasıl bir rol oynadığını hatırlamamız gerekiyor. Derviş giderse Birincisi IMF, Dünya Bankası ve dış dünya ile ilişkilerde Dervişin gösterdiği yatkınlığı göstererek kişiyi bulmak hiç de kolay olmayabilir.İkincisi, Ecevitin hastalığı nedeniyle zaten sallantılı bir görünüm veren hükümet Dervişin ayrılmasıyla daha da büyük bir sarsıntıya uğrayabilir.Üçüncüsü, koalisyon ortağı partilerde bulunan, ekonomi yönetimini ele geçirme hevesindeki malum zevat amansız bir güç savaşına girişebilir.Dervişin devre dışı kalması belki de benim kuruntum ama bu olasılığın gerçekleşmesi halinde ciddi risklerle karşılaşmamız bana kaçınılmaz görünüyor ve Dervişin bu konuda yaptığı "bir şey olmaz" açıklamaları beni hiç tatmin etmiyor. oulagay@milliyet.com.tr Dervişin şu ya da bu nedenle devre dışı kalması ve ekonomi yönetiminin boşalması halinde her üç noktada da ciddi sorunlarla karşılaşmamız bana hiç de gözardı edilmeyecek bir olasılık gibi görünüyor.