Pazartesinden bu yana Türkiye’de yaşanan rezaletin kimin yüzünü güldüreceği, "kur çıpası"ndan vazgeçme kararıyla belli oldu. Devletin tepesindeki tepişme sonuçta enflasyon lobisine ve devalüasyon çığırtkanlığı yapanlara yaradı. Sayın Sezer ve Sayın Ecevit, umarım yaptıklarının nelere yolaçacağının farkında olmadıkları için, enflasyonun düşmesinden kaygı duyanlara ve devalüasyon özleyenlere hizmet etmiş oldular. Önceki gece alınan kararlarla Türkiye’de enflsayonu %20’nin altına indirme ve tek haneli rakamlara doğru götürme hedefi bir kez daha çöpe atılmış oldu. Türkiye ekonomisi çok büyük bir belirsizliğin içine sürüklendi. Her kesim için şu anda ölçülmesi çok zor olan bir fatura çıktı ortaya. Rahatlıkla "ekonomik ihanet" olarak da nitelenebilecek olan davranışları nedeniyle buna sebep olanlar, hiç bir şey olmamış gibi yerlerinde oturmaya devam mı edecekler, doğrusu çok merak ediyorum.
Bu noktadan sonra söylenenlerin ve yapılanların en ufak bir inandırıcılığı yok bence. Programın enflasyon hedeflemesiyle devam edeceği, mali istikrarın korunacağı, piyasaların kısa sürede dengesini bulacağı yolundaki lafların beş kuruşluk değeri yok. "Kur çıpası’nı Türkiye’ye tavsiye edip bütün programı ona dayandıran IMF’nin ve özellikle de bu programı sahiplenen IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’in kredibilitesi de büyük darbe yedi. IMF’nin desteği de fazla bir anlam taşımıyor bu noktadan sonra. Büyük olasılıkla olacak olan şey, döviz kurunun sıçraması ve bunun enflasyona yansımasıdır. Böylece %20’nin altındaki bir enflasyonla yaşama şansı olmayan kesimler ve rekabet güçlerini artırmak için devalüasyon isteyenler ilk aşamada bir rahatlama yaşayabilirler.
Bunun dışında neler olacağını kestirmek biraz daha zor ama gözlerin öncelikle Merkez Bankası ve bankalar üzerinde odaklanması kaçınılmaz görünüyor. Bugüne dek sahneye çıkmayan tasarruf sahibinin davranışları da bu yeni süreçte belirleyici olabilir. En karamsar olasılıkları dile getirmek istemiyorum ama ülkeyi ve ekonomiyi yönetme iddiasındakilerin akılalmaz davranışları karşısında en kötü senaryoları da artık düşünmek gerekiyor. Onların sayesinde Türkiye bir kez daha dünyaya rezil oldu. Bu rezilliğin sürmesini istiyorsak onları başımızda tutmaya devam edelim.