Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Davosta yaptığımız iş bölümünde ben dünyadaki gelişmeleri ve eğilimleri izleyerek buradan çıkarttığımız dersleri yakalamaya çalışıyorum. Bu nedenle de özellikle ekonomik sorunlar ve açmazlar bakımından Türkiyeye benzerlik gösteren Latin Amerika ülkeleriyle ilgili tartışmaları izlemeye çalışıyorum. Tayyip Erdoğanın Davostaki performansı beğenildi. Düşüncelerini net ifade ettiği, soruları iyi yanıtladığı ve ne istediğini bilen lider izlenimi verdiği görüşü, konuşmayı izleyen Türklerin çoğunun görüşüydü. Farklı görüşte olan birkaç kişi de vardı ama Erdoğanın Türkiyeyi kişilikli bir tavırla temsil ettiği izlenimi ağır bastı. LATİN AMERİKA ÇIKMAZI oulagay@milliyet.com.tr IMF 1. Başkan Yardımcısı Anne Kruegerin katıldığı bir oturumda konuşan Peru Devlet Başkanı Alejandro Toledonun sözleri hiç de iç açıcı olmayan tabloyu gözler önüne serdi. Başkan Toledo, yanında oturan Kruegerin gözlerine bakarak son 25 yılda ABDnin ve IMFnin tavsiyeleri doğrultusunda gerçekleştirilen reformların umulan sonuçları vermediğini ve mutlaka yeni açılımlara gerek olduğunu söyledi. "Bugün Latin Amerikada ekonomik büyüme durdu, işsizlik tırmanıyor; Bana iş bul diye yalvaran insanların umutlarını yitirmeye başlaması tehlikeli bir sosyal gerilim yaratıyor" diyen Peru Devlet Başkanı, bu durumun demokrasiyi de zorladığını söyledi. Türkiyeye de önerilen reçetenin özünü oluşturan "Washington konsensüsü"nün sorunlara çözüm getirmediği izlenimi yaygınlaşırken buna alternatif olarak bir farklı reçete de ortaya konabilmiş değil. Türkiye ve Breziyadaki yeni hükümetler de bu nedenle ciddi biçimde zorlanıyor. Sağlıklı büyümenin yolunu bulurken yoksullukla savaşı sürdürmek hiç de kolay olmayacak. Latin Amerikayı yakından tanıyan Harvard Üniversitesi profesörlerinden Ricardo Hausmannla Arjantinin durumunu konuşurken o da bana "Yeni bir krizden kurtulmanız mümkün mü?" diye sordu. Türkiyenin borç dinamiği konusunda bir fikri olduğu için bu soruyu sormuştu. Ben de aynı soruyu IMFden olaylı biçimde ayrılan eski başekonomist Michael Mussaya sordum. Mussa, kamu borcu / GSMH oranının % 85leri bulduğu ve faizlerin yüksek seyrettiği bir ülkede her an tehlikeli bir noktaya gelinebileceğini söyledi.