Bu ortamda Türkiye gibi büyümesini dış pazarlardaki ihracat performansıyla destekleyen ve dış kaynak girişine bağımlı olan ülkeler için de 2003 yılı, hayatın zor geçeceği bir yıl olarak görünüyor. Özellikle Brezilya ve Türkiyedeki yeni iktidarların bir yandan mali disiplini sağlayıp faiz dışı fazla yaratırken, diğer yandan büyümeyi ve yoksullukla mücadeyi hedefleyen politikalarla bu amaca nasıl varacakları merak konusu. Davosa gelmesi beklenen Brezilyanın yeni Devlet Başkanı Inacio Lula da Silvanın burada nasıl karşılanacağı merak konusu. Bu yıl Davosta kaygı ve tedirginliğin ağır bastığı bir ortam var. Olası Irak savaşının ve ABDnin başına buyruk tavrının yarattığı kaygı ve tepkilerin ötesinde, dünya ekonomisinin yakın geleceğiyle ilgili kaygılar da ön plana çıkıyor. Ekonomi alanında herkesin dikkatini çeken "Çin mucizesi"nin dışında sözü edilen bir başarı öyküsü yok gibi. Özellikle dünya ekonomisinin ağır toplarının hiçbirinde umut verici bir tablo görünmüyor. Japonyanın büyümeye geçmesi hâlâ zor görünürken, 2002nin son çeyreğinde duraklayan ABD ekonomisinin de "Avrupanın hasta adamı" diye anılmaya başlanan Almanyanın da 2003 yılına güvenilir büyüme beklentisiyle girdiğini söylemek olanaksız. Babacan iyimser Uyguladığımız programa uluslararası piyasalarda güven duyulması için ek iş olarak IMF ile 4. gözden geçirmeyi başarıyla tamamlamamız lazım. Önümüzdeki günlerde bütçenin açıklanmasıyla birlikte çok iyi ilişkiler içinde olduğumuz IMF ile 4. gözden geçirmeyi tamamlamayı amaçlıyoruz. Programımızda birinci önceliği enflasyonu düşürmeye veriyoruz. IMFnin üzerinde durduğu yüzde 6.5 faiz dışı fazla hedefini 2003 yılında rahatlıkla tutturacağız. Güvenin sağlandığı ortamda reel faizlerin düşürülmesi ve kamu borcunun GSMHye oranının da aşağı inmesini bekliyoruz. Özelleştirmede, piyasa koşullarının çok elverişli olmamasına aldırmadan hedeflerimizi gerçekleştirmeye kararlıyız. Ben piyasalarda oluşacak fiyatın sağlıklı fiyat olacağını düşünüyorum. Bunların yanı sıra reel sektörde işletmelerin verimli çalışmasını önleyen engelleri kaldıracak mikro düzeydeki düzenlemeleri yapmaya devam ediyoruz. Sosyal nitelikli projeler de mutlaka programımızda yer alacak. Kaygıların ağır bastığı bu ortamda hemen hiçbir ülkenin ekonomi bakanının iyimser olması kolay değil herhalde ama ekonomiden sorumlu bakan kimliğiyle Davosa gelen Ali Babacan iyimserliğini koruyor. Önceki akşam "Yol kavşağında Türkiye" konusunun tartışıldığı yemekli toplantıda birkaç yabancı gazeteci ve İngilterenin İsviçredeki büyükelçisi ile birlikte Ali Babacanın masasındaydık. Ali Babacan yabancı gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Türkiyedeki yeni hükümetin ekonomideki önceliklerini şöyle özetledi: Savaşın maliyeti Ali Babacan önceki gün IMFnin gerekli olup olmadığının tartışıldığı açık oturumda ise IMFnin tekel konumuna alınmasının IMF ile anlaşma yapma durumunda olan ülkelerin pazarlık gücünü düşürdüğünü ileri sürdü. Babacana olası bir Irak savaşının ekonomiye getireceği yükler konusu da soruldu. 1991deki Körfez Savaşının Türkiye ekonomisine maliyetinin çok ağır olduğunu belirten Babacan, olası bir savaşta doğabilecek zararların telafisi konusunda ABD ile yapılan görüşmelerde 3 ayaklı bir destek programı üzerinde durulduğunu söyledi. Buna göre ABDnin Türkiyeye hibe, borç ve borç garantisi biçiminde destek sağlaması söz konusu. Bunun kompozisyonu ve miktarı konusunda ise herhangi bir mutabakata varılmış değil Babacanın söylediğine göre. Meksika sürprizi oulagay@milliyet.com.tr Dün öğlen saatlerinde Davostaki Kongre Merkezinde ayaküstü görüşme olanağı bulduğumuz Başbakan Abdullah Gül ise Güvenlik Konseyi üyesi Meksikanın Davosta bulunan Devlet Başkanı Vicente Foxun kendisiyle görüşmek istediğini söyledi. Bu talebin Türkiyenin bölgede barışı korumak için gösterdiği çabaların bir sonucu olduğunu belirten Başbakan Gül, Türkiyenin aldığı inisiyatifle öne çıktığını ifade etti. Gülün Davostan Strasburga geçeceğini belirten danışmanı Ahmet Davudoğlu da Türkiyenin barışı koruma çabalarının Avrupa Birliğinde artan bir ilgi gördüğünü ve birlikte davranma potansiyelinin bulunduğunu belirtti.