YazarlarŞok pakete hayır 'Yeni hayat'a evet

Şok pakete hayır 'Yeni hayat'a evet

18.09.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Şok pakete hayır 'Yeni hayat'a evet

Şok pakete hayır Yeni hayata evet

Osman ULAGAY

Bizi yüksek enflasyona mahkum eden anlayışı artık kırmalıyız
Son günlerde bir "şok paket" tartışması başladı gene. İş alemini yakından tanıyan Ali Rıza Kardüz(T. Güngör Uras) ve Prof. Erdoğan Alkin, Sabah ve Milliyet'teki köşelerinde "şok paket"e karşı çıktılar, "bu hükümet şok paket uygulayamaz", dediler.
Tartışmaya belki de "şok paket" deyiminden, daha doğrusu "şok" sözcüğünden başlamak lazım. "Şok" sözcüğü, hele TV yayıncılığı yaygınlaştıktan sonra iyice dejenere edildi. Artık her TV haber bülteninde en az üç tane "şok edici" haber bulunuyor, "şok olan"ların sayısı her geçen gün artıyor. "Şok"u bu kadar bol olan bir ülkede "şok" denen şeyler artık şok etkisi yapmıyor.
Ekonomide sık sık sözü edilen "şok paket" deyimi için de benzeri şeyleri söylemek mümkün. Çeşitli dönemlerde gündeme gelen "şok paket"ler giderek şok etkisi bile yapmayan ve tutarlı bir bütünsel program içinde yer almadıkları için umulan olumlu sonuçları vermeyen, hatta bazı olumsuzluklara yol açan çabalar olarak görülüyor; "şok paket" söylentileri çıktığında çoğu kimse, "başımıza bu kez ne gelecek", diye düşünmeye başlıyor.
Şu anda "şok paket"e karşı duyulan tedirginliği bu çerçevede değerlendirmek gerek. Ayrıca bu hükümetin mevcut görünümüyle bir "şok paket" hazırlayıp uygulama yeteneği de kuşkusuz tartışılabilir.

İdare mi edelim?

Ancak kritik soru işte tam bu noktada ortaya çıkıyor. Acaba gelinen noktada, "bu hükümet(ya da Türkiye'yi yönetecek herhangi bir hükümet) 'şok paket'i falan unutsun, tutarlı bir program hazırlama ve enflasyonu hızla düşürme hayalinden de vazgeçsin, yalnızca durumu idare etmeye çalışsın", diyebilir miyiz?
Bence diyemeyiz. Dünya enflasyon rekortmeni olan Türkiye gibi bir ülkede enflasyonu yenme görevinin ertelenmesini düşünmek bile yanlış gibi geliyor bana. Artık hiç bir hükümet, enflasyonla ciddi mücadeleyi erteleme lüksüne sahip olduğunu düşünememelidir Türkiye'de.
Enflasyonun toplumsal dokumuzu daha da bozmasını istemiyorsak, Türkiye'nin yüzde 80 - 90'lardaki bir enflasyonla ve altı haneli dolar kuruyla (dolar 170,000 lira) dünyaya rezil olmasına tepki duyuyorsak, ilk önce olaya bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor galiba. "Enlasyonla nasıl yaşarız" paradigmasını kırıp "enflasyonsuz nasıl yaşarız"a sıçramak zorundayız. Enflasyonlu hayat tarzını terkedip enflasyonsuz hayat tarzını yeniden öğrenmek durumundayız.

Aşınan argümanlar

Önce zihinlerde, düşünce tarzında meydana gelmesi gereken bu sıçramanın hiç de kolay olmadığı ortada. Yıllar yılı enflasyonla yaşamanın, bir sürü sonuçsuz enflasyonla mücadele programı izlemiş olmanın da katkısıyla oluşmuş olan klasik argümanları aşmak gerekiyor bir kere. Bunların başlıcaları şunlar:
* Halkımız enflasyona alıştı, çoğunluk halinden şikayetçi değil.
* Enflasyon önceden tahmin edilebilir belli bir bant içinde(örneğin % 80 - 90) kaldığı sürece iş alemi için de bir sorun yaratmaz.
* Enflasyonu hızla aşağı çekmeye kalkarsak birçok firma batar, banka sistemi ağır yara alır.
* Bizde herkes fedakarlığı karşısındakinden bekler ve bu nedenle kimse enflasyonun düşmesi için fedakarlığa razı olmaz.
* Enflasyonla ciddi mücadeleye girişen bir hükümet oy kaybeder, seçim kazanamaz.
* Enflasyonla ciddi mücadeleyi ancak demokratik olmayan bir hükümet yapabilir; bunun için de askeri rejim gerekir.

Yeni hayata doğru

Bu argümanların hepsinde doğruluk payı olabilir ve bu argümanlara dayanılarak Türkiye'de enflasyonun bir hayat tarzı haline geldiği, demokrasi içinde enflasyonun yenilemeyeceği sonucuna varılabilir. Pekiyi ama bu argümanların her birine daha dikkatli baktığımızda bunların her birinin bir sakatlığı, bir zaafiyeti, bir yanılgıyı ifade ettiğini görmüyor muyuz? Bu argümanların bizi çıkmaza mahkum ettiğini görmüyor muyuz? Yüksek enflasyonu yenmeyi başarmış olan ülkelerin deneyimlerine baktığımızda, hemen hepsinde başarının bu argümanların aşılması sayesinde yakalanmış olduğunu görmüyor muyuz?
Bazı Latin Amerika ülkelerinin yüksek enflasyonu, demokrasiyi kullanarak nasıl aştığını pazar günkü yazımda anlatmaya çalışacağım. Bizim de artık bu argümanları aşarak "yeni hayat"a geçmenin yollarını bulmamız, hiç değilse aramamız gerekiyor.


Türk çifçisi kimilerinin iddia ettiği gibi eziliyor mu? Yoksa başkalarının iddia ettiği gibi abad mı oluyor?
DİE'nin genel fiyat endekslerinden bir ay sonra yayınladığı "Çiftçinin eline geçen fiyatlar" endeksi çiftçinin eline geçen fiyatlardaki artışın TEFE(toptan eşya fiyat endeksi) ve TÜFE(tüketici fiyat endeksi)'deki artışların arasında kaldığını gösteriyor. Yani belirgin bir kayıp ya da kazanç söz konusu değil. Çiftçinin eline geçen fiyatlar endeksi, temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %82.9 oranında artış göstermiş. Aynı dönemde TEFE'deki artış %80.7, TÜFE'deki %85.2.
Ancak tarım kesiminin alt kategorilerine baktığımızda durum değişiyor. Örneğin tarla ürünlerinde ve süt hayvancılığında çiftçinin eline geçen fiyatlardaki artış %60'ın altında; bu ürünleri üreten çiftçinin ciddi bir kaybı söz konusu enflasyon karşısında. Buna karşılık sebze üreticisi %135, meyve üreticisi %116'lık fiyat sıçramalarından yararlanmış ve enflasyonu yenilgiye uğratmış. Bu yılın ilk yedi ayında ise tarla ürünlerindeki fiyat artışlarının TEFE ve TÜFE'ye yaklaştığı, hayvancılıktaki fiyat artışlarının ise geri kalmaya devam ettiği görülüyor.


Bugün ve yarın Stockholm'de Avrupa İş Mükemmelliği Forumu'nda dünyanın önde gelen firma yöneticilerini ve yönetim teorisyenlerini dinleyeceğiz. Bugünün kaotik koşullarında başarının sırları ve geleceğin dünyasında başarılı olmak isteyen firmaların neler yapması gerektiği tartışılacak.
Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı(EFQM) tarafından düzenlenen Avrupa Kalite Ödülü yarışmasının sonuçları da Forum sırasında açıklanacak. Bilindiği gibi büyük şirketler için konan ödüle aday firmalar arasında Netaş, ilk kez verilen KOBİ ödülü için de Beksa finale kalan firmalar arasında bulunuyor. Türk firmaları bu başarılarıyla iş mükemmelliği alanında Avrupalı rakipleriyle boy ölçüşebildiklerini kanıtlıyor.


KEŞFETYENİ
Survivor'ın eski şampiyonunu gören tanıyamıyor! 'Bambaşka biri'
Survivor'ın eski şampiyonunu gören tanıyamıyor! 'Bambaşka biri'

Cadde | 20.06.2025 - 06:31

Survivor 2023 şampiyonu Nefise Karatay, Instagram'ı sık kullanan ünlülerin başında geliyor. Yeni paylaşım yapan Nefise Karatay, yaşadığı değişimle dikkatleri çekti.

Yazarlar