Kopya uzaylı aramızda

14 Ekim 2011

John Carpenter'ın 1982 yapımı aynı isimli filminin öncesini gözler önüne seren 'The Thing-Şey' insanları
dış görünüşleriyle taklit eden bir uzaylı yaratığın gizemli hikâyesini etkileyici efektlerle anlatıyor

Paleontolog Kate Lloyd (Mary Elizabeth Winstead) araştırma yapmak için Antartika'daki Norveçli bilimadamlarının kampına katılır. Bilimadamları her yerin buzullarla kaplı olduğu bu ıssız yerde yıllar önce gömülmüş bir uzay gemisi bulur. Uzay gemisini incelerlerken büyük bir buz kütlesinin içinde ölmüş bir uzaylıyı fark ederler. Vakit geçirmeden uzaylının cesedini kampa getirirler. Ancak, uzaylı hâlâ yaşamaktadır ve insanları taklit ederek onları birbirine düşürmektedir.

The Thing- Şey
John Carpenter'in 1982 yapımı aynı adlı filmin öncesini anlatan 'The Thing-Şey' baştan aşağıya ilk filmin birebir kopyası. İlk sahneden son sahneye kadar kamera açıları, iç-diş çekimler ve dekor neredeyse aynı. Ama ne hikmetse ilk filmin devamı değil de öncesi olduğu ileri sürülüyor.
İlk filmden bu yeni çevrimi ayıran tek fark ise görsel efektler. Uzaylı yaratığın insanları taklit etmeye çalıştığı sahneler izleyenleri etkilemeyi başarıyor. Hatta bazıları o kadar gerçekçi ki

Yazının Devamı

Rocky robot oldu!

7 Ekim 2011

900 kiloluk metal yığını robotların öldüresiye dövüştüğü 'Real Steel-Çelik Yumruklar' kalbiyle savaşan efsane boksör Rocky Balboa'nın izinden giderek bilimkurgu ve dramayı etkileyici bir biçimde harmanlıyor

'Savaşmak için güçlü olmak gerekmez eğer yenilmez bir kalbin varsa kimse önünde duramaz.'

Real Steel- Çelik Yumruklar


Eski boksör Charlie Kenton(Hugh Jackman) ringlere geri dönmek için büyük bir şans yakalar. Artık 2,5 metre boyunda ve 900 kilo ağırlığındaki robotları uzaktan kumanda ile kontrol ederek dövüşecektir. Kenton dövüşlerde kullanmak için iyi bir robot ararken oğlu Max(Dakota Goyo) hurda metalden bir robot bulur. Kenton robotun bazı parçalarını değiştirerek onu dövüşler için bir boksör gibi hazırlamaya başlar. Tek amacı mutlu olduğu günlere dönmektir.

Rocky'nin güncellenmiş hali


Yazının Devamı

Mühürlü köşkte seks

30 Eylül 2011

Polisten kaçan bir çetenin lanetli ruhlarla çevrili bir köşkte yaşadıklarını anlatan ‘Mühürlü Köşk’ seks sahneleri, efektleri ve oyunculuklarıyla Türk sinema tarihine geçecek ender yapımlardan…
Mühürlü Köşk
İster Türk ister yabancı, ister komedi ister drama olsun bir filmin en önemli özelliği ne anlattığı değil inandırıcı olmasıdır. Galaksilerde yıldız savaşlarına katılabilir, denizlerin altında dev yaratıklarla mücadele edebilir ya da kaybettiğiniz insanları geri getirmek için zamanda yolculuk yapabilirsiniz. Eğer anlattığınız hikâyeyi izleyenlerin ruhuna işleyebilirseniz başarıyı yakalarsınız. Gerçekçi efektler, mekânlar, dekorlar ve kostümler algılamanızı daha da güçlendirir. Oyuncular ise beyaz perdenin büyücüleridir. Onlar olmadan sihir tutmaz.


Son dönemlerde yapılan Türk korku filmlerine bakıldığında bu büyünün bir türlü tutmadığı (birkaç örnek dışında-Musallat ve Dabbe) görülüyor. Çünkü ne anlattıkları ne de gösterdikleri inandırıcı. Hep bir öncekilerden ya da yabancı filmlerden esinlenmeler var. Özgün bir hikâyeye denk gelmek adeta sayısal lotoyu tutturmak gibi bir şey. Gişe yapar fikri ile filmlerde kadın figürünü yerli yersiz bolca kullanmak da ortaya

Yazının Devamı

Kötü ruh geri döndü

30 Eylül 2011


Ruhlu evler kategorisine giren ‘Korku Evi’ Daniel Craig, Rachel Weisz ve Naomi Watts gibi sağlam oyuncularla klasik ama izleyenleri derinden etkileyen bir gerilim filmi…

Dream House- Korku Evi
Will Atenton (Daniel Craig) karısı (Rachel Weisz) ve iki kızıyla New England’ın bir kasabasına yerleşir. Will’in amacı sessiz ve sakin bir hayat sürmektir. Ancak, yaşamaya başladıkları yeni evlerinde bir anne ve çocuklarının öldürüldüğünü öğrenirler. Bütün kasaba katilin hayatta kalan baba olduğuna inanmaktadır. Will olayı araştırmaya başlar. Tek yardımcısı da ölen anne ve çocukların komşusu Ann Peterson(Naomi Watts)’dır. Will ve Ann parçaları birleştirdikçe ortaya ürkütücü bir hikâye çıkar.

Klasik ama etkileyici bir yapım
Yine mutlu bir ailenin yeni bir eve taşınması ve orada bulunan ruhlarla hayatlarının zehir olmasını konu alan bir filmle karşı karşıyayız. Daniel Craig, Rachel Weisz ve Naomi Watts gibi yetenekli oyuncular çok iyi bir performans sergiliyor. Gerilim tüm film boyunca hat safhada. Olan bitenler hakkında fikir yürütmeye çalıştığınız her an yarı yolda kalıyorsunuz.


Yazının Devamı

Ünlü popolarla dans!

26 Eylül 2011

Artık yeni hikâyeler anlatmakta zorlanan Hollywood çıkış yolunu ‘Arkadaştan Öte’ filminde ünlü oyuncuları yatağa atmakta buluyor…

Friends with Benefits-Arkadaştan Öte

Gerçek aşklarını bir türlü bulamayan Dylan (Justin Timberlake) ve Jamie’nin (Mila Kunis) yolu New York’ta kesişir. İşlerine odaklanmaya çalışan iki yeni arkadaş beraber olmaya karar verir. Bu yeni ilişkide aşk değil seks ön plandadır. Her gün deliler gibi sevişerek aşka meydan okurlar. Ancak bir gün evdeki hesap çarşıya uymaz. Dylan ve Jamie hiç beklemedikleri bir anda birbirlerine âşık olur.

Ünlü ikili çıplakken daha doğal!

Aşktan, sevgiden yana şansları olmayan, terk edilenlerin hikâyesinin anlatıldığı ‘Friends with Benefits-Arkadaştan Öte’ izleyenlere yeni bir şeyler söylemiyor. Aksine ‘romantik-erotik’ türüyle tıkanan Hollywood film sektörüne yeni bir yol gösteriyor. Bu yolda ünlülerin popolarını göstermek, oral seks yapmak ve annelerin önünde sevişmek mübah. Zaten Türkiye’de 15 yaş altındakilere gösterilmesi de yasaklandı. Ancak, yeni formülün tuttuğu hâsılattan belli oluyor. 35 milyon dolara mal olan ‘Friends with Benefits’ bugüne kadar 98 milyon dolar kâr getirdi.

Filmde Justin Timberlake-Mila

Yazının Devamı

Uzaylılar altın peşinde

16 Eylül 2011

Altın fiyatlarının hızla yükseldiği bu günlerde vizyona giren 'Kovboylar ve Uzaylılar'
başka dünyalardan gelenler için bile altının ne kadar değerli olduğunu gözler önüne seriyor

Cowboys&Alien- Kovboylar ve uzaylılar

Geçmişine dair hiçbir şey hatırlamayan Jake Lonergan'ın (Daniel Craig) yolu Arizona'da 'Absolution' adlı ıssız bir kasabaya düşer. Kimseye fark ettirmeden günlük ihtiyaçlarını gidermeye çalışan Lonergan'ı kasabanın şerifi fark eder. Jake Lonergan, her yerde aranan azılı bir soyguncudur. Lonergan hafızasını kaybettiği için suçlamaları reddeder ancak tutuklanmaktan kurtulamaz. Aynı günün akşamı kasabalıları da bir sürpriz beklemektedir. Uçan nesnelere sahip bazı kişiler, ellerindeki çok güçlü silahlarla insanlara saldırıp; içlerinden bazılarını kaçırır. Kasabanın en güçlü adamı Albay Dolarhyde'nin(Harrison Ford) oğlu da kaçırılanlar arasındadır. Lonergan ve kasabalılar kısa sürede karşılarındakilerin bu dünyadan olmadığını anlar.

Amerika'da zarar etti
Başrollerini Daniel Craig ve Harrison Ford'un paylaştığı Steven Spielberg, Ron Howard, Brian Grazer, Alex Kurtzman ve Roberto Orci gibi yapımcıların yer aldığı 'Kovboylar ve Uzaylılar' bu kadar yetenekli ve

Yazının Devamı

Ölümle saklambaç

9 Eylül 2011

"Nereye kaçarsan kaç, nereye saklanırsan saklan asla ölümü atlatamazsın"

Final Destination 5- Son Durak 5

Bir fabrikada çalışan mesai arkadaşları şirket gezisine çıkar. Otobüsle gidecekleri yere doğru yol alırlarken Sam Lawton(Nicholas D'Agosto) güzergâh üzerinde bulunan bir asma köprünün yıkıldığını ve otobüste bulunanların öldüğünü görür. Ancak, tüm bu gördükleri bir anda gerçekleşmiştir. Kendine geldiğinde otobüsün asma köprünün üzerinde olduğunu fark eder. Hemen çalışma arkadaşlarını uyararak dışarıya çıktıklarında büyük bir gürültüyle köprü yıkılır. Herkes yaşadıklarına bir anlam vermeye çalışırken tüm gözler Sam'a çevrilir. Acaba Sam, köprünün yıkılacağını nereden bilmiştir? FBI bu sorunun cevabını ararken kazadan kurtulanlar teker teker ölmeye başlar...

Böyle ölümler yaşanıyor mu?


'Son Durak' serisinin en önemli özelliği seçilmiş kişinin yaşanacak kazayı fark ederek arkadaşlarını ölümden kurtarması ancak hepsinin teker teker ölmesini bir türlü durduramaması üzerine kurulmasıydı. Bu konu sinemaseverler tarafından o kadar çok tutuldu ki bu hafta beşincisi sinema salonlarındaki yerini aldı. Üç boyutlu çekilen 'Son Durak 5' serinin içinde çok ayrı bir sahip çünkü

Yazının Devamı

Amerika'nın yüz akı

5 Eylül 2011

Ülkesini seven bir gencin zorbalığa karşı verdiği savaşı fantastik bir macerayla anlatan 'Kaptan Amerika' espirili, bol aksiyonlu, ünlü oyuncuların öne çıktığı bir Hollywood yapımı...

'Asker olmak için silah ve akıl yeterli değildir. Kalbin yoksa asla asker olamazsın'

Captain America: The First Avenger


Askere gitmek için yanıp tutuşan Steve Rogers(Chris Evans) beşinci denemesinde de başarısız olur. Çünkü asker olmak için gerekli fiziksel özelliklere sahip değildir.(Hem boyu kısa hem de aşırı derecede zayıftır.) Umudunu kaybettiği bir anda karşısına Dr. Abraham Erskine(Stanley Tucci) çıkar. Dr. Erskine kişiliğine ve azmine hayran kaldığı Rogers'a asker olması için bir şans verir.
Bir dizi testten geçen Rogers çok gizli bir deneyde kobay olmayı kabul eder. Deneyin amacı çok güçlü askerlerden oluşan bir ordu kurarak İkinci Dünya Savaşın'da Almanları yenmektir. Rogers'a Dr. Erskine'nin geliştirdiği bir serum verilir. Bir anda sıska Rogers gider ve yerine tüm vücudundan kaslar fışkıran yenilmez 'Kaptan Amerika' gelir. İlk görevi de liderliğini Red Skull'ın (Hugo Weaving) yaptığı Hydra birliğiyle savaşmaktır.

Ülkesini seven gençlere adanmış

Yazının Devamı