‘BOŞANDI YA, BANA KALACAK’

3 Temmuz 2019

İnsan psikolojisinin en garip özelliklerinden birisi de, hayran oldukları kişinin tek başına olması ya da kalmasından mutluluğu...
Daha garibi, hayranları bozulacak diye erkek ya da kız arkadaşını, hatta evli olduğunu saklayan kimi isimler... Oysa hayran olduğunuz birinin normalde mutlu olmasını, o sayede daha çok ve daha iyi eserler üretmesini beklemek gerekir.
Yok ama hem bizim memlekette hem de dünya genelinde hayranlar, sevdikleri, beğendikleri kişiyi nedense tek başına istiyor. Hani, süper loto devrettiği zaman, “Belki haftaya bana çıkar” diye umut etmeye devam edip, başkasına çıktığında, umut etme şansı bittiği için bozulur ya insan, onların durumu da bunu benziyor galiba. Özcan Deniz’in eşinden ayrıldıktan sonra kadın hayranlarından gördüğü abartılı ilgi bana hem komik geldi hem de insanın bencil yanını hatırlattı bir kez daha... Kendi hayalimiz sürsün diye bir başkasının mutsuzluğunu ya da yalnızlığını istemek.
İnsan, ey insan...

Şapkasız çıkmam abi!
Son zamanlarda başta Gazi Koşusu olmak üzere Veliefendi’deki at yarışlarında şapka takan kadınlar görmeye başladık.

Yazının Devamı

BOZKURT VE BELEDİYE TESİSLERİ...

1 Temmuz 2019

Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinden beri en çok şu soruya muhatap oldu:

“Belediye sosyal tesislerinde içki servisi başlayacak mı?”

Sosyal demokrat belediyecilik beklentisi, sosyal tesislerde demlenmek olanlara şaşırıyor insan.

Rakı ve beyaz leblebi üzerinden, demlenme arzusuna Mustafa Kemal Atatürk’ü meze yapanlara da söylenecek bir çift lafım var:

Birincisi, Mustafa Kemal Atatürk, ülkesini kurtardıktan sonra rakı masasına oturdu, rakı masası muhabbetiyle, lafla, ülke kurtarmadı.

İkincisi, Armstrong’un çok uzun yıllar yasaklı kalan Bozkurt kitabı var ya, o kitapta ülkede bir karışıklık ve sıkıntı çıktığı anlarda Çankaya’da hiç sofra kurulmadığı anlatılır birden çok yerde.

O yüzden bu tadı kaçan tartışmayı daha fazla uzatmamak lazım...

OLDU, GÖZLERİM DOLDU HALİMİZ...

Yazının Devamı

PROBLEMİN ÖTEKİ YÜZÜ

28 Haziran 2019

Hamdi Alkan’ı severim, ağzından çıkanlara da inanırım. Çok tartışılan bu kareyle ilgili de söylediği, “Aile albümüz için çektik, paylaşmadık ki” lafının doğru olduğunu varsayalım. Tabutla fotoğrafı aile albümüne koymak, bana ve çoğumuza garip gelebilir ama Alkan ve eşinin hayatı, karışamayız.

Burada sadece küçük bazı hatırlatmalarda bulunmak isterim Hamdi’ye: Tabut selfie’si işi Harun Kolçak’ın cenazesinde ortaya çıktı, o günden beri, ciddi bir tepki var bu duruma.
İkincisi, eşi Selen Hanım (Görgüzel), sık sık sosyal medya paylaşımlarıyla gündeme geldiği için, bulunduğu her kareyi sosyal medya için çekiyor diye algılayabilir insanlar.
Paylaşılmamış bir fotoğraf üzerinden niyet okuyuculuğu yapıp, Alkan ve eşini eleştirmek haksızlık, bu kesin. Ancak Hamdi’nin medyaya sitem ederken, genel algıyı da düşünmesi ve tabutla kareleri aile albümüne koymak gibi bir geleneğin bu ülkede pek olmadığını hatırlaması gerekirdi.

Orada dur bakalım biraz abla!
Bizim magazin haberi sandığımız şeylerin çoğu bir dram barındırıyor aslında. Bir çocuk düşünün önce... Tuvalet sorunu yokken, altına kaçırmaya başlıyor. Yumuşak huylu bir çocukken giderek daha saldırgan hale geliyor.
Öyle günlerden birisinde

Yazının Devamı

‘SENDEN ALDIĞIM PARAYLA SANA MI HAVA ATACAĞIM?’

26 Haziran 2019

Başlıkta, tırnak içindeki cümlenin hikayesini anlatacağım size ama öncesi var.
Şarkılarını herkesin bildiği, YouTube’da klipleri 300 milyondan fazla izlenmiş, konservatuvar eğitimi almış, Londra’da uzun yıllar yaşamış, orada da müzikle olan ilişkisi devam etmiş bir kadın düşünün...
Magazin sayfalarında kendisine yer bulmak isteyenlerin, özel hayatlarını, kariyerlerine sos yaptığı bir ortamda, bambaşka bir kulvarda yürüyor.
Hani ayrılanlar, daha gözyaşları kurumadan haber merkezlerine açıklama yollar ya, o eşinden ayrıldıktan bir yıl sonra sadece sosyal medya hesabında bir paylaşım yaptı.
Avukatının, artık ayrıldığı eşinin soyadını kullanmayacağına dair bir açıklamaydı paylaştığı, hepsi o.
Kısacası Gülden’den söz ediyorum.
Bir başka kafa, bir başka duruş... Bir yanı çok gerçekçi, bir yanı fazla temiz kalmış biri.

Yazının Devamı

12 EYLÜL KUŞAĞINA ŞİİRİ ÖĞRETEN ADAM...

21 Haziran 2019

Cumhurbaşkanı Erdoğan, radyolar ortak yayınında, Ahmet Kaya’nın mezarının Türkiye’ye getirilmesini arzu ettiğini söyledi.
Belki önce Ahmet Kaya’nın kim olduğunu anlatmak gerekiyor bugünün gençlerine...
Ölümünden üç gün sonra Finansal Forum gazetesindeki köşemde şu satırlar vardı: “Ahmet Kaya, 12 Eylül darbesinin apolitik hale getirdiği bir kuşağa Attila İlhan, Hasan Hüseyin Korkmazgil ve Ahmed Arif şiirlerini öğreten adamdır.
Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye destanından okuduğu, “Kadınlar, bizim kadınlarımız” mısralarını hatırlamak bile yeterli neyi başardığını anlatmak için...”
Ailemden olanlar dahil bir sürü insan tepki gösterdi o yazıya.
Küfür eden, tehdit edenler oldu ama “Hayır, öyle değil” diyemediler.
O zaman daha bilmediğim bir sürü şey vardı:

Yazının Devamı

BEREN’E DEĞİL, SİZE LAF SOKTU KENAN!

19 Haziran 2019

Birçok erkek, birlikte olduğu kadının geçmişini, yüreği değil, bedeni üzerinden değerlendirir. Kadının geçmişte birini sevip sevmediği değil, biriyle yatıp yatmadığı önemlidir.
Alınan bir gül ya da yazılmış bir şiiri, bir mektubu kıskanmaz erkek geçmişe dair, ‘Öptü mü?’, ‘Dokundu mu?’, onu sorgular...
Çekirdek çitleyip, mahalledeki ağız kavgasını seyredenler gibi bakıyoruz bir süredir Beren Saat-Kenan Doğulu çifti arasında olanlara.
Kafamız basmıyor bir türlü meselenin bir imzadan, bir nüfus kayıt bilgisini silmekten çok daha öte olduğunu...
Oyuncunun yazdıklarına bakıp, sevgisini sorgulamaya kalkıyoruz ama hiç aklımıza gelmiyor meselenin sevmek kadar sevildiğini hissetmekle de alakalı olabileceği.
Şarkıcının hafta sonu söylediği “O kadar basit değil” lafını Saat’e gönderme zanneden halimiz ne komik, aynı zamanda ne acı.
O laf bütün olan biteni “Ee, boşanıyor musunuz, boşanmıyor musunuz?” sorusuna indirgeyen soru kalıbı için söylendi.

Yazının Devamı

OFİS VE WHATSAPP GRUPLARI İÇİN TARTIŞMA TÜYOLARI...

17 Haziran 2019

- Desteklediğiniz aday televizyon tartışmasından mağlup çıkarsa, “Ne var, Merkel de Almanya’da tüm televizyon düellolarını kaybetti ama seçimleri kazandı” dersiniz, moralinizi bozmalarına izin vermezsiniz.

- Desteklediğiniz aday televizyon tartışmasında yumuşak taraf olarak kalırsa, “Unutmayın ki, Fransa’da, ekranda öfkeli bir görünüm çizen Sarkozy seçimleri kaybetmiş, Hollande kazanmıştı” diye hatırlatır, durumu idare edersiniz.

- Desteklediğiniz aday hazır cevaplık konusunda geride kalırsa, “ABD’de 1980 seçimler öncesindeki tartışmada hazır cevap olan Başkan Carter olmuştu ama seçim sonucunu belirleyen, Reagen’ın ‘Dört yıl öncesinden daha iyi bir durumda mıyız?’ Sorusu olmuştu. O yüzden erken sevinmeyin” der, işin içinden çıkarsınız.

- “Keşke her seçimden önce lider adayları ekranda tartışsalar” diyenlere karşı, en büyük koz, ABD’de de 16 yıl boyunca başkan adaylarının ekranda karşı karşıya gelmediğini hatırlatmak olabilir. 1964 ile 1980 arasında ABD Başkan adayları ekranda tartışmadılar.

- İşin özeti şu aslında, toplumun yüzde 99’u, televizyon performansına, afişlere, anons arabalarına bakarak oy vereceği partiyi seçmiyor. Tüm tantana aslında oy kararı değişebilecek yüzde 1 için

Yazının Devamı

AL SANA PROBLEM

14 Haziran 2019

Dünyanın en değerli markaları açıklandı, rakamları bizim paramızla hesaplamak demek çok sayıda sıfır kullanmayı gerektiriyor.
En meşhur arama motoronun değeri 309 milyar dolar ve ilk sıradaki markayla da arasında 7 milyar dolar civarı bir değer farkı var. Marka yaratma meselesinin ne kadar önemli olduğuna dair bir örnek bu.
Diğer örnek geçtiğimiz hafta biten Fransa Açık Tenis Turnuvası...
Tenisçiler hariç, hakemler dahil, kortta bulunan herkesin üzerinde Fransızlar’ın meşhur timsahlı markası vardı.
Korttaki tüm zaman göstergeleri de dünyanın en ünlü saat markasına aitti.
Durmadan marka, marka diye yazdığımın farkındayım ama bu iş son derece önemli. Antalya’da podyuma çıkan İsrailli model Bar Refaeli, “Türkiye’den tanıdığım tek ünlü Nusret” dedi.
“Markayla ne alakası var?” diyeceksiniz, çok alakası var...

Yazının Devamı