Ünlü ya da güzel kadınlara sosyal medya hesabından ulaşıp, bir gecelik ilişki, daha doğrusu bir gece seks yapmak için para teklif eden Azeri bir iş insanından söz ediliyor.
Şu ana kadar böyle teklif aldığı bilinen en ünlü iki örnek, Özge Borak ve Ayça Erturan oldu.
Böyle biri gerçekten var mı, hiç emin değilim.
Daha doğrusu, böyle biri var da, Azeri bir iş insanı ya da bir gece için milyon dolar ya da euro verebilecek biri olduğunu sanmıyorum. Olaya şüpheyle yaklaşan ve “Reklam bu iş” diyenler var.
Yok öyle değil mesele... İstanbul’da çeşitli etkinliklerde tanıtım mankeni olarak çalışan bir arkadaşım var. Bazen iş bulamaz, bazen alacaklarını tahsil edemez, kutu kadar bir evde yaşar ve sosyal medya hesabına gelen ahlaksız teklif mesajlarına bakarak, gözyaşı döker.
Bir başka sanatçı arkadaşım var, bir sürü tip de ona eserleriyle ilgilenme bahanesiyle yaklaşır, saçma sapan tekliflerde bulunur. Yani parası olan bir grup adam, Instagram’ı kasap dükkanı gibi kullanmaya çalışıyor, bu doğru.
Kadınlara 1 milyon dolar ya da 1 milyon euro öneren tipe gelince, onlarınki tahminen bir şantaj girişimi.
İslam öncesi dönemin en önemli pazar yerlerinden birinin adı aslında Okaz.
Biz operasyon aracı halini biliyoruz.
Geçen hafta Türkiye’de yeni darbe zamanının geldiğini yazdı bu Suud gazetesi.
Haziran’da terör örgütü PKK’nın tepe isimlerinden Bahoz Erdal ile röportaj yapmışlardı.
Aralık 2017’de, bir başka terörist, Rıza Altun’u “PKK Dışişleri Bakanı” diye anons edenler de bunlardı.
Bağımsızlık referandumu zamanı Barzani’nin peşinden ayrılmadılar, Suud bir bakanın Rakka’da ABD’li Özel Temsilci ile ziyaretini sadece Okaz takip etmişti.
Medine kahramanı Fahrettin Paşa’ya “hırsız” diyen de Ankara’nın, Ecyad Kalesi yıkılmasın ricası döneminde “Tarih bilinci hakkında en son konuşacak ülke Türkiye’dir” diye yazan da yine bunlar.
Peki kim bu adamlar, kimin sesi olarak konuşuyorlar?..
Yazın evlerinde klimayı 19-20 dereceye ayarlar insanlar. Sonra kış gelir, aynı insanlar oda sıcaklığı 24 derece olsun isterler. Oysa her bir derece sıcaklık artışı, doğalgaz tüketimini yüzde 7 oranında artırır.
Bir evde en fazla elektrik harcayan alet buzdolabıdır.
Fırına ya da güneş gören yere yakın bir yere koyduğunuz buzdolabı, elektrik tüketimini artırır. Sebze-meyvenin hal çıkış fiyatıyla, market fiyatı arasında ciddi farklar var, apartmanlarda komşular ya da akrabalar birleşip, sebze-meyveyi halden alıp, sonra paylaşsalar aslında ciddi tasarruf edecekler. Ama kimse halden nasıl alışveriş edilir, arada ne kadar fiyat farkı oluşur bilmiyor.
Türkiye’nin ekonomik bir saldırıdan, taşlar yerine oturuncaya kadar üretim yaparak çıkması gerektiği bir dönem yaşıyoruz. Döviz bürosundan 50 dolar alıp, sonra kur artarsa satıp 3-5 kuruş kâr etmeyi ummak yerine, tasarruf etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. İşte bu noktada en büyük görev yine medyaya düşüyor. Sağlık, yargı, magazin ve spor muhabirliği gibi uzmanlık gerektiren yeni bir alan tasarruf muhabirliği...
Çevre örgütleriyle konuşup, daha az enerji tüketimi için tavsiyelerin faturaya etkilerini hesaplamaktan, çarşı pazarla, üreticiyle iyi
Alaçatı’nın Gazino Sako’su durdu geçtiğimiz hafta. ‘Ünlü sanatçı Emre Altuğ iflas etti’ diye verdi bu haberi bir sürü medya kuruluşu...
Çocukluk arkadaşım Emre, neyin ne olduğunu gayet iyi biliyorum da, parasını alamadığını söyleyen Deha Bilimlier’e dair soru sormam, yazmadan önce mutlaka konuşmam gerekiyordu. O haberlerin canını çok sıktığını tahmin ettiğim için bekledim bir süre. Pazartesi akşamı konuştuk. Önce bildiğim kısmı yazayım:
Gazino Sako, üç ortak tarafından kuruldu ve açıldı. Emre Altuğ’un ortaklığa katkısı sahne düzeninin kurulması, çıkacak sanatçıların organizasyonu ve işletmenin reklamının yapılmasıydı. Yani kasadan sorumlu değildi.
İşletme kâr etseydi, belirli bir oranda pay alacaktı. Alaçatı’da kimi işletmelerin CD ya da bilgisayardan çaldıkları müzik için bile para aldıkları bir dönemde yola çıktılar, olmadı, bayram öncesi durdular. Emre’ye parasını alamadığını söyleyen Bilimlier’in durumunu sordum konuşmamızda. “Şarkıcı arkadaşımın durumunu araştırıyorum, bir mağduriyet varsa çözmek için ne gerekiyorsa yapacağım” dedi Emre.
Oğullarına çok düşkün bir babadır Emre, çocukların etkilenme ihtimalini düşünerek “Sen hiç konuşmayacak mısın?” diye de sordum.
Suriye’de olduğu gibi İran konusunda da Türkiye’siz bir çözümün mümkün olmadığını belirten Turkish Heritage Organization Başkanı Ali Çınar, Pentagon’un Türkiye ile krizin derinleşmesini istemediğini söyledi...
ABD’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu Turkish Heritage Organization Başkanı Ali Çınar ile Ankara-Washington ilişkilerini konuşmuştuk. O röportajda söylenen “Yaptırım gelebilir” cümlesi aylar sonra gerçek oldu. O yüzden bundan sonrasına dair neler olabileceğini sordum Ali Çınar’a bir kez daha. Konuşmamızda dikkatimi en fazla çeken iki nokta oldu. Bunlardan birincisi, Pentagon’un Türkiye ile krizin derinleşmesini istemediği, diğeri de Evanjelistlerin Washington’da kazandıkları güç oldu.
‘Kredi vermeyine baskı’
- Ali Bey hem ABD Başkanı hem de Dışişleri Sözcüsü ek yaptırımlardan söz ediyor, neler olabilir bu yaptırımlar?
Kişisel yaptırımlar genişleyebilir, demir çelik ve aluminyuma yapılan haksız gümrük vergilendirmesinin devamı olarak yeni Türk ürünlerine ek yaptırım kararı gelebilir. Ayrıca bazı ABD’li Senatörlerin önerisi ile Türkiye Uluslararası Mali Kurumlar Yasası hayata geçirerek, Türkiye’ye kredi vermeme konusunda baskı yapabilir. Tabi söylenenler arasında milli
Suudi Arabistan, son bir yıldır PKK ile flört ediyor.
Okaz adlı bir Suudi gazetesi Kandil’e gidip terör örgütü yöneticilerinden Sabri Altun ile röportaj yaptı geçen sene.
Dünya medyasının Kandil merakı bilinmeyen bir şey değil Okaz’ın farkı başka.
“PKK’nın Dışişleri Bakanı” diye tanıttı bu gazete Altun’u.
Gördüğünüz bu fotoğraf da Rakka’da çekildi geçen Ekim’de.
Karede ABD Başkanı’nın Özel Temsilcisi ve PKK’lılara plaket verdiğinden beri Ankara’nın canını en fazla sıkan bürokrat olan McGurk var.
Peki ya diğeri kim biliyor musunuz?
Suudi Arabistan’ın Devlet Bakanı El Sabhan.
ABD tarihinin en ağır finansal krizlerinden birini, 2000 yılında yaşadı. İnternet dünyasındaki şirketlerin oluşturduğu balon sonucu, teknoloji borsası Nasdaq yüzde 78 oranında değer kaybetti ve bu çalkantıdan çıkış tam 15 yıl sürdü.
Facebook ve Twitter gibi sosyal medya şirketleri, bugün ABD’nin finans piyasalarında önemli yatırım araçları.
Hisse değerleri sadece o şirketleri değil, yatırımcıları da çok yakından alakadar ediyor.
Bu şirketlerin değerlerinin belirlenmesinde kullanıcı sayıları da büyük önem taşıyor.
Türkiye’de 51 milyon Facebook, 33 milyon Twitter kullanıcısı var ve bu ciddi bir rakam.
Bırakın hepsinin kapanmasını, farklı isim ve amaçlarla açılmış, ikinci ya da sahte hesapları silmenin bile ABD piyasalarında bir karşılığı mutlaka olur.
Yatırımcıların belirli oranda para kaybedip, Beyaz Saray’a söylenmelerini sağlamak, parası ödenip ithal edilmiş telefonları kırmaktan çok daha büyük bir ceza olur ABD için.
Fatih Aksoy’u, en ünlü yıldızlarının bile MED Yapım çalışanlarına kötü davranmasına izin vermeyen bir adam olarak tanıdım. Bu tanıklığa güvenerek, Talat Bulut’un ‘Yasak Elma’ya devam kararıyla ilgili kendisini aradım. Konuşmaya, “19 yaşında bir kız, tanığı yok diye, ‘iftira atan insan’ konumuna mı düştü?” diye başlayacak oldum, “Dur bakalım” dedi ve başladı anlatmaya:
- Bu konuda, “Savcılığa şikayet et” diyen de benim, “Savcılığa başvurman buradaki pozisyonunu değiştirmez, sen lütfen işine devam et” diyen de...
- Hepiniz dosyayı bilmeden yazıp çiziyorsunuz. O genç kız ifadesinde “Odada yalnızdık” diyor ama takipsizlik kararı veren Savcı, tam 12 kişinin ifadesini aldı, biliyor musun? Üstelik o genç kızın avukatının istediği tanıklar da var, bu 12 kişi arasında... Diğer kostümcü, onların olayı anlattıklarını söylediği diğer kişi ve o gün kızı almaya gelen erkek arkadaşı hepsi dinlenmiş.
- Daha ilk gün, “Mahkemenin vereceği kararı beklemem, savcı dava açtığı an, Bulut’la yollarımızı ayırırız” diyen benim. Savcı, ciddi bir sosyal medya baskısına rağmen ve o kadar kişiyi dinledikten sonra bir karar vermiş. Ne yapayım, kendim mahkeme mi kurayım?
- Ben kişilere göre değil, ilkelere göre