Kudüs, üç semavi din içinde önemli bir merkez ve uluslararası bir statüye sahip olmalı’ diyor Birleşmiş Milletler.
Peki tüm Müslümanlar için Kudüs kadar önemli olan Mekke’nin statüsü de tartışılabilir mi?
- Dünya üzerinde yaklaşık 1,6 milyar Müslüman var. İslam’ın
5 şartından birisi de Hacca gitmek ama tüm düzene, nüfusu 33 milyon olan Suudi Arabistan karar veriyor.
- Ülkeyi yöneten ailenin diplomatik kavgaları bile ibadet görevinde belirleyici oluyor. Bu sene Katarlı hacı adayları başta ulaşım olmak üzere bir sürü kısıtlamaya maruz kaldı.
- 2. kez Umre yapacak olandan istenen 540 dolar vize farkından tutun da kötü düzenlemeler yüzünden kazalarda ölen binlerce hacı adayı gibi tartışmaya değer başka sıkıntılar da var.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul’daki “Kudüs” toplantısını haber olarak görmeyen Suud medyası, Kandil’e gidip PKK yöneticileriyle röportaj yapıyor ve o röportaj yaptığı terör örgütü üyesini “PKK’nın Dışişleri Bakanı” diye tanıyor.
Kaan Tangöze, Kıvılcım Ural, Seçkin Piriler cephesinde yaşananlardan itinayla uzak durdum bugüne kadar. ‘Nasıl olsa susarlar, nasıl olsa sular durulur’ dedim ama hep daha beteri oldu.
Kıvılcım Ural’ın kendini ve sevdiği adamı suçlamalardan korumak adına çıktığı ekranda “16 yaşında birlikte oldum” demesi nasıl bir garabettir? Düşünün o dönem Kıvılcım Ural 16, Kaan Tangöze de 33 yaşında. Türk Ceza Kanunu ‘suç’ diye tanımlıyor bu durumu... Suç olmadığını varsayalım, bir sürü insanın aklı almaz böyle bir durumu. Bu itiraf, en çok Tangöze’ye zarar verdi. Sonra bir başka garabet örneği Seçkin Piriler’in durumu. Adını, Adnan Hoca denilen Adnan Oktar’ın yargılanması döneminde duymuştum ilk. Bir kadın, başka bir kadını tercih ettiğini bildiği adamı, erotik mesajlarla döndürmeye çalışır mı? İddia o ki, o sırada Piriler’in hayatında da birisi varmış. Peki ihanete uğramış olmaktan şikayet eden biri başkasına nasıl ihanet edebilir?
“Yuva yıkan ben değilim” diyen Kıvılcım Ural’ın diğer söylediğine dikkat ettiniz mi?
Seçkin Piriler’den gelen mesajı alıp, o sırada Piriler’in hayatında olduğunu söylediği adama iletmiş Ural. Yuva olmasa da en azından o an süren bir ilişkiyi bitirme hareketi bu,
Yanımda oturan Gülben Ergen ya da Seren Serengil olsa hemen tanır, ‘acaba ne oldu?’ diye herkes merakla okurdu yazacaklarımı. Sizin değil bizim suçumuz bu, size biz sunduk bu sabun köpüğü gündemi ve isimleri.
Yanımda oturan kadın kim derseniz, adını sona saklayayım:
- Dance Magazin dergisi tarafından dünyanın en iyi beş balerininden biri seçildi.
- Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olup, Belçika Kraliyet Balesi’ne seçildiğinde 18 yaşında bile değildi. Orada baş dansçı olarak görev yaptı. Dünyanın en önemli bale topluluklarında, misafir sanatçı olarak başrollerde dans etti.
- Kazandığı ödüller yazmakla bitmez. Prix du Luxembourg birincilik ve Prix de Houlgate ikincilik ödülü, Belçika’da 2001’de, yılın en iyi dansçısı ödülü, Moskova’da Prix de Benois onur ödülü, Belfast Festivali’nde ‘Uyuyan Güzel’ balesindeki Aurora rolüyle en iyi dansçı ve bunun gibi daha bir sürü ödül...
- Adını hemen herkesin biraz bildiği Rudolf Nureyev’den tutun da Bartoluzzi, Lazzini gibi dünyaca tanınmış koreograflarla bire bir çalıştı.
- Şimdi İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde baş koreograf. 23 Aralık’ta down sendromlu çocuklar için ‘Fındıkkıran’ı sergileyecekler. Geçtiğimiz sene de görme engelli çocuk
Başbakan Binali Yıldırım, daha düzgün ve seviyeli işler yapılması niyetiyle “Ana haber bültenleri reyting ölçümlerinden çıkarılsın” dedi.
Aman diyeyim Sayın Başbakan, eğer böyle bir karar alınırsa tarihe ‘Türkiye’de televizyon haberlerini bitiren kişi’ olarak geçersiniz.
Zira karar çıkarsa önce bir kanal sonra diğerleri reytingi ölçülmeyen ana haber bültenlerini kaldırıp yerine dizi tekrarı, özeti ya da başka şey koyar.
Düşünsenize, rakibiniz reytingi ölçülmeyen ana haber yayınlarken siz ölçülen başka bir dizi ya da programı yayına veriyor ve reyting topluyorsunuz.
Böyle bir durum gün ve ay birinciliklerini de etkileyeceği için zaten ‘masraf kapısı’ olarak görülen ana haber bültenlerinin sonu olur.
Eğer ana haberleri reyting dışına çıkarmak çözümse o zaman 19.00-20.00 saatleri arasında hiçbir kanalın reytinginin ölçülmemesi lazım.
“ŞEYTAN” BUNUN NERESİNDE?
Eski erkek arkadaşının Facebook’tan yolladığı merhabaya cevap vermediği halde eşinden şiddet görmüş kadınların yaşadığı bir ülkede sorum saçma oldu, kabul ediyorum. Cem Yılmaz ve Cansu Dere’nin, Altın Kelebek ödül töreninde selamlaşmaları bu kadar olay olmasa, hiç sormazdım böyle bir soruyu... Bir selamlaşmaya, ‘Acaba küllerinden doğan bir aşk hikayesi mi çıkacak?’ diye bakanlar var.
Doğrusunu isterseniz fazla abartılı buluyorum bu yorumları.
Cem Yılmaz ve Cansu Dere, daha önce GQ Dergisi ödül töreninde yine aynı salondaydılar ve hiç konuşmamışlardı.
İçinde iyi ya da kötü bir duygu kalan kadın, yok sayar, görmezden gelir ve
aynı yerde bulunmamaya gayret eder.
Ancak duyguları nötr olmuş bir kadın eski sevgilisiyle selamlaşır ve arkadaş olmasa bile ayak üstü sohbet edebilir. Buradan kimseye magazin bombası çıkmaz. Durduk yere gündem uydurmayalım.
Magazin ekinde trafik yazısı...
‘Sıcak Saatler’ dizisini hatırlar mısınız? Kenan Işık’ı tiyatrodan tanımayanlar buradaki baba rolüyle tanımışlardı.
İclal Aydın’ı da şöhrete kavuşturan bir diziydi ‘Sıcak Saatler...’
Üzerinden 20 yıl geçti, televizyonculuk, diziler değişti ama Mehmet Aslantuğ ve Arzum Onan, duruş olarak hiç değişmedi.
Tanımaktan, ‘Aşkın İkinci Yarısı’ diye çok özenilmiş bir filmi ilk görenlerden biri olmaktan ve sektöre dair bir haksızlıkta Aslantuğ’un sesini çıkaran yanından hep keyif alırım. Ama bana “Birbirine en çok yakışan çift kim?” diye sorsanız, hiç düşünmeden Mehmet Aslantuğ-Arzum Onan derim.
“O kadar çift var, niye onlar?” diye aklınıza gelecek soruya da cevap vereyim: Altın Kelebek’te önlerindeki görevliyle beraber salona doğru ilerliyorlardı. Etraflarında ne bir kamera, ne de bir gazeteci vardı ve onlar el ele tutuşmuşlardı.
Kamera gördüğünde el ele tutuşan o kadar çok çift gördüm ki, yazmadan edemedim...
Koltuk gaspçılarına karşı önlem
Bu sene Altın Kelebek’te en çok hoşuma giden işlerden biri de protokol ayıbına karşı alınan önlem oldu. Meraklı ya da kendisini çok önemli sananların, protokol sıralarında üzerinde isim yazan koltuklardaki kağıdı kaldırıp, oraya oturduklarına defalarc
1 Komplo Teorileri İçin:
Osmanlı İmparatorluğu Kudüs’ten 9 Aralık 1917’de çekildi. Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul eden kararı 6 Aralık 2017’de imzaladı. Al sana 100 yıllık büyük plan.
2 Kahrolsun İsrailciler İçin:
İsrail, Kuran-ı Kerim’de adı 16 defa geçen peygamberlerden Hz. Yakub’un diğer adıdır. İslam bilginleri Kuran-ı Kerim’deki İsrail adını, Allah’ın seçkin kulu, Allah’ın güçlü kıldığı kişi olarak kabul ederler. O yüzden de ‘Kahrolsun İsrail’ diye slogan atmanın İslamiyet açısından doğru olmadığını söyleyen çok sayıda yorum vardır.
3 İlla Hukuk Diyenler İçin:
Birleşmiş Milletler, İsrail’in Kudüs’ü başkent olarak ilan etmesini yasa dışı olarak tanımlar. Bunu yaparken de 1947’de alınan uluslararası statü tanımlamasını halen geçerli kabul eder. 1980’de İsrail, Kudüs’ü başkent ilan ettikten sonra 13 Güney Amerika ülkesi, Kudüs’teki büyük elçiliklerini Tel Aviv’e taşımıştır.
4 Yahudi Diasporası Gücü İçin:
T ürkiye’de ikinci eş bulmak isteyen erkeklerle, ikinci eş olmayı kabul eden kadınları buluşturan bir internet sitesi açıldı. Açılmakla kalmadı bir de basın bülteniyle duyurusu yapıldı. Fikir 45 yaşında ve bakire olduğunu söyleyen bir hanımefendinin, ikinci eş olmayı bile kabul ettiği ama doğru düzgün birini bulamadığından yakınmasıyla
ortaya çıkmış.
Sitemizde kimler var bölümü daha da renkli:
- ”Evlenmek istemeyen ama günah da işlemek istemeyen hanımefendiler”,