Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sadece sıvı alarak ve ağzına tek lokma atmadan 8 hafta yani 56 gün yaşayabiliyor insan.

Ama su içmediği zaman 3-4 gün içerisinde hayatını kaybediyor.

Cuma akşamı, 48 saatlik sokağa çıkma yasağı haberinin ardından geldi bu bilgiler aklıma.

Üst üste alışveriş yapıp, koronavirüs bulaşması riskini ne için aldı onca insan?

Biraz süzülmek ile ölüm riski almak arasında tercihimizi nasıl ikincisinden yana yaptık?

Denilebilir ki, “Sokağa çıkma yasağı iki saat kala ilan edilmez, İngilizler 4 gün önceden haber verdiler.”

Haberin Devamı

Bu doğru da, emin olun önceden haberimiz olsa da, son gün son saatlerde taze olsun diye ekmek kuyruğuna gireriz hepimiz.

Aç kalma korkusu, insanın genetiğine binlerce yılda işlenmiş bir korku, değişmesi kolay değil ama bir de aklımız var.

Cuma gecesi, gereksiz paniğimizin gölgesinde kalan, risk hesabı yaparken kullanmadığımız aklımız.

‘İki gelinlik, bir de after party kıyafeti’

Geçen sene bu aylarda bir sürü genç kız düğünde giyeceği gelinlikleri ve ardından giyeceği “after party” kıyafetinin derdindeydi.

Berfu Yenenler, ikinci gelinlik meselesini “Neden yaptım bu saçmalığı bilmiyorum” diye anlattığında fark ettim hayatımızın nasıl değiştiğini.

Şimdi düğün yapabilmek önemli, düğünü geçtim, nikâh töreni bile zor gözüküyor.

İnsanlık, ihtiyaçlarını karşılamak için alışveriş yapmaya başladı.

Değiş-tokuş dediğimiz şey de ihtiyacın olmayanı ya da daha az ihtiyaç duyduğunu verip, ihtiyacın olanı alma fikriyle doğdu ya zaten...

Bu zincir 80’ler kuşağıyla birlikte koptu.

Apple’ı batmaktan kurtaran, piyasa sürdüğü i-pod’un beyaz kulaklığının New York metrosunda dikkat çekmesi oldu. Türkiye’de metal kutuda satılan ilk asitli içecek, ağzınıza tarçın tadı gelen ve alıştıklarımızdan çok farklı olan kötü bir tattı ama Amerikan filmlerine özenti halimiz nedeniyle içtik o tadını beğenmediğimiz şeyleri.

Çok uzun bir zamandır ihtiyacımız olduğu için değil alma, sahip olma güdümüzü tatmin etmek, alabildiğimizi herkese göstermek için alışveriş yapar olmuştuk.

Koronavirüs bu alışkanlığımızı törpüleyecek, bizi kendimize getirecek gibi sanki biraz.

Haberin Devamı

Genetik korkumuz aç kalmak

Her gün sevgili yapma  planına dair

Genç bir kadının, medyada yer bulabilmek için söylediği “Koronavirüs bitsin, her gün bir sevgili yapacağım” sözü ne çok etkilemiş erkekleri.

Özellikle de yaşını başını almış erkek kuşağının Whatsapp yazışmalarında ideal bir durum olarak tasvir ediliyor bu durum.

Oysa evde her gün aynı şeyi yapmaktan pek bir farkı yok her gün bir sevgili yapmanın.

Aynı şeyleri, benzer cümleler kurarak anlatmak,

Her gece, aynı kurları, en fazla farklı sıralarla yapmak,

Kimseyi özel hissedememek,

Daha da kötüsü, her günün sonunda, özlemini, endişeni, zaafını ya da kafandakileri sadece kendine saklayarak yaşamak, paylaşamamak...

Beynini ve yüreğini değil de sadece bedenini tatmin etmeye çalışan tüm adamlara tekrar düşünmelerini öneriyorum.

Madalyonun öteki yüzü

Ferhat’ın Şirin için dağları deldiğini zannederiz hepimiz.

Oysa Çekerek Çayı’ndan Amasya’ya su getiren ve dağlardan geçen su kanalını Romalılar yapmıştır.

Sonu kavuşmayla bitmemiş bütün aşkları büyük, aşkı uğruna ölen âşıkların olduğu bütün hikâyeleri de efsane sayar insanlık.

Haberin Devamı

Neden kavuşup da büyük diye tanımlanan bir aşk hikâyesi yok insanlığın?

Paris yakınlarında, eski bir değirmeni kendilerine yuva yapan ünlü şair Aragon ve eşi Elsa’nın hikâyesi büyük kaldı diye itiraz edenler çıkacaktır mutlaka bu yazdığıma.

Ben de çok uzun zaman öyle sanıyordum ama ölümlerinin ardından bulunan notlar, durumun öyle olmadığını gösterdi herkese.

Kavuşup da büyük kalamayan aşklar kısmına dair söyleyecek bir sözü yok maalesef insanlığın.

Hitler’den sonra

Libya’da General Hafter’e bağlı güçler Trablus ve çevresindeki insanlara su sağlayan şebekeye saldırı düzenlediler.

İki milyon civarında insan koronavirüs günlerinde su erişimini kaybetti.

Dünya, Hitler’den bu yana, bu kadar alçak bir başka mahluk daha görmedi.

Herkesin kendi derdine düştüğü bir dünyada karambole gitmemeli bu barbarlık.