Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan Menderes’in Yassıada’da idamından önce komaya girmesiyle ilgili, avukatı Burhan Apaydın “zehirlendi” demişti. Komadan sonra bilinci yerine tam gelmeden idam edilen Menderes’in intihara mı kalkıştığı yoksa zehirlendiği mi konusunda karar vermek zor!

Onca komplo, abartı arasında hiç konuşulmayan iddia: Menderes zehirlendi...

Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada insanlar komplo teorilerine inanmayı severler. Çoğu zaman komplo teorileri gerçeklerin önüne geçer, abartılı bilgiler zaman içerisinde türev komplo teorileri kurulmasına neden olur. Yıllar içerisinde Yassıada ve Adnan Menderes’in idamına dair çok sayıda komplo teorisi okuyup, izledim. Mesela idamlardan önce İmralı’ya 450 mezar kazıldığı, mesela eğer affederlerse diye Yassıada’dan İmralı’ya giden hücumbota darağacı kurulduğu gibi abartılı bilgilerin zaman içerisinde çarpıtılması ya da Adnan Menderes’in ağzından çıkmamış, üslubuna hiç uymayan cümlelerin kendisine atfedildiği örneklerle karşılaştım. Tüm bu saçmalıklar içerisinde 2000’li yılların başında gündeme getirilen Adnan Menderes’in intihar etmeyip, zehirlendiği yolundaki iddia nedense çok az konuşulmuş.

Haberin Devamı

Bu iddiayı şimdi tekrar gündeme getirmemin sebeplerini yazmam lazım: Birincisi iddianın sahibi kişinin, Avukat Burhan Apaydın olması. Yassıada’da Adnan Menderes’i savunurken ısrarla hukuk yolunda direndiği için iki kere tutuklanmış birisidir Apaydın. Meslek büyüğümüz Uğur Mumcu dahil çok sayıda ünlünün avukatlığını yapmış ve ifade özgürlüğü konusunda her zaman dikkat çekici bir tavır sergilemiştir.

İntihar mı etti zehirlendi mi

“ADNAN MENDERES ZEHİRLENDİ” TEORİSİ NELERE DAYANIYOR?

Bunca zamandır kafamızda yer eden hikâye, Başbakan Adnan Menderes’in kendisine verilen ilaçları yutmayıp dilinin altında sakladığı ve sonra intihar etmek için kullandığıdır. Onlarca yıldır Menderes’in 33 tane Equanil ve 2 tane de Nembutal içtiğini itiraf ettiği söylenir.

(İdam edildiği 17 Eylül 1961 günü sabah odasında yapılan konuşmada verir bu sayıları Adnan Menderes).

Adnan Menderes zehirlendi iddialarını güçlendiren birinci bulgu da işbu noktada başlıyor. İlk gün Başbakan Menderes’in mide sıvısının tahlil için İstanbul’a götürüldüğünü yazmıştım. Adli Tıp Kurumu’nun 16 Eylül günü çıkan raporunda mide sıvısı ve idrarda Menderes’in içtiği söylenen Equanil’in izi çıkmıyor. Bulunan etken madde “Asit barbiturique” oluyor. İşte Avukat Burhan Apaydın’ı şüpheye düşüren de bu bulgu oluyor. Adnan Menderes’i komaya girdikten sonra muayene eden doktorların yazdığı raporda 14 Eylül gecesi saat 21:00 sularında Başbakan’a Luminalsodik iğnesi yapıldığı bilgisi de yer alıyor. “Asit barbiturique” o iğnenin ve 2 tane diye bildiğimiz Nembutal hapının etken maddesi.

Haberin Devamı

33 tane hapın etken maddesi Meprobomat’ın tahlilde çıkmaması mümkün değil. Madde araştırılmamış olabilir diye düşünenler çıkacaktır, o tarihte de adli tıp, zehirlenmelerde sistematik olarak tüm toksik maddeleri kontrol eden bir protokol uyguluyormuş.

Avukat Burhan Apaydın bu iddiasını anıları için röportaj yapan Nazlı Ilıcak’a anlatırken ortaya bir başka gariplik daha çıkıyor. Menderes’in koma halindeki durumunu inceleyen ve 15 Eylül günü saat 13:30’da yazılan, altında 6 doktorun imzası bulunan rapordaki bir ifade şüpheleri artırıyor: “Verilen malumata göre, mutat olarak her akşam aldığı bir adet Nembutal yerine, 14 Eylül 1961 akşamı saat 21:00’de evvelce de ara sıra yapılmasına ihtiyaç hissedilen bir adet Luminalsodik deri altından zerk edilmiş ve hasta mutat saatte yatmıştır.”

Haberin Devamı

Raporun altında imzası olan 6 doktordan 4’ü Yassıada’da görevli. Ada kuralları gereği tutuklulara başhekim onayı olmadan ilaç verilmesi de yasak.

Buna karşın yapılan iğne için doktorlar “Verilen malumata göre ifadesini kullanıyorlar”, bu ifade Yassıada doktorlarının iğneden haberi olmadığının delili olarak kabul ediliyor.

2000’li yılların başında konu gündeme geldiğinde Luminalsodik iğnesine dair verilen bilgiler şöyle: Tek doz yapıldığı
zaman kişi 12-14 saat arası uyur, ikiden fazla doz ölümcül olabilir...

İntihar mı etti zehirlendi mi

Tarihe not düşenlerin çelişkisi

Yassıada’da yaşananlara dair yazılan kitap, röportaj ve belgesellerde Adnan Menderes’in intiharına dair çok çeşitli iddialar yer alıyor. Mesela Menderes’in muhafız subaylarından Mehmet Nuri Taşdelen, 2019 yılında Anadolu Ajansı’na verdiği röportajda “Adnan Menderes kendisine verilen ilaçların bazılarını içtiğini, bazılarını ceketinin içinde sakladığını söyledi. Ceketini ters çevirdiler. Yere bembeyaz ilaç tozları döküldü” diyor.

Burada ortaya bir başka garabet daha çıkıyor. Adnan Menderes, olaya dair kendi yazdığı notta ilaçları önceden beri yanında sakladığını belirtiyor. Ada Komutanı Tarık Güryay, anılarında Menderes’in içmediği hapları kibrit kutusunda sakladığını yazmış ama odadaki ses kayıt cihazı deşifrelerine göre Menderes ilaçları sigara kutusunda sakladığını söylüyor. Tarık Güryay’ın, Ethem Menderes ile birlikte ziyaretinin deşifresindeyse pantolonun önünde saklamaktan söz ediliyor. Yassıada’da çok sık arama yapıldığı biliniyor. İlginç olan Adnan Menderes’in komaya girmesinden 24 saat önce yapılan genel aramada Cumhurbaşkanı Bayar ve Başbakan’ın koğuşlarına girilmemiş olması.

Dikkat çekici diğer çelişkilere gelince: Öncelikle yapılan iğnenin Başbakan’ı en az 12 saat deliksiz uyutması gerekiyordu. İlk gün Menderes’in yataktan düşmesiyle durumun farkına varıldığı iddiasıyla, fotoğrafını çektiğinde uyanmadığını gören subayın haber vermesi hikâyelerini yazmıştım. Burada akıl karıştırıcı bir diğer bilgi, Başbakan’ın komadan çıktıktan sonra doktorlarla yaptığı konuşmada o sabah 04:30’da uyanıp tuvalete gittiğini söylemesi. Komadan sonra aslında bilinci tam olarak yerine gelmeden infaz edilen Başbakan Menderes gerçekten zehirlendi mi yoksa intihar mı etti kesin bir karara varmak zor.

İntihar mı etti zehirlendi mi

İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth, Yassıada’dan idam kararları çıkmasın diye Esenboğa’ya geldi, Cemal Gürsel ile görüşüp ülkesine gitti.

Menderes’in ölmesini kimler istemiş olabilir?

Yassıada yargılamaları sürerken dünyadan idam kararı gelmemesi için çok sayıda çağrı yapılmıştı. Hatta İngiltere Kraliçesi Elizabeth, Tahran’dan ülkesine dönerken Ankara’ya uğramış, Esenboğa’da Cemal Gürsel ile davayı konuşup,
Türkiye’den ayrılmıştı.

Milli Birlik Komitesi Başkanı Cemal Gürsel’in idamlara karşı olduğu zaten biliniyordu ama konuyu araştırırken karşıma çok ilginç bilgiler çıkmadı değil. En çarpıcı olanından başlayayım: 27 Mayıs’ın önemli isimlerinden General Sıtkı Ulay “Harbiye Silah Başına” kitabının 224. sayfasında 16 Eylül 1961 gününe dair çok çarpıcı bir bilgiye yer veriyor: 3. Ordu Komutanlığı’ndan ayrılıp Adalet Partisi Genel Başkanı olan Orgeneral Ragıp Gümüşpala ile evinde yaptığı konuşmada kendisine söylenenleri şöyle anlatıyor: “Demokratlar, Bayar’ın asılmasına o kadar önem vermiyorlar, buna nedense acıyorlar. Onu kurtarırsak iyi bir tesir yaratmış oluruz. İdamını öğrendikten sonra fazlaca uyku hapı almış. Keşke daha fazla almış olsa idi, bu iş kendiliğinden hal olunacaktı. Bari birkaç hap daha içiriverseler. Çünkü asılma ile uyku hapı ile gönderme arasındaki psikolojik farkı sen de takdir edersin.”

Seçimlerde merkez sağdan oy almayı düşünen bir partinin başkanının Menderes’in asılmak yerine intiharla ölümünü düşünmesi bile ne acı değil mi? Altı yıl kadar önce bir başka Milli Birlik Komitesi Üyesi’nin minik bir belgesel röportajını dinlemiştim. O da karardan önce bir siyasinin Menderes’in idam haricinde ölümünün mümkün olup olmayacağı yolunda ağzını aradığını anlatmıştı. O dönem peşine düşmüş ama görüştüğü bir siyasi parti temsilcisi kaydı bulamamıştım.

İdamlar konusunda ısrarlı olan Silahlı Kuvvetler Birliği’nin böyle bir işe girişme ihtimalini de seslendirenler var ama bu çok akla yatkın değil.

Zira, Silahlı Kuvvetler Birliği, Eylül başında Milli Birlik Kurulu üyeleriyle toplantı yapmış ve “Verilecek idam cezalarının gerçekleşmemesinin Silahlı Kuvvetler‘de sıkıntı yaratacağı” kesin bir dille söylenmişti...

Bir başka tez, kararları önceden öğrenen ve Menderes’i seven isimlerin intiharına yardımcı olduğu iddiası. Mahkeme kararlarının önceden bilindiğini, Ada Komutanı Tarık Güryay da anılarında yazmıştı zaten. Hatta beraat edecek eski Deniz Kuvvetleri Komutanı’na da karar duruşmasından önce “Yarın vapurla beraber İstanbul’a ineriz” dediğini kitabında anlatmıştı. İddia o ki sevenleri Menderes’in intiharına yardım ettiler. Fakat 14 Eylül öğleden sonra eşine yazdığı mektup, 17 Eylül’de yani infaz günü eşinin mektuplarının hastaneye yollanması arzusu bu tezi çürütüyor.

Yarın: Yassıada’yı anlamak... Yassıada’yı açan Cumhurbaşkanı, Yassıada’da sanık oldu...