Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Karadeniz fıkralarının en popüleri herhalde, ‘Hastayım dedim inanmadınız, işte öldüm, inandınız mı?’ yazan mezar taşının olduğu fıkradır. Karadeniz fıkralarının en popüleri herhalde, ‘Hastayım dedim inanmadınız, işte öldüm, inandınız mı?’ yazan mezar taşının olduğu fıkradır.Uzun zamandır mesajla, en sonunda da evine giderek İrem Derici’yi taciz eden adama dair haberlere bakıyorum.Öznesinin Derici olması, haberin magazin haberi olduğu anlamına gelmiyor aslında.

Ortada kendini tehdit altında hisseden bir kadın var.Üstelik son derece kırılgan olan psikolojisinin bu travmadan ne kadar etkilendiği ve bundan sonra nasıl etkileneceğini de bilmiyoruz.Kötü haberi söyleyeyim:BBC Türkçe internet sitesinde, kadın cinayetine giden sekiz adımın haberi çıktı bu hafta. İngiltere’nin ünlü suç araştırmacısının yaptığı bir çalışma bu.Takip etmek, ne yaptığını bilmek, istemek, evine gitmek, gelmesi muhtemel bir cinayetin adımları olarak sıralanmış.Idx kanalında, bir sürü suç belgeselinde bu tür takıntılı insanları, “Kafayı yemiş” diye geçiştirmemek gerektiğini gösteren onlarca gerçek hikayenin belgeselini seyrettim.

İrem Derici fıkrası


Bu iş ne İrem Derici ne de kendini güvende hissetmeyen kadınlar adına böyle devam edemez.ABD bu işle mücadelede çareyi, uzaklaştırma kararına uymamanın cezasını ağırlaştırmakta bulmuş.Türkiye’de uzaklaştırma kararına uymayan, 3-5 gün hapis yatıyor sadece.Derici ve kendini güvende hissetmeyen tüm kadınlar adına yapılması gerekenler var bu ülkede.İşi magazin sayfalarında tutmaya devam edersek, o adımları atmak pek mümkün olmaz ama...

Mesele şort değil, davranış

Ömür Gedik’in AVM’ye giderken fazla seksi şort giyen kadınlara yönelik laflarını tartışıyoruz iki gündür.

Kıyafet tercihine göre bir kadını ‘ucuz’ ya da ‘aranan’ diye tanımlar mı erkekler, evet genellikle yaparlar bunu.

Hatta dövmeli kadınları dövmesizlere göre daha ulaşılır bulabilen erkekler de var. Erkeğin kadını kendi beyninde sınıflandırmasının da, cinsel obje olarak görmesinin de bir sınırı yok.

Hatırlarsanız, bir grup vahşi, yıllar önce Ümraniye’de kıyafeti gayet muhafazakâr olan Serpil Yeşilyurt’u kaçırıp, tecavüz edip, öldürmüş, başörtülü annesine de tecavüz edip yaralamışlardı. Kadını erkeğin şehvet barometresine göre giydirmeye kalkarsanız, Suudi Arabistan yanımızda laik kalır, onu geçelim bir kalem.

İrem Derici fıkrası



Konuşmamız gereken şey, insanları kıyafetleri üzerinden değerlendirme saçmalığımız.

Geçmişte siyasetin ve sistemin düştüğü bu hatanın bir benzerini konuşmak bile garip geliyor insana...

Kıyafet ister muhafazakâr, ister Gedik’in beğenmediği kadar seksi olsun, fark etmez.

Haberin Devamı


İnsanı insan yapan, edepli kılan, kamu önünde onun değerini belirleyen şey, davranışları ve karakteridir.

Diziniz için açlık grevi yapar mısınız?

Dizi seyretmek için arkadaşlarıyla olan programını değiştiren, sevdiği proje olduğu gece, evine misafir kabul etmeyen yurdum insanı görmüştüm. Ama Türkiye’de kimse sevdiği dizi için açlık grevi yapmamıştı.

İrem Derici fıkrası



ABD’de, Netflix’te yayınlanan bilim kurgu dizisi ‘The OA’nın, yeni sezon çekimlerinin iptal edildiğini öğrenen 35 yaşındaki bir kadın, eğer iddia doğruysa, tam iki haftadır açlık grevi yapıyor Netflix önünde. Üniversite yıllarında, Kıbrıs’ta, akademik bir eylemde açlık grevi yapmış birisi olarak yazıyorum, insanın bırakın iki haftayı, 48 saat aç kalması için bile büyük bir motivasyona sahip olması gerekir. İçtiğiniz su ya da şekerli su, bir süre sonra midenizi bulandırır, kendi ağız kokunuza tahammül edemez hale gelirsiniz. Sadece kendi kokunuza değil, tüm kokulara duyarlı hale gelirsiniz. Yüz metre ötedeki bir dükkanda pişirilen pilavın kokusu bile vurur insanı.

Her neyse bir dizinin yeni sezonu çekilsin diye insanın hayatıyla oynamaya kalkmasını aklım mantığım almıyor. Kurmaca bir işi kendi hayatından daha çok nasıl sevebilir insan?

Bir filmim bile yok anlıyor musun?

Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı... Eskiden, TRT’de ekrana gelen filmler olurdu, en çok da Kartal Tibet’in oynadığı ‘Bir Millet Uyanıyor’u seyrederken coşardık. Peki bu kadar büyük bir destanı, sadece Büyük Taarruz değil tüm Kurtuluş Savaşı’nı anlatan başka kaç film ve dizimiz var bizim?

Sadece iyi çekilmiş bir savaş filminden söz etmiyorum. Bir düşünün, Mustafa Kemal Atatürk, tam üç kere Başkomutan yetkisi almak için Meclis’in karşısına çıktı o dönem. Sadece İstanbul değil, Ankara’da da muhalifleri vardı. Çok konuştuğumuz, zaman zaman tartıştığımız Misak-ı Milli’yi kabul eden de, son Osmanlı Meclisi’ydi.
İrem Derici fıkrası



O dönemi anlatan tek bir dizi ya da filmimiz olmadı bizim doğru düzgün... Geçmişten kalan ve olanlardan birisi sayılabilecek ‘Yorgun Savaşcı’ dizisinin sekiz bölümünü de, 12 Eylül Yönetimi yaktırmıştı. Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı ya, aslında o dönemi anlatan, Kurtuluş yolunda yaşananlar ve ihanetler, bir dizi ya da film olsa çok daha coşkuyla kutlayabiliriz bu bayramı...