‘Sırf dövmem gözüksün diye tüm kış tişörtle gezdim’

Özlem Tekin’e göre dövmenin anlamından çok büyüklüğü önemli: “Bu, insanın içindeki asiliğin dışavurumu. O yüzden ne kadar büyük olursa o kadar iyi”

Dövme denilince akla ilk gelen isimlerden biri de Özlem Tekin’dir. Bendeniz de lisede onun “Aşk Her Şeyi Affeder mi?” klibindeki dikenli tel dövmesini kıskanıp soluğu dövme stüdyosunda almıştım. Tel değil çirkin bir kedi yaptırmıştım ama olsun. İlk dövmeme o vesile olmuştu.
Uzun zamandır da kendisini buraya konuk
etmek istiyordum. Tekin, şu sıralar Bodrum-İstanbul arasında mekik dokuyor. Bir yandan yeni klibinin hazırlıklarını tamamlıyor, bir yandan da yeni dövmesi için fikir biriktiriyor.

* Türkiye’de dövme bu kadar yaygın değilken sizde vardı. Nasıl tepkiler alıyordunuz o zamanlar?

Nasıl tepki aldığımdan önce benim nasıl hissettiğim daha önemlidir benim için. O zaman da öyleydi. İnsanın ilk dövmesini yaptırması kadar garip ve güzel bir duygu yok bence. Çok enteresan bir şekilde hayatınızın bir daha asla aynı olmayacağının bilincine varıyorsunuz. Artık hayata karşı belli bir duruşunuz, belli bir tepkiniz, belli değerleriniz oluyor ve bunu vücudunuzdan silip atmak mümkün değil. Ben dikenli telimi yaptırdığımda üç ay aynaya bakmaktan kendimi alamamıştım; bu arada yaş 18 idi tabii. Bütün kış tişörtle gezip donmuş ama dövmemle gurur duymuş ve kendimi nihayet doğru ifade edebildiğimi hissetmiştim.

* Bir dönem o dikenli tel motifinin moda olduğunu hatırlıyorum. Dövmenizin bir başkası tarafından taklit edilmesi sizi rahatsız ediyor mu?

Dikenli tel dövmelerin klasiklerinden biridir, 56 Mustang gibi bir şey, hiç eskimez, modası geçmez ve pek çok kişide vardır. Pamela Anderson’dan, inşaat işçisine kadar herkeste görebilirsin. Dolayısıyla o dövmeyi kendimle özdeşleştirmiyorum. Ancak sol kolumdaki ‘free hand’ çalışma yani bana özel tasarlanmış desenin aynısını iki kişide daha gördüm. Aynı yerde ve aynı şekildeydi! Bu gerçekten tüyler ürpertici bir şey. Her ne kadar sevgi ve hayranlıklarından yapmış olsalar da kabul edilebilir değil.

* Şu an kaç adet dövmeniz var? Ben daha hızlı gidersiniz diye düşünüyordum. Mesela şu an bütün bir kolunuzu kaplatmış olmanızı beklerdim...

Dört dövmem var. Tüm dövmeli insanlar gibi dövme yaptırmaya devam etmek istiyorum. Şu an yavaş yavaş kafamda oluşmakta yeni fikirler. Ayrıca dövme bana göre insanın hayatındaki isyan ve agresyonun göstergesi, o nedenle de bence anlamından ziyade büyüklüğü ve yeri mühim. Bu arada şunu da ekleyeyim: Katalogdan desen seçip sanatçıya gitmek yerine aşağı yukarı bir şekil belirleyip işin devamını sanatçıya bırakmak taraftarıyım çünkü dövmeciler dövmenin yeri ve büyüklüğü konusunda kendileri söz sahibi olduklarında çok daha yaratıcı oluyorlar.

* Hayko Cepkin “Benim arada sırada dövme krizim tutar, gider yaptırır rahatlarım” demişti. Sizde de böyle bir durum var mı?

Evet, maalesef dövme yaptırmak bağımlılık yapan bir şey. Bir-iki ay boyunca tam yeni dövmenizle gurur duyarken, birkaç ayın sonunda vücudunuzda boş olan yerler gözünüze batmaya başlıyor. Gerçekten dövmeli yaşayacak bir insansanız bunda bir sakınca yok, yaptırıverin gitsin. Zaten kırk yılın başı bir çılgınlık anında küçücük bir yıldızcık yaptırmış birinde dövme bağımlılığı falan da olmaz, korkmayın.

* Son yıllarda dövmenin popülerleşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Genç bir kızın ya da bir ev kadınının göze batmayan bir yerine küçücük bir dövme yaptırmasının yüzde 3’lük bile olsa ruhlarındaki isyanın dile getirilmesi olarak görüyorum ve onlar adına memnun oluyorum. Ayrıca bu popülerlik bizim gibilerin günlük hayatta daha rahat hareket etmesini sağlıyor, teşekkür ederiz.

* Son sorum: Asla yaptırmam diyeceğiniz bir desen var mı?

Olmaz mı? Göğüs dekolteme gül ve belimin arkasına da tribal yaptırmam! Kız dövmesi onlar.

Fotoğraflar: MANEKİ NEKO