R.Hakan Kırkoğlu

R.Hakan Kırkoğlu

pembenar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Farkında olmasak da hayatımız temel döngüler çevresinde şekillenir. Her döngünün başında ve sonunda bizi yenileyen, değişime zorlayan kararlarla karşılaşırız.
Çoğu zaman değişmek, hayatımıza yeni bir dönem açmak zor gelir, ertelemeler, isteksizlikler başlar. Eğer kendimiz için doğal olanın ne olduğunu fark edebilirsek -ki bu iyi bir iç gözlem yapmayı, kendi sesimizi dinlemeyi ama aynı zamanda yaptıklarımızın sorumluluğunu almayı da içerir-
o zaman hayatın daha akıcı, bizi destekleyici ve geliştirici olduğunu anlarız. Kısaca şans sanki bizden yana durmaya başlar.

“27 yaş” tesadüf değil
Her gezegenin kendi döngüsü, burçlar kuşağını dolaşma süresi farklıdır. Kendini geliştirmeyi, deneyerek öğrenmeyi ve fırsatları anlatan Jüpiter 12 yılda bir doğum haritamızdaki yerine yeniden gelir. Bu nedenle 12 yıl ara ile yani 12’nci, 24’üncü, 36’ncı, 48’inci yaşlar hayatımızda kendimizi geliştirebileceğimiz yeni olanakların ve başlangıç fırsatlarının belirdiği yaşlardır.
Satürn döngüsü en başat ve kritik olanıdır. Satürn bu hayatımızı nasıl şekillendirmemiz gerektiğini, hangi alanda sorumluluklar üstlenerek toplum içinde bir yer alacağımızı açıklar. Bu bakımdan Satürn mesleki sorumlulukların, görevlerin, kısaca kariyerimizin en şekillendirici gezegenidir ve döngüsü yaklaşık 30 yıldır (tam olarak 29,5).
30 yaşına yaklaşırken bir mesleğe ait olma, toplumda bir yer edinebilme baskısı gittikçe artar. Kişi gençlikten olgun yaşlarına ilerler. Bir bakıma Kurt Cobain, Jimi Hendrix, Amy Winehouse gibi bazı müzisyen yıldızların bu yaşa gelmeden kendi ölümlerini hazırlaması (meşhur
27 yaş kulübü), yetişkin toplumsal rolleri üstlerine alamamaları, kaçış içerisinde olmaları ile yakından ilintilidir. 30 yaş civarında bizi 42-45 yaş sınırına götüren mesleki formasyona yerleşiriz ancak bu, gelişimimizin tamamen bittiği anlamına gelmez. Nitekim genellikle 30 yaş civarında edindiğimiz sorumluluklar bizi tam olarak yansıtmıyorsa bu kez 42 yaş civarında (Satürn ve Uranüs’ün kendi konumunun tekrar karşısına geldiği zamanlar) hayatımızı alt üst edecek yeni şeyler yapma arayışına gireriz. Kimimiz iş alanını değiştirir, kimilerimiz boşanır ya da sanki bizden hiç beklenmeyecek şeyler yaparız.
Astrolojik açıdan bu, orta yaş krizi olarak görülür. Zira bu yaşlarda artık kendimizi daha iyi tanıyor ve kendi iç sesimize daha merhametli ve anlayışlı biçimde yaklaşıyoruzdur. 42-45 yaşların krizinden sonra 50 ve 60 yaş da önemli dönemeçlere işaret eder. Bu süreçlerin getirdiği temaları bir sonraki yazıda ele alacağız. n