Önümüzdeki birkaç hafta içinde hayatımıza girecek olaylar, uzun bir süredir bekleyen, bizi geren koşulların boşalması şeklinde olabilir. Daha önce “öncü patlaması” olarak nitelendirdiğimiz bu astrolojik görünüm, burçlar kuşağında, öncü burçlarda dikkat çekici bir vurguya işaret ediyor.
Hayatımız bilinçli ya da bilinçsiz hep seçimlerle doludur. Sürekli bir şeyleri kendimize uygun görürüz, diğerlerini görmezden geliriz. Bu seçimler eğreti ya da çok sağlam, acele ile alınmış ya da uzun bir hazırlık aşamasından da geçmiş olabilirler. Ancak bariz olan şey öncü burçların her zaman seçimlerimizle ve verdiğimiz kararlarla yakından ilişkili olduğudur.
Ekonomik anlamda ölüm kalım savaşı içerisindeyiz
Bu burçların sembollerinde bir sivrilik ve zorunlu bir karar verme atmosferi vardır. Nitekim bu öncü burçlardan ikisi, Koç ve Oğlak, boynuzludur. Boynuzlar hırsı, öne çıkışı ve iradeyi temsil eder.
Koç her ne olursa olsun hayatta kalma iradesini, kendini öne sürme ihtiyacını vurgular. Oğlak’ın boynuzları yine yukarılara tırmanma hırsını ve gerekirse kariyer merdiveninde üsttekini boynuzuyla dürtme durumunu anlatır. Ayrıca Oğlak plan yapan bir burç olarak, geleceğe yönelik kritik değerlendirmeleri yapmak zorundadır.
Yengeç’in boynuzları yoktur ancak kendini savunacak güçlü kıskaçları vardır. Bu kıskaçlar daha çok savunmaya yöneliktir, Yengeç ancak ölüm kalım savaşında öne çıkar ve herkesi bir güzel şaşırtır. Terazi’nin kefelerinde de sivri uçlar vardır. Bu burç tartmak, değerlendirmek, olayların her iki yönünü görmekle ilgilidir.
Günümüze gelecek olursak, hayat yolunda öğrenmemiz gereken dersleri, bir bakıma Hint felsefesindeki dharma’mızı temsil eden Satürn artık Terazi burcuna geçti, hayatımızdaki ilişkileri test etmeye başladı.
Oğlak burcundaki Pluton ise 2008’den bu yana ekonomik anlamda bir ölüm kalım savaşı içerisinde olduğumuzu gösteriyor. Büyük ekonomik yapılar çöküyor, devletler iflas noktalarına yaklaşıyor, devasa değişiklikler yapmak, dönüşmek bir zorunluluk oluyor. Mayıs sonunda Koç burcuna ilerleyen Uranüs ve yanındaki Jüpiter ise bize her türlü engel altında bile olsak ancak kendimize güvenerek bir şeyler yapabileceğimizi söylüyor.
Gelelim 30 Temmuz’da Terazi burcuna geçecek Mars’a. Mars bu görünüm içindeki en hassas durumu anlatıyor. Zira savaş gezegeni Mars’ın denge ve barışı anlatan Terazi’nin kefelerini sallaması, karar verme sürecimize tutku hatta öfke getirmesi mümkün.
Önümüzdeki birkaç hafta vereceğimiz kararlar açısından kritik bir tablo ortaya koyuyor. Ya Mars’ın yıkıcı öfkesini seçecek ya da Satürn’ün kontrol edici tavrı sayesinde Mars’ın enerjisini daha yapıcı ve sorumlu bir tavırla kullanabileceğiz. Her şeyin bize bağlı olduğunu söylemeliyiz. Kararı alacak, tutumumuzu belirleyecek olanlar biziz, başkasında hata aramamalıyız. Böyle bir dönemde ilişkilerdeki sınırlarımızı iyi görmeli, alınganlıkların kurbanı olmamalıyız. Nitekim, bilincinde olmadığımız şeyleri kontrol de edemeyiz. Şimdi böyle bir farkındalık kazanmalı, proaktif davranarak, olası öfke patlamamızı yapıcı girişimlere çevirmeye bakmalıyız.