R.Hakan Kırkoğlu

R.Hakan Kırkoğlu

pembenar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Öfkemizi yapıcı biçimde boşaltmak ve bizi hayat boyunca tutsak alan zayıf ebeveynlerimize karşı dik durabilmek çok önemli

İçine doğduğumuz aile bizi hayata hazırlayan yer olduğu gibi, kimi zaman bir cehennem de olabilir. Öyle hikayelerle karşılaşıyorum ki Külkedisi masalını aratmazlar. Kişiliğini geliştirememiş anne-babaların çocuklarının hayatını, ruh sağlıklarını büyük ölçüde yıprattıklarını görüyoruz. Kimi zaman da elde olmayan nedenlerle ailemizin, hatta atalarımızın kurbanı durumuna düşebiliyoruz. Aşırı koruyucu anne, baba ya da atalardan gelen tutumlar çocuklar üzerinde o kadar bağlayıcı etki yapabiliyor ki, farkında bile olmadan onların kurbanı olabiliyoruz.
Kuşkusuz böylesine durumların içinde elde olmayan koşullara bağlı olanlar da var. Örneğin çoğu zaman isim yapmış bir aileye doğmak, eğer aile yeteri kadar bireyselleşmeye önem vermiyorsa çocuğun tüm hayatına sahip çıkabiliyor. Kişi ancak 40’lı yaşlarında, orta yaş krizinde kendi hayatına sahip çıkmaya, kendini daha iyi anlamaya başlayarak ailesinin ruhsal hükümranlığından kurtulabiliyor.

Astrolojik haritanız geçmişin gizlenmiş korkularını anlatabilir
İletişim Yayınları’ndan çıkan, Susan Forward ve Craig Buck’ın yazdığı “Zor Bir Ailede Büyümek” kitabında yazdığı gibi ‘toksik’ anne-babalar var. Bu ebeveynler bir şekilde, kendi korku ve öfkelerini çocuklarına geçirerek onları esir alabiliyor. Örneğin yetersiz ebeveynler ya da aşırı kontrolcü olanlar kendi problemlerini değişik manipülasyonlarla çocuğa yansıtarak yaşam boyunca etkin olabiliyorlar. Doğal olarak çocuklarına sözel, fiziksel, hatta cinsel taciz uygulayanlar büyük yaralara ve hayat boyu yıkımlara yol açabiliyor.
Astrolojik haritanız anne ve babanız, hatta atalarınız hakkındaki hikayeleri, geçmişten gelen, ailenin psikolojisine gömülmüş olan korku ve öfkeleri anlatabilir. Geçmişten gelen olumlu psikolojiler, tutumlar olabileceği gibi hayat boyu bizi meşgul eden önemli sorunların aslında aile içinde çözülmemiş problemler olduğunu görebiliriz. Haritamızda, Güneş’in ve Satürn’ün durumu babamızla olan ilişkimizin rahatlığını ya da sıkıntılarını açıklarken, Ay annemizin kendi hayatımıza yansıyan şartlarını anlatır. Aynı zamanda, haritamızda dördüncü evde ve dip noktada yer alan burç ve varsa bu evdeki gezegenler ailemiz, atalarımız ve onlardan psikolojik olarak miras aldığımız tutumları, yetenek ve blokajları da açıklar.
Zor bir aileye doğmuş olmak doğal olarak bir dezavantaj olsa da, kişi olarak bu tuzakların farkında olmak için bilinçli bir çaba içine girmek ve kendi bireyselliğimizi, yaratıcılığımızı, bizi geliştiren özelliklerimizin önünü açmaya başladıkça ailemizin getirebileceği olumsuz gölgeleri anlamaya başlayabiliriz.
Çoğu zaman böyle durumlarda geçmişi affetmek öneriliyor olsa, aslında anne-babamızı affetmenin bizi bir yere götürmediğini söyleyen Forward ve Craig, kişinin aslında affederek hayatını onaramadığını ifade ediyorlar. Bunun yerine öfkeyi yapıcı biçimde boşaltmak ve bizi hayat boyunca tutsak alan olumsuz varsayımlarla bağlayan zayıf ebeveynlerimize karşı dik durabilmek önemlidir.
Astrolojik açıdan Satürn ve Uranüs’ün haritamıza olan transitleri, özellikle
1., 4., 7. ve 10. evleri geçişinde kendi kişiliğimiz, kişiliğimize bize yansıtan ilişkilerimiz ve köklerimizle ilgili konularda daha kalıcı iyileştirmeler yapabilir, geçmişin hortlaklarından kurtulabiliriz. Hayatımızı
geri kazanmak ancak bizim bilincimizde gerçekleşebilir. n