Bu kez gerçekten mazereti vardı Fenerbahçe’nin. Şampiyonlar Ligi’nde daha önce oynanan beş maçta mazereti yoktu. Kötü oynadı ve kaybetti. Sonucunda az puan aldı.
Kiev’de UEFA Kupası’na devam edebilmek için kazanmaktan başka şansı yoktu. Rakibine bir puan yetiyordu. Kontrollü oynaması gereken Dinamo Kiev’di. Ama Fenerbahçe’nin oyuncu yapısı, mevcut kadrosu çabuk oynamaya kesinlikle müsait değil. Çabuk oynayınca hata yapan bir takım. Beraberliğin Kiev’e yetmesi, bir de kötü zemin şartları işini daha maç başlamadan zorlaştırmıştı Fenerbahçe’nin.
Deivid, Alex ve Güiza gibi skoru değiştirebilecek oyunculara ters gelebilecek bir saha vardı. Ne top kontrol edebilirsin, ne pasın şiddetini ayarlayabilirsin, ne rahat dripling yapabilirsin.
Demoralize oldu
Kaldı ki Kiev takımı bu saha şartlarına çok alışık. Pasın şiddetini, driplingini rahat uyguluyor.
Fenerbahçe savunmasından sadece Gökhan Gönül hücuma çıktı. Çıktığı pozsiyonlardan bir tanesinde de onun boşalttığı kanattan kontrada Volkan’ın da davetiyesiyle gol geldi. Fenerbahçe geriye düşünce iyice demoralize oldu, inancını tamamen yitirdi.
İkinci yarıda Dinamo Kiev haklı olarak 10 kişi sahasına çekildi. “Bulursam kontra yaparım”
Şampiyonlar Ligi G Grubu’nda Arsenal ve Porto ilk ikiye kalmayı garantiledi. İki takımın da bu maçta birbirlerini çok zorlayacağını düşünmüyorum. Müsabakada eşitlik zor bozulur
Şampiyonlar Ligi gruplarında hafta içi son maçlar oynanıyor. İspanya Ligi’nde ve Avrupa’da fırtına gibi esen Barcelona, Shakhtar’ı mağlup eder. Bu müsabakada 2,5 gol üstü ilk tercih olarak değerlendirilmeli. Marsilya da, grubunda ilk ikiyi garantileyen Atletico Madrid karşısında galibiyete çok yakın.
Bordeaux’dan daha kaliteli bir kadroya sahip olan Roma saha avantajını iyi kullanarak rakibini mağlup edecektir. Temsilcimiz Fenerbahçe de Ukrayna deplasmanında kazanarak yoluna UEFA Kupası’nda devam eder. Juventus-BATE Borisov maçında ise en az 3 gol olur. Şampiyonlar Ligi’nde bu sezon mutlu sona ulaşmak isteyen Manchester United gruptaki son maçında Aalborg’u farklı mağlup eder. G Grubu’nda ise Porto-Arsenal karşılaşmasında ekiplerin galibiyet için birbirini zorlayacağını düşünmüyorum. İlk ikiyi garantileyen iki takımın maçında beraberlik dışındaki sonuçlar sürpriz olur.
Kewell, Arda, Baros ve Lincoln’den ikisi iyi oynasın, Galatasaray ligdeki her maçını kazanır. Hepsi iyi oynadığı zaman da farka gidiyorlar
Berlin’de çok iyi oynayan Galatasaray, Ankara’da sadece iyi oynadı. Bu da kazanmasına yetti. Maçın genelinde pres yaptılar, mücadele ettiler ve çok pozisyon buldular. Ancak Berlin’e nazaran biraz daha yavaş ve sakindiler.
Galatasaray’da orta saha iyi oynadığında zaten sonuç kendiliğinden geliyor. Ayhan ve Mehmet Topal ikilisi dün Servet ile Meira’ya yine iş bırakmadılar. Mehmet Topal stoperlerin önünde kalarak Ayhan’ın sık sık hücuma çıkmasına olanak sağladı.
Takımın ileri ucu kötü oynasalar da maçı koparmasını bilen isimler. Nitekim beş dakika kımıldadılar, farkı buldular. Ve üç gol de muhteşemdi. Bir tek Lincoln yetti. Lincoln gibi oyuncular hep moralle oynarlar. Son haftalarda bu istediği havayı bulan Lincoln de müthiş oyun zekası ile önemli bir silah olmayı sürdürüyor. Ayrıca artık sorumluluk da alıyor. Tek sıkıntısı fizik gücünün yeterli düzeyde olmaması. Zaten bu da olsa Türkiye’de ne işi var.
Pasla yordular
Lincoln’ün dün geceki kısa şovuna diğer oyuncular da katkı sağlayınca Ankaragücü’nün yapacağı bir şey kalmadı. Kewell, Arda, Baros
İlk 60 ve son 30 dakika. Teknik Direktör Aragones ilk 60 dakika Hacettepe, Ankaragücü, Gaziantepspor maçlarından ders almadığını gösterdi. Beşiktaş gibi bir takıma karşı ofansif oyuncularla oynamasına rağmen bundan da olumlu sonuç çıkarmamıştı.
İkinci yarı Deivid ile Emre’yi birlikte soktuğunda hücumcularını çoğalttı. Belki yine tek forvet gözüküyordu ama arkasındaki oyuncular Josico değil Emre, Vederson değil Deivid idi. Yani hücum yapmasını bilen oyuncular vardı artık. Önce Emre ilk buluştuğu topla gol yaptı. Josico oralara mükmün değil gelmezdi. Sonra Güiza bir gol daha attı, yardımcı hatalı ofsayt bayrağı kaldırdı. Deivid attı, yarım metre içeri giren topa gol kararı verilmedi. Ama ne varsa son 30 dakikada vardı.
Fenerbahçe takımını derbilere hazırlamak için ekstra motivasyona gerek yok. Turan Sofuoğlu dahil, Daum da, Zico da, Aragones de derbilerde fire vermiyor zaten. Hep Anadolu maçlarında puanlar gidiyor. Son yarım saatteki takım kazanır veya kaybeder ama sonuçta pozisyona girer.
Denizli takımını 1-0’dan sonra maça ortak eden yardımcı hakemdi. İki golü iptal ederek maçın kopmasını engelledi. Denizli de kalan son bölümde şuursuzca baskı yaptı.
Almanya Ligi’nde fırtına gibi esen Hoffenheim’ın artık durulma vakti geldi. Liderin, Bayern Münih deplasmanında sürpriz sonuçlarından birine daha imza atabileceğini düşünmüyorum. Bayern saha avantajını iyi kullanır ve üç puanı alır. İtalya Serie A’da ise Milan, evinde Catania karşısında kayıp yaşamaz. Napoli ise Siena’yı zorlanmadan mağlup eder.
Barça kazanır
İspanya Ligi’nde rakip tanımayan Barcelona, Valencia’yı geçer. Nihatlı Villarreal de Getafe’yi mağlup eder. İngiltere Premier Ligi’nde zirve yarışından uzaklaşmak istemeyen Manchester United, Sunderland karşısında favorim. Chelsea galibiyetiyle moral bulan Arsenal de Wigan’ı yener.
Süper Lig’de ise üç büyükler kayıp yaşamaz. Beşiktaş saha avantajını kullanarak Ankara’yı geçer. Derbiden aldığı galibiyetle zirve yarışına dahil olan Fenerbahçe’de, Denizli deplasmanından üç puanla döner. Hertha Berlin’i yenerek UEFA Kupası’nda gruplardan çıkmayı garantileyen Galatasaray, Ankaragücü karşısında çıkışını sürdürür. Trabzon da Kocaeli’yi kolay geçer.
Bank Asya 1. Lig’de de zirve yarışı tüm hızıyla devam ediyor. Lider Manisa, Güngören Belediye’yi mağlup ederek yerini korur.
Galatasaray bulmaca gibi bir takım. Çözümü zor. Ortası hiç yok. Ya müthiş oynuyorlar, ya da çok kötü
Galatasaray bulmaca gibi bir takım. Çözümü zor. Ortası hiç yok. Ya müthiş oynuyorlar, ya da çok kötü. Müthiş oynadığı maçlara bakalım, hep kazanmışlar. İçeride dışarı farketmiyor.
Benfica deplasmanında oyunun tamamına hükmeden, inisiyatifi elinden bırakmayan bir Galatasaray vardı. Maç boyunca pozisyon vermedi, sayısız pozisyona girdi. Dün Berlin’de bakıyoruz uzatmanın son dakikası hariç yine hemen hemen rakibin pozisyonu yok ve mükemmel bir futbol. “İyi futbol, iyi futbolcuyla oynanır” diye bir söz vardır. Bu Galatasaray için konsantre oldukları zaman geçerli. Çünkü aynı oyuncular bazı maçlarda farklı performans gösteriyor. Malzeme iyi. Ama bu malzemeyi yılın en az üçte ikilik bölümünde kullanmak lazım. Teknik adam ve oyuncu maç seçmemeli.
Kalite farkı
İyi futbol, iyi futbolcularla oynanır diyoruz ya, Galatasaray takımında bu oyuncular çoğunlukta. Birkaç tane düz oyuncu da özverili oynuyor. Onlardan beklenen de o. Barış, Kewell, Arda, Hakan, Lincoln, Meira ve diğerleri ayağa pas yapıp oyun inisiyatifini rakibe vermiyorlar. Ne zaman? Dünkü gibi. Bu pası yapmak için yardımlaşma
UEFA Kupası B Grubu’nda mücadele eden Galatasaray’ın ilk üçü garantilemesi için bir puan yetiyor. Sarı - kırmızılılar, Hertha Berlin deplasmanından en az bir puan alır
Süper Lig’de iyi bir çıkış yakalayan Galatasaray, bunu UEFA Kupası’nda da sürdürür. Hertha Berlin deplasmanına giden sarı-kırmızılılara gruptan çıkması için bir puan yetiyor. Cim-Bom, Almanya’dan en az bir puanla dönecektir. Twente-Schalke maçında ise sonuçtan önce 2,5 gol üstü ilk tercih olarak değerlendirilebilir. Standard Liege ise saha avantajını iyi kullanarak güçlü rakibi Sampdoria’yı mağlup eder.
Grupta galibiyeti bulunmayan Heerenveen’in artık kazanma vakti geldi. Hollanda temsilcisi sahasında Braga’yı mağlup eder. Fransa temsilcisi Paris Saint Germain’in ise Manchester City deplasmanından puan çıkarması çok zor. City 3 puana ulaşır. Saha avantajını iyi kullanacağını düşündüğüm Udinese ise Dinamo Zagreb karşısında avantajlı olan taraf.
Maçtan önce büyük favoriydi Galatasaray. Her ne kadar perşembe mağlubiyeti nedeniyle demoralize olsalar da ligin zayıf takımlarından biri diye değerlendirilen Hacettepe önünde herkes rahat bir maç çıkaracaklarını bekliyordu. Taraftarı da sadece 1500 bilet alarak üç puanı çantada keklik gördüğünü gösterdi.
Ancak maç başlayınca bunun böyle olmadığı ortaya çıktı. Hacettepe 10 kişi kalana kadar Galatasaray üç puanı zor alır düşüncesi hakimdi. O dakikaya kadar Galatasaray’a bir pozisyon veren, buna karşılık kaybedecek bir şeyi olmadığı için sakin ve yürekli oynayan Hacettepe sürekli rakibinin üzerine gitti, ciddi pozisyonlara girdi.
Ama o kırmızı karttan sonra maçın şekli değişti. Oyunun sonlarında bir kişi daha atıldı. Artık son dakikalar her iki takıma da angarya gelmeye başladı.
Galatasaray öne geçtiği zaman Ali Sami Yen’de rahat galibiyet elde eder. Çünkü öndeki kalite oyuncular boş saha bulunca yeteneklerini gösteriyorlar. Dün gece Servet, Meira ve Volkan savunmadan topla hiç çıkmadı. Sadece Sabri hücumlara destek verdi. Orta sahada da dönüşümlü olarak Ayhan ve Barış forvete yardımcı oldu. Önde baskı kurmak istediler ancak fizik açıdan iyi olmadıkları için
oyunu Hacettepe