Bu gece yarısı uğurlayacağımız 2010 dünya için nasıl bir yıl oldu? Aslında bu yıl zarfında, daha önceki bazı olayların izleri ve ekonomiden siyasete kadar çeşitli alanlarda bazı yeni trendler, daha açık ortaya çıktı. Bu trendler önümüzdeki yıllarda dünyanın gidişatını belirleyecek nitelikte...
2010, dünyaya barış ve huzur getiren bir yıl olmadı maalesef. Gerçi bu yıl yeni büyük bir savaş çıkmadı; ama yeryüzünün çeşitli bölgelerinde kanlı çatışmalar ve gerginlikler devam etti. Pakistan’dan Haiti’ye kadar birçok ülkede meydana gelen büyük doğal afetler de bütün insanlığı derinden sarstı.
Kuşkusuz bu arada en önemli olay -gerçekten “yılın olayı”- Wikileaks operasyonudur. Bu, uluslararası ilişkilerde etkilerini daha uzun zaman hissettirecek olan bir gelişmedir.
Ekonomik gidişat
Aslında 2010 yılına damgasını -dünya çapında- vuran olay, “ekonomik trend”dir. İki yıl önce patlak veren küresel mali kriz etkilerini 2010’da iyice hissettirdiği gibi, yeni gidişatın sinyallerini de açıkça ortaya koydu.
Özellikle ABD ve Avrupa gibi gelişmiş güçleri sarsan krizin sergilediği tablo, bu ülkelerin ciddi bir güç kaybetme sürecine girdiklerini gösteriyor. Tabloyu tamamlayan diğer görüntü ise, gelişme halindeki ülkelerin bir kısmının şimdi “yükselen güçler” olarak çıkışıdır. ABD ve Avrupa astronomik bütçe açıkları ve dış borçlar, durgunluk, işsizlik ve sosyal çalkantılarla boğuşurken, Çin, Hindistan, Brezilya (ve tabii Türkiye) gibi hızlı kalkınan ülkeler, ekonomi dünyasının favorileri olmaya başladı.
ABD 1930’ları andıran yeni bir depresyona sürüklenmemek için daha aktif devlet müdahalesini gerektiren köklü değişikliklere başvurmak zorunda kaldı. Avrupa’da Yunanistan, İrlanda gibi dış borç yükünün altında kalan ülkeler iflasın eşiğine geldi, ekonomileri daha güçlü olan Avrupa ülkeleri de resesyona sürüklendi; euro bölgesinin geleceği de sorgulanmaya başlandı.
Zengin ülkelerdeki bezginliğe, düş kırıklığına, hatta umutsuzluğa karşılık, gelişme halindeki ülkelerdeki dinamizm, hırs ve hareketlilik kendini belli ediyor.
Tabii bu durum Amerikan ve Avrupa ekonomilerinin ve dolayısıyla bu ülkelerin çökeceği ve bir daha bellerini doğrultamayacağı anlamına gelmez. Bu güçlerin toparlanması 21. yüzyılın ikinci 10 yıllık diliminde bir şekilde gerçekleşecektir. Ancak bu arada gelişme halindeki ülkeler de çok büyük mesafe kat etmiş olacaklar ve yeni dünya dengelerinin kurulmasını sağlayacaklardır. Bu yıl G-20’lerin dünya ekonomisinde oynadığı rol bunun bir göstergesidir.
Siyasal yöneliş
2010 yılının siyasal alanda öne çıkan başlıca trendi, milliyetçilik hareketlerinin güçlenmesidir. Bu ulus-devlet oluşumunu çoktan tamamlamış olan Avrupa ülkelerinde ırkçılık gibi aşırılıklara kadar gidiyor. Bunun nedeni göçmen akını da olsa, sonuçta “Avrupa değerleri”ni tehlikeye düşüren ve bu ülkelerdeki siyasi düzeni de bozan boyutlar alıyor.
Diğer bir trend de ayrılıkçı hareketlerinin güçlenmesidir. Bu da sadece Asya-Afrika ülkelerini değil, bazı Avrupa ülkelerini de tehdit ediyor. Yıl içinde Belçika’da olanlar bunun canlı örneği.
İşte bunlar bu gece yarısı 2010’un 2011’e devredeceği başlıca trendler.
Önümüzdeki yıllarda dünyanın şekillenmesinde bu trendlerin büyük payı olacak.