Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

KÂBİL’deki muhabirlere göre, Afganistan’da seçimlere iki gün kala, korku ve gerginlikle karışık bir hava esiyor.
Nasıl olmasın ki?
Son günlerde şiddet eylemlerini başkent Kâbil dahil ülkenin çeşitli bölgelerine yayan Taliban, 17 milyon seçmenin bu perşembe günü sandık başına gitmelerini engellemek için, akla hayale gelmeyecek tehditlerde bulunuyor.
Örneğin “Oy kullandığınız takdirde, ucu boyalı parmağınız derhal kesilecek” diyor.
Veya, “Seçim merkezlerinden uzak durun, çünkü bunlar bombalanacak” uyarısında bulunuyor.
Bu durumda seçmenler, yeni cumhurbaşkanını -ve ayrıca bölgesel meclisleri- seçmek için, sandık başına gitmeyi göze alacaklar mı?
Öyle olursa, bu, kurulmak istenen demokratik sistemin yenilgisi olur. Taliban’ın tehdit ve şiddet yoluyla ulaşmak istediği hedef de budur zaten.
Afganistan yönetimi ve ABD başta olmak üzere bu ülkede asker bulunduran ülkeler, her şeye rağmen bu seçimlerin mümkün olduğu kadar düzen içinde yapılabilmesi için büyük çaba harcıyor. Asayişi sağlamak için 150 bin Afgan askeri ve milisi seferber olmuş durumda. Çokuluslu güç ISAF da “hazır ol”da...

Bir ileri, iki geri!
AFGANİSTAN’ın serbest ve dürüst seçim geleneği ve deneyimi çok zayıf. Ülke hâlâ feodal bir yapıya sahip. 33 milyon nüfusun sadece yüzde 30’u (kadınların yüzde 20’si) okuma yazma biliyor. Zengin ve nüfuzlu aşiret reislerinin dışında halkın büyük kısmı, dünyanın en yoksul insanları arasında yer alıyor. Ayrıca doğa koşulları da çok sert. Birçok dağlık bölgedeki köy ve kasabalara seçim sandıkları ancak merkeplerle taşınabiliyor!
Seçimleri kimin kazanacağı önemli tabii. Ama asıl önemli olan, seçim sonucunun bir yandan Taliban’ın şiddet kampanyasına, diğer yandan da bu elverişsiz sosyal şartlara rağmen, ülkede daha uygar ve demokratik bir düzenin kurumasına yol açıp açmayacağıdır.
Hamid Karzai’nin Devlet Başkanı olarak görev yaptığı son 5 yılda, Afganistan’da ekonomik ve siyasal yönde bazı ileri adımlar atıldı. Ama ülkenin ciddi sosyoekonomik sorunları ve de Taliban’dan kaynaklanan terör veya güvenlik meselesi bir türlü hal yoluna girmedi.
Kuşkusuz bunlar bir çırpıda çözümlenebilecek problemler değil. Ama olayları yakından izleyen analistlerin belirttiği gibi, Afganistan son yıllarda bir alanda bir adım ileriye giderken, diğer alanda iki adım geriye gitti.
Halkın bir kısmının bu nedenle Karzai’ye eski desteği bir hayli azaldı. Nitekim kamuoyu araştırmaları Karzai’nin seçimlerin ilk turunda oyların yarısından fazlasını alamayacağını gösteriyor. 1 Ekim’de yapılacak ikinci turda esas rakibi Dışişleri Bakanı A. Abdullah ile bir kez daha şansını deneyecek.

Adını ne koymalı?
KARZAİ bu seçimleri kazanmak için bir sürü siyasi manevra çevirdi.
Örneğin bazı aşiretleri kendi yanına çekmek, çeşitli etnik ve dini grupların desteğini kazanmak için aslında demokratik değerleri zedeleyen önemli ödünler verdi. Bu arada, Şiilerin oyunu almak için, kadınların temel insan haklarını ve onurunu yok eden bir yasa dahi çıkardı. Bu davranış aslında Karzai yönetiminin kadınlara daha eşit olanaklar sağlamaya yönelik geçmişteki bazı jestleriyle taban tabana zıt...
Afgan politikacılar her ülkenin farklı sosyal özelliklere sahip olduğunu hatırlatarak Afganistan’da Batı demokrasi modelinin aynen uygulanamayacağını söylüyorlar. Nitekim Karzai yanlısı bir milletvekili, bir kadın adayla tartışmasında, “Batı’nın değerleri bize yabancıdır” diye konuştu.
O zaman istenen de, demokratik hak ve özgürlüklerden farklı bir şey!