Gerçekten yarım yüzyıldır Filistinin bağımsızlığı için savaş veren 75 yaşındaki Abu Amar (Arafat) birçok kez sürgüne gönderildi, devre dışı bırakılmak istendi, ölümle burun buruna geldi; fakat her defasında beladan kurtulmasını ve yoluna devam etmesini bildi.Yaşam öyküsü, giriştiği siyasi ve askeri mücadele süresince tehlikelerle dolu olan Filistin lideri, bu kez başka bir savaş veriyor: Kendi hayatını kurtarma savaşı...* * *ARAFAT bu savaşın ilk raundundan siyasi bakımdan galip çıkmış görünüyor. Gerçekten hastalığı nedeniyle sadece Filistin halkının değil, uluslararası camianın gösterdiği sıcak ilgi ve sempati onun hesabına kaydedilecek büyük bir kazanç.İsrailin tedavi için Fransaya gitmesine, yani iki buçuk yıldır hapsedildiği Ramallahtaki karargahından çıkmasına izin vermesi ise, Arafat için ne kadar bir galibiyet ise, özellikle Başbakan Ariel Şaron için o kadar bir "geri adım" sayılır. Arafatı "terörist başı" sayan ve onu bir şekilde yok etmeye azmeden Şaronun, Arafata sadece çıkış değil, "gidiş - dönüş" izni vermek zorunda kalmasında kuşkusuz uluslararası tepki ve baskıların önemli bir payı var...* * *YASER Arafat tekrar işlerini ele alabilecek bir güçle Ramallaha dönerse, yeni bir siyasi süreç başlayabilir ve çözüm şansı tekrar canlanabilir mi?Birçok diplomat, özellikle son dönemde olup bitenlerin, anlaşmanın "ne Arafatla, ne de Arafatsız" mümkün olamadığını gösterdiğini savunuyor. Örneğin, Arafat, eski ABD Başkanı Clintonın inisiyatifiyle gerçekleştirilen Camp David toplantısında, zamanın İsrail Başbakanı Ehud Barakla tam mutabakata varılacakken, son anda işi yokuşa sürmüştü. Ama buna karşılık, Şaronun çeşitli gerekçelerle Arafatı yok sayması (ve de yok etme niyetini de saklamaması), kanlı çatışmaları tırmandırmış ve çözüm şanslarını büsbütün ortadan kaldırmıştır.Eğer Arafat Ramallaha sağ salim dönerse, belki uluslararası camianın (özellikle Avrupanın) girişimiyle, barış sürecine (bu kez Arafatlı olarak) yeni bir fırsat sağlanabilir.* * *ARAFAT yaşamını yitirirse, ne olur?Bunun bu aşamada ne Filistin halkı, ne de barış için iyi bir şey olmayacağı rahatlıkla söylenebilir.Tanınmış Filistinli siyasetçi Hanan Aşravinin belirttiği gibi Arafatın yok olmasının ardından Filistinde iktidar kavgalarının ve karışıklıkların olması ihtimali çok yüksek. Arafatın bir "varisi" olmadığı için onun yerini almak isteyecek "adaylar" arasında ciddi sürtüşmeler çıkabilir.Bundan Hamas başta İslami örgütler de yararlanmak isteyebilir.Böyle bir durum Şarona "Müzakere için muhatap yok" gerekçesini tekrarlama fırsatını verir ve sonuç olarak çatışmalar ve gerginlikler sürer gider.Kısacası Arafatın hastalığı ve Parise nakli, şimdilik spekülasyonlara müsait, yeni bir belirsizlikler dönemi açıyor... skohen@milliyet.com.tr BATILILAR ona boşuna "the survivor", yani uğradığı her felakete rağmen, "sağ ve diri kalan adam" sıfatını vermediler...