Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu ülkeler arasında Türkiye dahil, Irak'ın yakın komşuları, ayrıca Güvenlik Konseyi'nin (Rusya ve Fransa dahil) "Büyükler"i yer alıyor. Temsil edilen uluslararası kuruluşlar da BM, Arap Birliği ve İslam Konferansı Örgütü...Heyetler, Irak Dışişleri Bakanlığı'nın geniş bir salonunda yerlerini alırken, üst üste iki patlama duyuluyor. Bir havan topu mermisi de toplantı yerinin 40 metre yakınına düşüyor...Temsilcileri sakinleştirmeye çalışan Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari "Merak etmeyin" diyor. "Bunlar normal şeyler. Her an oluyor"...Irak'a yakın veya uzak ülkelerden gelen diplomatlar, böylece Bağdat'ta olduklarını hissediyorlar ve "Irak realitesi"ni gözleriyle görüyorlar... Bombaların her an patladığı, intihar saldırılarının pek çok can aldığı Bağdat'ta, 14 ülkeden ve 3 uluslararası kuruluştan 100'e yakın diplomat, Irak'ta güvenliğin ve barışın nasıl kurulabileceğini görüşmek üzere bir konferans masasının etrafında toplanıyorlar... Öylesine anormal ve gergin bir havada yapıldığı halde, bu bir günlük toplantının başarılı geçmesi, çoğu gözlemciyi şaşırttı.Bu "genişletilmiş konferans"ta ABD ile İran gibi birbirine "düşman" ülkeler yıllardan beri ilk kez aynı masanın etrafında yer aldılar. Ama asıl önemlisi, bu konferanstan temel ilklerde görüş birliğini yansıtan, ayrıca somut olarak 3 komisyonun kurulduğunu açıklayan bir bildirinin çıkmış olmasıdır.Türkiye açısından bu konferans gerçekten iyi geçmiştir. Bildiride dile getirilen temel ilkeler, Ankara'nın öteden beri savunduğu parametrelere dayanıyor: Toprak bütünlüğü, ulusal birlik, bağımsızlık gibi... Bunun anlamı şu: Konferansta sadece "komşular" değil, "büyük devletler" ve BM gibi "etkin kuruluşlar" da bu parametreleri teyit ettiler. Daha açık bir deyişle, bu ortak tavır, ayrılıkçılığa, Irak'ın bölünmesine karşı bir mesaj niteliğindedir... Konferansta "uzlaşma süreci içinde anayasal değişikliklerin yapılması" gereği üzerinde durulmuştur ki bu da Ankara'nın görüşü doğrultusundadır. (Bunda da Iraklı Kürtlere yönelik dolaylı bir mesaj vardır)... Konferanstakiler Irak'taki terör gruplarına karşı ortak bir tavır sergilediler. Bildiride spesifik bir gruba atıf yok. Ama genel ifadeyi PKK'ya karşı bir tavır olarak değerlendirmek mümkün. Nihayet Türkiye açısından önemli sonuçlardan biri de Türkiye'nin "fikir babası" olduğu "Irak'a komşu ülkeler konferansı"nın şimdi daha da genişletilerek devam ettirilmesidir. Bunda Türk diplomasisi aktif çaba harcamaktadır. Nitekim dışişleri bakanları düzeyinde düşünülen bundan sonraki konferansın -bu kez G-8'lerin de katılımıyla- gelecek ay İstanbul'da yapılması söz konusu. Ortak noktalar Bağdat'taki toplantı Irak'ta çatışmaların ve kaosun sona erdirilmesi yönünde atılan olumlu bir adım sayılıyor. Nedeni de bu kez, farklı görüşlere ve çıkarlara sahip, yakın veya uzak, çeşitli ülkelerin ve kuruluşların bu süreçte yer almasıdır.Bu süreç ABD'nin bir "çıkış stratejisi"ne yönelmesine yol açabilir mi? İran Şiilere destek vermekten vazgeçip mezhepler arası uzlaşmaya yardımcı olur mu? Irak'ta teröristler ve onlara arka çıkanlar, ulusal uzlaşma çerçevesinde eylemlerine ve kışkırtmalarına son verirler mi?Bunlar bir çırpıda olacak şeyler değil tabii. Ama Bağdat toplantısıyla başlayan yeni süreç, en azından bir umut veriyor... skohen@milliyet.com.tr Yeni bir umut