Hükümetin ve Meclis'in son haftalarda kapsamlı bir reform programını hayata geçirmek için gösterdiği büyük gayret, Avrupa başkentlerinde, AB merkezinde ve Washington'da Türkiye lehinde bir hava yaratmış görünüyor.Batı'da memnuniyetle not edilen gelişmeler dizisi içinde, bankalar, özelleştirme, tahkim, siyasi partiler, işkence, af, sosyal güvenlik konularında geçirilen (veya onaylanmak üzere bulunan) yasalar var.
Hükümetin IMF ile vardığı mutabakattan, Cumhurbaşkanı Demirel'in HADEP belediye başkanları ile görüşmesine ve Türk - Yunan diyaloğuna kadar, ekonomideki, iç ve dış politikadaki bazı olumlu olaylar da, havanın Türkiye lehinde düzelmesini sağlayan etkenler arasında.
* * *
ANKARA'da uzunca bir süredir görevli bulunan bir Avrupalı diplomat, hükümetin ve özellikle Meclis'in hızlı ve kararlı çalışmaları karşısındaki şaşkınlığını - ve takdirini - şöyle dile getiriyor:
"Daha önce böyle bir kararlılık ve tempo görmemiştim. Gece - gündüz çalışan Meclis artık eski imajını değiştiriyor. Hükümet, vaatlerini yerine getirmek için enerjik çabalar harcıyor. Türkiye gerçekten şimdi iyi yoldadır."Buna benzer yorumlara dış basında da rastlıyoruz. İngiltere'nin etkin gazetesi "Financial Times" "Türkiye'de umut" başlıklı başyazısında şöyle diyor:
"Türkiye, ülkenin yapısal sorunlarına el atamayacak kadar zayıf, istikrarsız hükümetlerle yönetilmiştir. Şimdi, nihayet, harekete geçmeye kararlı liderlere sahip görünüyor... Bugünkü koalisyon atalet ve iç çekişme tehlikesini atlatabilirse, ekonomide bir 'başarı öyküsü' gerçekleştirebilir."
Bir AB yetkilisi, Birliğin Brüksel'deki merkezinde Türkiye'deki son gelişmelerin "doğru yönde" gittiğini belirttikten sonra
"bundan böyle Türkiye - AB ilişkilerinde de olumlu gelişmeler bekleyebiliriz" diyor...
* * *
KUŞKUSUZ, hükümetin ve Meclis'in hayata geçireceği kararlar, bir günden öbürüne meyvesini verecek değil. Özellikle yabancı yatırımlar konusunda. Unutmamalı ki, dış yatırımcıların (yani özel sektörün) harekete geçmesi zaman alır.
Bununla beraber şimdiden, bazı olumlu işaretler alınıyor. ABD Enerji Bakanı Bill Richardson'un dün Ankara'ya gelmesi - zamanlama olarak tesadüfi de olsa - iyi bir mesaj veriyor. Öte yandan, Dünya Bankası yapısal düzenlemelerle ilgili 3 milyar dolarlık bir kredi için çalışmalarını başlatmış bulunuyor.Ecevit hükümetinin kapsamlı reform programı üzerinde çabalarına hız verirken, bir gözünün de "dış etkenler"e çevrili olduğu açık. Bu etkenlerin başında Ecevit'in ABD ziyareti, İstanbul'daki AGİT zirvesi, AB'nin Helsinki toplantısı ve IMF ile imzalanacak olan anlaşma, geliyor.
Ancak Ecevit hükümetinin ve Meclis'in çabalarını sırf dış faktörlere bağlamak da yanlıştır. Alınan kararlar öteden beri tasarlanan, ülke çıkarlarının gereği sayılan ve aslında bu hükümetin programında vaat edilen düzenlemelerdir.
Türkiye şimdi sözünü yerine getiriyor. Sıra, bunu iyi karşıladığını söyleyen Batı'da...Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr