Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bunun amacı ve pratik değeri nedir?Böyle bir çalışmayı başlatmak ihtiyacının duyulmasının nedeni, Türk-ABD ilişkilerinin son zamanlarda karşılıklı güven krizi yaratan bazı sorunlarla karşılaşmasıdır. Amerikan ve Türk diplomatları, bu güvensizliğe son vermek ve işbirliğini rayına oturtmak için, bir danışma mekanizması kurmanın yararlı olacağını düşündüler ve üzerinde mutabık kalacakları ilkeleri ve hedefleri bir belgede toplamaya karar verdiler.Aslında bu hazırlık için temel gösterilen "stratejik ortaklık" terimi, Clinton döneminde sıkça kullanılmış, ancak mart tezkeresi krizinden sonra geçerliliğini kaybetmişti. Bugün dahi ilişkileri "stratejik" olarak nitelendirmenin ne kadar doğru olduğu tartışılabilir. Gerçi Türk-ABD ilişkilerinde karşılıklı çıkar ve paylaşılan ortak değerler çoktur. Gerek Ankara gerekse Washington, günümüzün şartları içinde Türkiye'nin ABD'ye, ABD'nin de Türkiye'ye ihtiyacı olduğu inancındadır. Şimdi bir ortak vizyon belgesi hazırlamak -ve onunla ilgili danışma mekanizmasını kurmak- yönünde aldıkları karar, bu düşüncenin ve iradenin bir sonucudur... ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Ankara ziyaretinden, somut sayılabilecek bir sonuç çıktı: İki taraf, "stratejik ortaklığın geleceğe taşınması için bir vizyon belgesi" hazırlamaya karar verdi. İki tarafın, bazı hassas konularda devam eden görüş ayrılıklarına rağmen, böyle bir karara varmış olması, konuya Türk-ABD ilişkilerine akılcı ve pragmatik bir şekilde baktıklarını gösteriyor.Ancak pratikte bu ortak vizyon belgesinin şimdi olduğu gibi, ileride de farklılıklara rağmen, "stratejik ortaklığı" ne derece koruyabileceği sorulmaya değer.Diğer bir soru da şu: Ortak vizyon belgesi "mantığı" daha duygusal davranan kamuoyunu ne ölçüde etkileyecek?Rice'ın Ankara'daki görüşmeleri gündemdeki bazı sorunlar üzerindeki uyuşmazlıkların devam etmekte olduğunu ortaya koydu. Türkiye için PKK ve Kuzey Irak'taki durum, ABD için ise İran krizi bunların başında geliyor. İki tarafın bu meselelerde duruşu ve beklentileri farklı. Diplomatik söylemle ne kadar "ince ayar" yapılmaya çalışılsa, gene de pozisyonlarda bir yakınlaşma sağlanamıyor.Tabii ortak vizyon belgesi bu farklılıkları ve pürüzleri ortadan kaldıracak değil. Ancak en azından "devletler arası ilişkiler" açısından, yeni bir anlayış getirebilir. Farklılıklara rağmen, "ortaklık" canlı tutulabilir; hatta farklılık yaratan sorunlar da işbirliği alanı içine çekilebilir... Diplomasi mantığı Kamuoyu için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Kamuoyu bu meselelerde daha duygusal ve duyarlıdır. Öngörülen ortak vizyon belgesinin -önyargılı veya saplantılı çevreler bir yana bırakılsa bile- halkın tepkisini yatıştırması beklenemez.Her iki tarafta da kamuoyunun (ve onun etkisindeki kurumların) Türk-ABD ilişkilerine daha olumlu bakması için, bu "belge"nin ötesinde başka şeyler yapmak gerekiyor. Beklentileri karşılayacak adımların atılması bunun başında gelir... Bir de tabii "kamu diplomasisi" ile "yukarıdaki hava"nın halka indirgenmesi şart... skohen@milliyet.com.tr Kamuoyu duyarlığı