Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum İnsan Türk devlet adamlarının bir araya getirdiği yabancı hasım liderlerin Ankara'da el sıkışırken çekilmiş resimlerini görünce, şu soruyu sormadan edemiyor: "Başkalarını pekâlâ uzlaştırmasını biliyoruz da, iş kendimize gelince, bunu neden yapmıyoruz veya yapamıyoruz?"Eminiz ki, başkalarını uzlaştırmak için harcadığımız çabaların benzerini örneğin cumhurbaşkanı seçimi uyuşmazlığında sarf etseydik, şimdiki krizi rahatlıkla önleyebilirdik...Umarız dıştaki başarılı deneyim, bundan böyle içeride de uzlaşma kültürünün gelişmesine yol açar... TÜRKİYE son günlerde kavgalı ülkeleri uzlaştırma çabalarında dünyanın takdirini toplayan bir başarı gösterdi. Ankara geçen çarşamba, İran ile AB yetkililerinden, önceki gün de Pakistan ve Afganistan cumhurbaşkanlarının buluşmalarına ev sahipliği yaptı. Gerçekten Solana-Laricani buluşmasının hemen ardından gerçekleşen Müşerref-Karzai görüşmesi, Türkiye'nin bölgede önemli bir rol oynadığını gösterdi ve Ankara'ya uluslararası prestij kazandırdı.Aslında, Afganistan ile Pakistan kardeş sayılabilecek iki komşu ülke. Ancak son zamanlarda özellikle El Kaide ve Taliban'dan kaynaklanan sınırdan sızmaları ve çeşitli kaçakçılık faaliyeti, İslamabad ile Kâbil'in arasını iyice açtı.İşte Türkiye iki dost ülkeyi uzlaştırmak için inisiyatif ele aldı. Türkiye bunu en iyi yapabilecek ülke; çünkü ikisinin de Türkiye'ye sevgisi ve güveni var.Sonuç başarılı oldu. İki taraf, Türkiye'nin de aktif katkısıyla, "Ankara Deklarasyonu" adlı belgede de özetlenen bir mutabakata vardı. İki ülke, sınırlardan sızmaları önleyecek tedbirleri alacak, terörizme ve uyuşturucu kaçakçılığına karşı birlikte mücadele edecek, istihbarat alanında işbirliği yapacak, güven artırıcı adımlar atacak...Ankara Deklarasyonu, iki yakın komşunun ilişkilerine yeni bir yön verecek bir yol haritası oluşturuyor. Önemli olan, bu yeni sürecin kurumlaştırılmış olmasıdır. Türkiye'nin de katılımıyla üçlü bir izleme mekanizmasının kurulması, bu sürecin başarılı olması şansını artırıyor. Türkiye'ye güveniyorlar Irak'la ilgili "genişletilmiş konferans" nihayet bugün Mısır'ın tatil beldesi Şarm el Şeyh'te başlıyor.Aslında bu konferansın "fikir babaları"ndan biri de Türkiye'dir. Irak hükümetinin manevraları yüzünden bunun, başta çok konuşulduğu gibi, İstanbul'da gerçekleşmesi mümkün olmadı. Ancak bundan sonraki turun Türkiye'de yapılması umudu var...Bu konferansın özelliği ilk kez çok geniş tutulmuş olmasıdır. Komşu ülkelerin yanı sıra, ABD'den Çin'e kadar BM Güvenlik Konseyi'nin 5 üyesi ve Kanada'dan Japonya'ya kadar G-8'ler de buna katılıyor. Diğer bir önemi de, İran'ın, Batılılarla aynı masaya oturmasıdır.Konferanstan çıkacak belge üzerindeki çalışmaları bugün "yüksek memurlar" yapacak. Yarın konferansta daha çok ekonomik meseleler ele alınacak. Cuma günü de tüm ülkelerin bakanları belgeye son rötuşları koyup imzalarını atacaklar.Türkiye açısından önemli olan, belgede Irak'ın toprak bütünlüğünün ve ulusal bütünlüğünün teyit edilmesi, ayrıca komşular arasında terörle mücadelede işbirliğinin öngörülmesidir. Herhalde bu yönde bir mutabakat sağlanabilecek.Ancak önemli olan bunların pratikte nasıl uygulanacağı ve Irak'taki kaos ve belirsizliğin nasıl sona erdirileceğidir. Bu da bir konferansla ("genişletilmiş" de olsa) olacak iş değil... skohen@milliyet.com.tr Fikir babasıydık, ama...