Hükümetin Öcalan hakkındaki kararının en çok rahatlattığı çevrelerin başında Dışişleri camiası geliyor.
Türk diplomatları gerçekten Başbakan Ecevit'in açıklaması üzerine rahat bir nefes aldılar. Karar hem ülkede huzuru sağlayacağı, hem de dış politikada ciddi sıkıntıları önleyeceği için...
Açıkçası, eğer hükümet başka türlü davransaydı, Türk diplomasisinin işi çok zorlaşacaktı. Avrupa başta olmak üzere, uluslararası topluluktan çok sert tepkilere karşı koymak durumunda kalacaktı. Helsinki zirvesinden sonra AB ile ilişkilerde başlayan yeni süreç, tehlikeye düşecekti. Son haftalarda Türkiye'nin siyasal ve ekonomik açıdan dünyada yükselmeye başlayan kredibilitesine ve saygınlığına gölge düşecekti...
Kuşkusuz Türkiye, Öcalan ile ilgili kararı sırf dış alemin tepkisini değil, kendi iç barışını ve huzurunu ve global çıkarlarını dikkate alarak vermiştir. Ancak kabul etmeli ki, "dış faktörler" bugün, önemli kararlarda gözardı edilemeyen bir etkendir.Koalisyon hükümetinin uzun müzakerelerden sonra vardığı karar, Türkiye'de de artık egemenlik konusunda yeni bir anlayışın hakim olmaya başladığını gösteriyor.
* * *
DIŞİŞLERİ Bakanı İsmail Cem'in dün AB'nin Ankara'daki büyükelçilerine verdiği yemek, hükümet kararının yarattığı olumlu hava içinde gerçekleşti. Aslında bu toplantıda Öcalan olayına çok az değinildi. Cem'in konuşması - ve büyükelçilerin değerlendirmeleri - daha çok, Türkiye - AB ilişkilerinin geleceği üzerinde odaklandı.
Önceki benzer yemekli toplantılarda daha çok karşılıklı şikayetler ve eleştiriler dile getiriliyordu. Bu kez, adaylığın tescili sayesinde bir diplomatın deyişi ile artık geriye değil, ileriye bakıldı, Türkiye'nin adaylıktan üyeliğe giden yola nasıl geçeceği, reformları nasıl hayata geçireceği gibi konular tartışıldı.
Bu arada işbirliğinin nasıl pekiştirileceği görüşüldü ve karşılıklı olarak yapılacak üst düzey ziyaretlerin programı üzerinde duruldu. Önümüzdeki haftalar ve aylar, gerçekten bu bağlamda çok hareketli ve yoğun geçecek.
Yabancı diplomatlar, hükümetin aldığı karar sayesinde Öcalan olayının artık bu yolda bir engel olmamasından memnun.
Bir diplomatın deyişi ile "Ecevit hükümeti bu işi mükemmel ve parlak bir şekilde idare etmesini bildi: Hem Avrupa değerlerine bağlılığını kanıtladı, hem içerde siyasal istikrarı sağladı, hem de PKK konusunda içeriye ve dışarıya önemli mesajlar verdi. Yani, hükümet bir taşla birkaç kuş birden vurdu.* * *
AVRUPALILAR dışa verilen mesajı ne ölçüde algıladılar?
Ankara'daki AB temsilcilerine ve dün Brüksel ve diğer bazı başkentlerde verilen demeçlere bakılırsa, Batı Ankara'nın ne demek istediğini sezmiş görünüyor.
Türkiye'nin beklentisi, Öcalan dosyasının buzdolabına konduğu ve ülkede reformların hayata geçirildiği yeni dönemde, Avrupalı dostların anlayışlı davranması ve kışkırtıcı beyan veya hareketlerden kaçınmalarıdır. Daha açık bir ifade ile, Batı şimdi Öcalan'ı ve PKK'yı terörist kalıbının dışına çıkarmaya ve olayı bir siyasi harekete dönüştürme çabalarına destek vermeye yeltenmemelidir.
Böyle bir yola başvurulursa, yaratılan olumlu hava bozulabilir. Bu da kimsenin yararına olmaz...
Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr