Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



GÜNLERDİR dikkatler hep Kıbrıs üzerinde odaklandığı için, Türkiye'yi yakından ilgilendiren diğer bazı önemli konulara eğilemedik.
Bu konulardan biri de, ABD'nin ortaya attığı "Büyük Ortadoğu Projesi" ile ilgili gelişmelerdir.
Bu proje, birçok başkentlerde olduğu gibi, Ankara'da da dikkatle değerlendiriliyor. Türk Dışişleri uzmanları ayrıca bölge ile ilgili, özgün projeler geliştirmeye çalışıyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün geçen hafta Kuveyt'teki bölgesel bir toplantıdaki konuşmasında Ortadoğu'da bir güvenlik işbirliği sisteminin oluşturulması yönünde yaptığı öneri, bu projelerden biri.
Sanıyoruz önümüzdeki günlerde ve haftalarda Türk diplomasisi, Kıbrıs müzakereleri, AB ile ilişkiler gibi güncel ve sıcak konuların yanı sıra, ("çok boyutlu dış politika" anlayışı içinde) Ortadoğu'daki yeni oluşumlarla daha çok meşgul olacak.
***
BUSH yönetiminin ortaya attığı "Büyük Ortadoğu Projesi" (veya "girişimi"), aslında henüz tam olgunlaşmamış bir taslak. Ana hatları ve amaçları belli, ama bunun nasıl hayata geçirileceği, nasıl bir yapıya ve mekanizmaya sahip olacağı, henüz inceleme ve tartışma aşamasında.
Bu proje Ortadoğu'yu, Fas'tan Orta Asya'ya kadar uzanan çok geniş bir coğrafyaya yayıyor. Yirmiden fazla ülkeyi kapsayan bu bölgede, demokratik, özgür rejimlerin kurulması, siyasal ve ekonomik reformların gerçekleşmesi, mevcut anlaşmazlıkların giderilmesi, işbirliğinin kurulması hedefleniyor.
Bütün bunlar tabii güzel amaçlar. Gerçekten "Büyük Ortadoğu" ana hatları ile belirlenen bu hedeflere yönelebilirse, bir barış ve refah bölgesi haline gelebilir. Şimdilik hayal olarak görünse de, bu yönde çaba harcamaya değer...
Ancak bunun başarısı, projenin yüzde yüz bir "Amerikan prodüksiyonu" olarak göze batmamasına da bağlı. Nitekim bazı bölge ülkeleri, şimdiden bunu ABD'nin bölgeye "hakim olma" stratejisinin bir parçası olarak görüyorlar.
Bush yönetimi bu nedenle projeye NATO, AB, Rusya gibi dostları ve partnerleri ile paylaşma gayreti içinde. Yönetim yetkilileri, bunun "gerçekten kolektif bir girişim" olmasını istediklerini söylüyorlar. O zaman belki proje daha çok güven ve destek sağlayabilir...
***
ABD, bu projenin gerçekleşmesinde Türkiye'ye de bir rol vermek istiyor. Amerikan yetkililerinin son zamanlarda Türkiye'nin bölge için bir örnek oluşturduğunu söylemesi boşuna değil... Ayrıca Amerikan liderleri, Türk meslektaşları ile her fırsatta (son olarak Başbakan Erdoğan'ın Washington ziyaretinde olduğu gibi) bu fikri enine boyuna tartışıyorlar.
Ankara bu projeye soğuk bakmıyor ve bir yetkilinin deyişi ile, tespitlerini doğru buluyor. Yani Türkiye projenin somut ve uygulanabilir hale gelmesi sürecinde aktif katkılarda bulunmak niyetinde.
Ancak bu arada Türk diplomasisi bölge ile ilgili kendi projelerini de geliştirmeye çalışıyor. Dışişleri Bakanı Gül'ün Kuveyt'teki konuşmasında ortaya koyduğu fikir ilginç. Bakan, bölge ülkelerini inisiyatifi bizzat kullanıp, Ortadoğu'da (Avrupa'nın da deneyimlerinden yararlanarak) bir güvenlik ve işbirliği sisteminin kurulması için birlikte çalışmaya davet etti.
Çok sorunlu, karmaşık bölgede bunun gerçekleşmesi mümkün mü? Konuyu önümüzdeki günlerde gene işleyeceğiz, ama bir Türk diplomatının belirttiği gibi "bir yerden başlamak lazım"...