Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Seçimlere az bir zaman kala bir toplantıdan diğerine koşuna Butto'nun hayatının tehlikede olduğu biliniyordu. Geçen ekim ayında ülkesine döndükten kısa bir süre sonra uğradığı bombalı bir saldırıdan kıl payı ile kurtulmuştu. Ancak terörün tırmandığı bir ortamda, kendisine karşı yapılan tehditlerin ardı arkası da kesilmiyordu.Benazir Butto, buna rağmen programını ve hareketlerini kısıtlamadı. Gerçekten cesur bir liderdi. Pakistan'ı bu karmaşadan kurtarmayı, elbirliği ile istikrar ve demokrasiye kavuşturmayı esas misyonu sayıyordu.Butto cesaretinin kurbanı oldu. Ama onunla birlikte kurban olan, Pakistan'ın iç barışı, istikrarı ve demokratik geleceğidir. Pakistan'daki gelişmeleri yakından izleyenler için Benazir Butto'nun Ravalpindi'deki bir seçim mitinginde öldürülmesi bir sürpriz olmayabilir, ama olayın Pakistanlılar başta olmak üzere bütün dünya için büyük bir şok olduğu kesin. Oysa son haftalarda, siyasal süreç iyi işliyordu: Devlet Başkanı Pervez Müşerref askeri üniformayı çıkarmış, olağanüstü hali kaldırmış, Butto gibi yurt dışında yaşamak zorunda kalan muhafazakâr lider Navaz Şerif'in Pakistan'a dönmelerini sağlamış ve 8 Ocak'ta seçimlerin yapılmasına karar vermişti.Ne var ki, bu gidişi aksatmak isteyen güçler atağa geçmişti. El Kaide ve Taliban yanlısı gruplar eylemlerini büyük kent merkezlerine taşımaya, sivil halka, görevlilere ve hatta camilere saldırmaya başlamıştı.Bu ortamda, Benazir Butto'nun hayatına kimin kıymak istediğini tahmin etmek zor değil. Tabii ki, bu gruplardan birine mensup olan radikaller... Nedeni de açık: Bayan Butto kendi deyişiyle aşırılara, radikal dincilere, teröristlere karşıydı. Pakistan ölçülerine göre laikliği ve demokrasiyi savunuyordu. Çağdaşlaşmanın savunuculuğunu yapıyordu...Bu saldırıyı düzenleyenler için kuşkusuz öylesine önemli bir ismin ve sembolün ortadan kalkması, bir başarı. Ama Pakistan için, -sadece devlet olarak değil, halk olarak da- geleceğini karartacak olan büyük bir darbe... Neden hedef oldu? Bundan sonra ne olabileceğini öngörmek hem kolay, hem zor.Örneğin bu şartlar altında 8 Ocak'ta seçimlerin yapılamayacağını tahmin etmek kolay. Başka bir tarihe mi bırakılır, yoksa uzunca bir süre bundan vaz mı geçilir, belli değil.Aynı şekilde, Başkan Müşerref'in düzeni sağlamak için olağanüstü hali yeniden ilan etmesi muhtemel. Hele bu dramatik olaydan sonra ülke iç çatışmalara ve kaosa sürüklenirse, Pervez demir yumruğunu vurmak lüzumunu hissedebilir. Zaten hatırlanacağı gibi kendisi, olağanüstü hali kaldırmaktan ve hızla seçimlere gitmekten yana değildi. Ülkede terör tehdidi artarken, demokrasi egzersizlerine girişmenin doğru olmadığını açıkça söylememiş miydi?Şimdi zorla giriştiği bu egzersizden vazgeçip, otoritesini kullanmak isteyebilir. Bu kez, ABD buna nasıl bir tepki gösterir? Bu da şu anda bilinmiyor.Bayan Butto'nun öldürülmesi ile Pakistan'ın demokrasi rayından çıkıp karmaşaya sürüklenmesi, bölge stratejisinde bu ülkeye büyük yer veren ABD için de büyük bir darbedir.Açıkçası artık şu anda mesele de, Pakistan'ın ne kadar demokratik olacağı değil, öncelikle ne kadar huzurlu ve istikrarlı olacağıdır... skohen@milliyet.com.tr Şimdi ne olacak?