Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kemal Kılıçdaroğlu CHP genel başkanlığını devraldıktan sonra, partinin dış politikasında yeni bir ayar yapılacağı işaretini vermişti.
Daha önceki dönemde CHP’nin temel dış politika konularında sergilediği tavır, içerde ve dışarıda bazı sorulara ve şüphelere yol açmıştı. Bu kuşkular özellikle CHP’nin Batı ile ilişkiler konusunda geleneksel tutumundaki değişiklik üzerinde odaklanıyordu.
Kılıçdaroğlu lider koltuğuna oturduktan kısa bir süre sonra bu izlenimi düzeltmek için harekete geçti. Bu bağlamda ilk işlerinden biri, Brüksel’e gidip AB yetkilileriyle görüşmek ve CHP’nin Türkiye’nin AB üyeliğine verdiği önemi ve bu vizyona bağlılığını vurgulamak oldu. Kılıçdaroğlu diğer temas ve beyanlarında da, CHP’nin bundan böyle izleyeceği dış politikaya açıklık getirmeye çalıştı.
CHP Genel Başkanı, yeni bir aşamanın başlangıcı sayılan 15. Olağanüstü Kurultay’daki konuşmasında, dış konulara pek değinmedi. Ancak kadrolarında yaptığı değişiklik ve bu arada yeni Parti Meclisi’nin kompozisyonu, dış politikada önemli bir “yeni ayar”ın planlandığını gösteriyor.

Gölge Bakan
Şimdiki Parti Meclisi’nde dış konularla ilgili 4 önemli isim var: Faruk Loğoğlu, Osman Korutürk, Hüseyin Pazarcı ve Günsün Bilgehan.
Bunun CHP’nin dış meselelerde alacağı tavra nasıl yansıyacağını zamanla göreceğiz. Bu tabii parti yönetiminin dış meselelerde ne ölçüde sesini duyurmak ve etkili olmak istediğine bağlı.
Eğer böyle bir istek varsa, CHP’nin -İngiltere’de olduğu gibi- dış politika gelişmeleri karşısında partinin pozisyonunu belirleyecek ve duyuracak olan bir “Gölge Dışişleri Bakanı”nın da içine yer alacağı bir “Gölge Kabine” kurmasında yarar vardır.
Her halükârda CHP’nin önümüzdeki dönemde dış politika alanında nasıl hareket edeceği yakında başlayacak seçim kampanyası sırasında daha iyi anlaşılacaktır.

Sesini dinleten Türkiye
Dışişleri Bakanlığı eski müsteşarı, emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu, son zamanlarda düşünce kuruluşlarındaki çalışmaları, konuşmaları ve yazılarıyla tanınmış bir isim.
Şimdi CHP parti meclisi üyesi olan Loğoğlu, yaptığımız söyleşide, Türkiye’nin son zamanlarda izlediği dış politikayı gerek içerik, gerekse söylem bakımından hatalı bulduğunu belirtti. Dış politikanın cumhuriyetin temel ilkelerine (hukuk devleti, laiklik, kadın-erkek eşitliği vs. gibi) ile tutarlı olması gerek. Gene kendisine göre temel bir ilke de, Avrupa- Atlantik camiası ile sıkı bağların sürdürülmesi ve bu tercihten vazgeçilmemesidir. Türkiye elbet Doğu ile, Rusya, İran, Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmelidir. Ancak bu ilişkiler Batı’dan uzaklaşmaya neden olmamalıdır.
Loğoğlu “her tarafa koşan bir Türkiye yerine, ağırlığını hissettiren bir Türkiye’nin” tercih edilmesini istiyor. Bu tercihi bir başka deyişle şöyle ifade ediyor “Sesini çok duyuran bir Türkiye’den çok, sesini dinleten bir Türkiye istiyoruz.”

Farklı tavır
Loğoğlu “komşularla sıfır politika”nın beklenen sonucu vermediğini örneklerle öne sürüyor. Suriye ile ilişkilerin geliştirilmesi iyi, ama Hatay, su, emlak gibi sorunlarda anlaşmazlıklar hâlâ sürüyor. Ortadoğu’da Türkiye, ihtilaflarda taraf haline geldi, dengeli politikalardan uzaklaştı... Ermenistan açılımı yapılan hatalardan ötürü ters tepti. Kıbrıs’la ilgili girişimler de sonuç vermekten uzak...
CHP bundan önce de bu konularda iktidarı eleştiriyordu. Ancak Loğoğlu’nun belirttiği hususlar, CHP’nin şimdiye kadar bu meselelerde aldığı tavırda bazı ayarlamalar yapma gereğinin duyulduğunu ortaya koyuyor.