CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan koltuğuna oturmasından bu yana, dikkatler yeni yönetimin iç politikadaki gelişmelerle ilgili tutumu üzerinde odaklanmıştır. Terörün tırmandığı, anayasa değişikliği tartışmalarının kızıştığı ve referandum kampanyasının start aldığı bir ortamda, Kılıçdaroğlu’nun görüşlerini hep bu konularda ifade etmesi doğal.
Bu arada tabii Türk dış politikasında da önemli gelişmeler oluyor, birtakım başarıların yanı sıra, bazı sıkıntılar da yaşanıyor.
Kılıçdaroğlu şimdiye kadar bu meseleler üzerinde konuşmak fırsatını pek bulamadı. Bu bakımdan İngilizce “Hürriyet Daily News” gazetesinin CHP lideriyle yaptığı söyleşi, en azından bazı spesifik dış politika konuları üzerindeki düşüncelerine ışık tuttu.
Söyleşide ele alınan başlıca dış konular İran, İsrail, Hamas ve “eksen kayması” tartışmasıdır.
Özetle, Kılıçdaroğlu’nun İran’la ilgili söyledikleri, hükümetin izlediği politikaya karşı net bir tavır sergiliyor. CHP liderine göre Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının İran nükleer programına verdiği destek ve geçenlerde İran’la varılan “takas” anlaşması, Türkiye’nin uluslararası camia karşısında izole olmasına yol açmıştır. Kılıçdaroğlu’nun deyişiyle, Türkiye’nin bu çabalarının BM Güvenlik Konseyi üyelerini (P-5+1 grubunu) memnun etmediği ortaya çıkmıştır.
Bununla beraber, CHP Genel Başkanı, “hiçbir komşu ülkenin nükleer silaha sahip olmasını istemediği”ni de belirtmiştir.
İktidara eleştiriler
Kılıçdaroğlu’nun “Mavi Marmara” saldırısı bağlamında söyledikleri ilginç. CHP bu konuda ölümlerden dolayı Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarını sorumlu tutuyor ve İsrail’in uyarısına rağmen, geminin bölgeye gönderilmesinin hükümetin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini öne sürüyor.
Bu olayda bazı karanlık ilişkilerin rol oynadığını ve iktidar partisinin bu vesile ile ülkedeki gündemi değiştirmeyi amaçladığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şimdiye kadar kamuoyuna yansımayan bilgilerin açıklığa kavuşturulmasını istedi...
Kılıçdaroğlu hükümete karşı aynı eleştirel tutumunu Hamas konusunda da sürdürdü ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “Hamas’tan yana bir tavır almasını vahim bir hata“ olarak nitelendirdi. Hamas’ın siyasal bir kuruluş olmadığını, Batı’da bir terörist örgüt olarak kabul edildiğini söyleyen CHP lideri, “iç işlere karışmak veya taraflardan birini diğerine karşı desteklemek bizim dış politikamızda yoktur” şeklinde konuştu.
Nihayet, “eksen kayması” konusunda Kılıçdaroğlu, yukarda sözü edilen üç meselede de hükümetin izlediği politikaların Türk dış siyasetinin yönelişi hakkında kaygı yarattığını anımsattı. Bununla beraber Kılıçdaroğlu Batı’yı, CHP’nin Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarına karşı özellikle demokrasi ve özgürlükler konusunda dile getirdiği eleştirilerine kulaklarını tıkamakla suçladı ve sözlerini şöyle bağladı: “Ama şimdi onlar da AKP’nin, düşündükleri AKP olmadığını görüyorlar...”
Farklı tutum
Kılıçdaroğlu’nun bu mülakatta söyledikleri, CHP’nin dış politika yaklaşımının ancak bir kesitini kapsıyor. Bu söylenenler -hükümete karşı mutat eleştirilerin dışında- CHP’nin en azından bu 3-4 spesifik meselede eski “ulusalcı” söylemden farklı bir tutum sergilediğini gösteriyor.
İfade edilen bu görüşler fazla bir derinlik taşımasa da bir yenilik olarak kabul edilebilir.
Ancak yeni yönetimin CHP’nin dış politika yaklaşımına daha değişik ve hareketli bir yön verip vermeyeceğini anlamamız için, Kılıçdaroğlu’nun -ve dış politika ile ilgili parti yetkililerinin- daha kapsamlı açıklamalar yapması gerekecektir.