Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sami KOHEN

"TIMES"ın Bağdat'taki muhabiri Sam Kiley, önceki gün röportajına şöyle başlıyordu: "Zeynep Ali, birkaç gün içinde, tek bir adamın ego'sunun ve yabancı devletlerin onu frenlemek niyetinin kurbanı olarak, yaşamını yitirecek... 18 aylık bir bebek olan Zeynep, Bağdat'taki Saddam Hüseyin Çocuk Hastanesi'nde kötü beslenme ve ilaç eksikliği yüzünden şimdi can çekişiyor. Doktoru, Halid Salih'in dediğine göre, antibiyotik ilaçlar dün tükenmiş. Glikoz solüsyon hiç yok. Zeynep gibi, sırada ölümü bekleyen pek çok çocuk var"...
Evet, İngiliz gazetecisinin belirttiği gibi, Iraklı çocuklar, bir yandan Saddam Hüseyin'in bencil hırsının, diğer yandan da ABD'nin onu yola getirme inadının kurbanları oluyor...
Eğer Saddam, Irak'ın kaynaklarını ve kendi enerjisini ötedenberi giriştiği liderlik oyunu - ve bu arada silahlanma - peşinde değil de, halkın refahı ve rahatı için kullansaydı, bu bebekler, bu çocuklar ölümle pençeleşmeyecek, huzur ve mutluluk içinde büyüyeceklerdi...
Ve eğer "uluslararası topluluk" Saddam'ı yola getirelim derken, uyguladığı ambargo ile Irak halkını ilaçsız, yiyeceksiz bırakmasaydı, bu bebekler, bu çocuklar kötü beslenmeden ve hastalıktan kırılmayacak, Batı'daki kardeşleri gibi çocukluğun tadını yaşayacaktı...
Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in, bu ayın başlarında Bağdat'a giderken yaptığı konuşmadaki şu sözler ne kadar doğru: "Biz Irak'a baktığımızda sadece füze rampaları görmüyoruz. Irak'a baktığımızda Iraklı çocuklara ve bütün bölge çocuklarına bakıyoruz. Dileğimiz bu çocukların da güvenlik içinde, acı çekmeden, savaş görmeden büyümeleridir"...
* * *
RICHARD Reid'in adını, eski Robert Kolejliler hatırlar. 1960'larda kendisi Kolejin Müdürü idi. Ama esas uzmanlık alanı çerçevesinde kendisi 16 yıl - emekli olduğu 1996'ya kadar - BM'nin Çocuk Fonu UNICEF'in sıra ile Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kafkasya ve Orta Asya bölge müdürü olarak çalıştı. En ilginci, Reid, Körfez savaşı sırasında ve sonrasında, çocuklara yardım programını yürüttü ve ekibi ile birlikte, bombaların altındaki Bağdat'ta görevini sürdürdü.
Dün İstanbul'da anılarını ve deneyimlerini bizimle paylaşan Reid şöyle konuştu:
- "Tesadüfe bakın: Tam 7 yıl önce bugün, yardım malzemesi ile dolu 12 kamyon ve 8 kişilik ekibimle, İran'dan Bağdat'a gitmiştik. Savaşın içindeydik. Ancak bizim Bağdat'a salimen ulaşmamız için bombardımana 6 saat ara verildi. Biz Bağdat'a vardıktan sonra, bombalar yağmaya başladı. Nitekim CNN muhabiri Peter Arnett, benimle söyleşi yaparken, bombardıman devam ediyordu... Bağdat'ta elektrik, su kesilince, büyük sıkıntı başladı. Bu şartlarda yardım işini yürütmek fevkalade zordu. Ama biz görevimizi sürdürdük. Üç ay sonra yeniden Bağdat'a gittik. O zaman da, ilaç ve yiyecek kıtlığı sonucunda, çocukların ölüm oranının üç misli arttığını saptadık. Çocukların o halini hatırladıkça, içim sızlar."
Reid, yaptırımların ve bombardımanın "ne insani, ne siyasi yönden" doğru olmadığı ve sonuç vermediği kanısında. "Korkarım ki, eğer ABD, Irak'ı bombalarsa, gerekçesi ne olursa olsun, sonucu herkes için kötü olacak" diyor. "Tabii bu duruma yol açan, Saddam'ın politikası ve dehşet silahlarına sahip olmaktaki ısrarıdır. Ama tüm bu silahları bombardıman ile yok etmek mümkün mü? Mümkün olsa bile bunun siyasal etkisi ne olur? Bence bu BM'yi bölebilir, Arap dünyasını uzaklaştırabilir, Ortadoğu barış sürecini durdurur, Rusya'yı karşı cephe almaya zorlar, aşırı akımları güçlendirir, bölgedeki ılımlı rejimleri zayıflatır, istikrarsızlığa yol açar..."
* * *
AMA Reid'i esas düşündüren, çocukların akıbetidir. Bombardıman veya yaptırımların devamı, daha pek çok çocuğun, kötü beslenmeden, hastalıktan, ilaçsızlıktan, bakımsızlıktan ölümüne yol açacaktır. Pek çok aile çocuklarını kaybetme dramını yaşayacaktır.
- "Tabii bunun başlıca suçlusu, bunları düşünmeden, kendi hırsını sürdürerek dünyaya meydan okuyan, uluslararası yasalara ve kararlara uymayan Saddam'dır. Ama bombardımanın veya ambargonun da çare olmadığı ortadadır... Bu şekilde yetişen çocukların ruh halini düşünün. İlerde nasıl bir kuşak ortaya çıkacak?"
Körfez'de "savaş mı, barış mı" sorusunun tartışıldığı şu günlerde, "devlet büyükleri" biraz da "küçükler"in halini ve geleceğini bir düşünseler...


Yazara Email S.Kohen@milliyet.com.tr