Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     BUGÜN burada dış politikadan veya dünya sorunlarından değil, biraz da "bizden" söz edeceğim. "Bizden" derken, mesleğimizi, yani gazeteciliği kastediyorum. Ancak konuyu, genel olarak toplumu ilgilendirecek nitelikler taşıdığı için, bu köşeye taşımakta yarar görüyorum...
Bu yılın başlarında, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI)'nin Türkiye kolu olan Basın Enstitüsü Derneği olarak, bir proje üzerinde çalışmaya koyulduk.
Medyada en az üç yıldan beri çalışan genç meslektaşlarımız için bir ileri eğitim kursu düzenlemeyi öngören bu projenin arkasındaki düşünce şuydu: Türk medyası son yıllarda teknoloji alanında büyük ilerlemeler kaydetti. Bugün gazetelerimiz, televizyon kanallarımız dış ülkelerde en ileri durumdaki basın - yayın organlarının düzeyindedir... Türk basını yıllar önce başlayan ifade özgürlüğü mücadelesinde de bir hayli başarılı oldu ve bu bağlamda temel sorunlarını da büyük ölçüde halletti...
Ancak bugün habercilik kalitesi ve etik kurallar dahil, "mesleki standart"ların yükselmesi ihtiyacı açıkça hissediliyor.
* * *
TÜRKİYE son zamanlarda sanayiden, bankacılıktan spora ve sanata kadar birçok alanda "ileri ülkeler"in (ki buna kısaca Batı diyoruz) standartlarına ulaşmakta kayda değer bir performans gösterdi. Medyanın da (sadece teknik alanda değil) "yüksek mesleki düzey"e erişmemesi için bir neden yok.
Basın Enstitüsü Derneği, bu düşünce ile ve bu yönde mütevazı bir katkıda bulunmak umudu ile, kurs projesini olgunlaştırdı ve 1 Nisan'da hayata geçirdi. Değerli akademisyenlerin yanı sıra deneyimli gazeteciler ve yazarlar kursa katılan Türk medyasının çeşitli kesimlerine mensup 50 genç gazeteci ile bilgi ve tecrübelerini paylaştılar, onlara yeni ufuklar açtılar.
Dün 10 hafta süren bu programa ev sahipliği yapan Boğaziçi Üniversitesi'nde kursun sona ermesi münasebetiyle bir tören yapıldı, genç arkadaşlara ödül ve sertifikalar dağıtıldı ve bu arada "Genç Gazeteciler Tartışıyor: Medyanın Bugünü ve Yarını" başlıklı bir panel düzenlendi.
* * *
GEREK panelistlerin, gerekse kurs "müdavimleri"nin 2 saatlik toplantı sırasında ortaya koyduğu ve tartıştığı fikirler, diğer birçok alanda olduğu gibi, medya sektöründe de özellikle gençlerin mevcut düzen ile ilgili eleştirilerini, şikayetlerini ve de ilerisi için beklentilerini yansıttı.
Örneğin bu sektörde de daha çok "makineye" büyük yatırım yapıldığı, "insan faktörü"nün geri plana itildiği belirtildi ki, bu yerinde bir tespit... Aynı şekilde bugün gazetecilerin büyük kısmının sendikal haklara sahip olmadıkları, kolaylıkla işten çıkarıldıkları (kurs müdavimleri arasında da öyleleri var) söylendi ki, bu da haklı bir şikayet...
Bunun yanı sıra genç gazeteciler, sadece modern teknolojiye değil, bir katılımcının belirttiği gibi çağdaş ve evrensel mesleki kurallara ve standartlara uymak konusundaki istek ve kararlılıklarını ifade ettiler.
Gerçekten bu kurs genç gazetecilere - dün kendilerinin de belirttikleri gibi - çok şey öğretti; ama bunun da ötesinde daha hızlı gelişmek, daha verimli çalışmak ve daha ileri standartlara ulaşmak için şevk, cesaret ve de umut verdi.
Daha "kaliteli" yarınlar için gereken de bu değil midir?