Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Diyalog istiyorlardı, oldu... Siyasal çözüm şart diyorlardı, bu da gerçekleşti... Geniş yerel otonomi konusunda talepleri vardı, bu da kabul edildi...
Amaç, halkın bir kesiminin arzularını karşılamak ve devlet yapısını da günün koşullarına göre düzenlemekti. Böylece devlet otoritesine meydan okuma ve özellikle şiddete başvurma kampanyaları son bulacaktı... Teröristler yaptıklarından pişman olacak, silahlarını terk edecek, topluma yeniden katılacaktı... Irkları, dilleri, kültürleri ne olursa olsun, ülkenin tüm insanları beraberce barış ve huzur içinde yaşayacaktı...
İspanya'da Bask bölgesi için, Fransa'da da son olarak Korsika Adası için kat edilen büyük mesafeden sonra, bunlar ümit ediliyordu.
Umutların çoğu gerçekleşti, ama barış ve huzur beklendiği kadar sağlanamadı. Gözü dönmüş bir avuç militan, bir türlü vazgeçmedikleri terör eylemleri ile kan dökmeye ve toplumun rahatını bozmaya devam ediyorlar.
Neden? Bu adamlar daha ne isterler? Şiddet yolu ile ne yapmayı amaçlıyorlar?
* * *
İSPANYA'da ve Fransa'da bugünlerde tartışılan konu bu.
İspanya'da Bask sorunu çözülmüş sanılıyordu. Hükümet "milliyetçiler"in isteklerini karşılayan koşulları yerine getirmişti. Halen Bask bölgesi, kendi kendini yönetiyor. Öylesine bir otonomi, Avrupa'nın pek az ülkesinde görülür. Bask halkının büyük kısmı bundan memnun. Ama, bölgeyi tamamen İspanya'dan ayırmak isteyen ufak bir grup - ki bunlar ETA içinde kümelenmiştir - bunu yeterli bulmuyor. Bunlar gerçekten bir "umutsuzlar takımı".
Vaktiyle ETA'ya yakın olan milliyetçi gruplar - örneğin PNV partisi - dahi, artık onlara karşı çıkıyorlar. "Basta Ya" (yeter artık) diye bağırıyorlar ve teröristlere lanet yağdırıyorlar. Ama bu dahi, son günlerde görüldüğü gibi, kanlı saldırıları durdurmaya yetmiyor.
Aynı senaryo Korsika'da da tekrarlanıyor. Daha birkaç hafta önce Jospin hükümeti otonomi isteyen milliyetçilerle anlaştı. Bu mutabakata damgasını vuranlardan biri de milliyetçi liderlerden Jean - Michel Rossi. Aşırı milliyetçiler onu birkaç gün önce vurdular. Birkaç aydır süregelen ateşkes durumu şimdi sona ermiş bulunuyor.
* * *
BASK'ta veya Korsika'da bu militanların istediği şey, terör yaratarak gözdağı vermek. Hem hükümete ve yerel yöneticilere, hem de vaktiyle kendilerini destekleyen milliyetçi gruplara... Böylece bağımsızlık yolunu açacaklarını umuyorlar...
Oysa, ne mensubu oldukları etnik zümrenin, ne de özerk yönetimi savunan milliyetçilerin ezici çoğunluğu, onların sözde "idealleri"ni ve isteklerini paylaşıyor. Bu da, Bask ve Korsika halklarının demokratik yollardan sergiledikleri tavırla apaçık belli oluyor.
Buna rağmen militanlar inatla eylemlerini sürdürüyorlar. Kuşkusuz giriştikleri cinayetler toplumu çok rahatsız ediyor, hükümeti, siyasi kadroları zor tercihler karşısında bırakıyor.
Bu durum karşısında, şöyle bir soru akla gelebilir: Ne yapılsa terör durmadığına göre, siyasal çözümün yararı ne?
Bir avuç tedhişçinin eylemleri yüzünden doğru olanı yapmamak en büyük ve tehlikeli yanlıştır... Bu tür eylemlerin de eninde sonunda son bulduğu daha önce Latin Amerika'dan Japonya'ya kadar çeşitli ülkelerde görüldü.
Demokratik çözümler, marjinalleşmiş çetelerin birkaç eylemine elbet heba edilemez. Sonunda bu "umutsuzlar" pes edeceklerdir. Çünkü başarı şansları yoktur...



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr