Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu klasik görüntüde bazı "Tayland özellikleri" göze çarpıyor. Genelde darbe haberi, askeri marşlar eşliğinde ilan edilir. Bangkok'ta darbeci generaller TV kameralarının karşısına bir caz parçası çalınırken çıkıyorlar! Halkı da "Tay usulü" (iki eli yüzün hizasında birleştirerek) selamlıyorlar...Tayland'ın oldukça yoğun bir darbe geçmişi var. Geçen günkü müdahale, 18'incisi oluyor. Bu seferki bir öncekinden tam 15 yıl sonra -ve de kansız- gerçekleşmiş bulunuyor.Gerekçesi mutat nedenlere dayanıyor: Hükümetin kötü yönetimi, toplumun ciddi şekilde bölünmesi gibi... Darbeciler durumu düzeltmek için müdahale ettiklerini, kendilerinin iktidarda kalmak istemediklerini vurguluyorlar ve bir de takvim sunuyorlar: İki ay içinde yeni bir başbakan, yeni bir anayasa ve bir yıl içinde (Kasım 2007'de) demokratik seçimler... DÜNYA TV ekranlarına yansıyan görüntüler, genelde askeri darbelerden sonra alışılagelen cinstendi: Darbe lideri Genelkurmay Başkanı, yanında kuvvet komutanları olduğu halde ordunun hükümeti devirdiğini ve yönetime el koyduğunu ilan ediyor, buna neden gerek görüldüğünü kısaca açıklıyor ve milleti birlik ve beraberliğe çağırıyor... İlk bakışta darbeci generallerin başı Genelkurmay Başkanı Sonti Bunyaratkalin'in saydığı gerekçelerde hakikat payı var.Devrik Başbakan Taksin Şinavatra'nın görevini kötüye kullandığı, büyük çapta yolsuzluklara karıştığı, bir despot gibi hareket ettiği ve bu nedenle halkın bir kesiminde büyük huzursuzluk yarattığı doğru. Hatta bu nedenle bazı gözlemciler, onun rejimine "Taksinokrasi" adını takmışlar!Taksin, iktidarını sağlama almak için geçen nisanda erken seçime gitmiş, çeşitli manevralarla (ve bol para dökerek) çoğunluğu kazanmıştı. Ancak Anayasa Mahkemesi bu sonucu iptal ettiği gibi, muhalefet de yeni meclisi boykot kararı aldı.Bu arada Taksin'in sahibi olduğu bir telekomünikasyon şirketini 1.9 milyar dolara sattığı, ancak tek kuruş vergi ödemediği, hatta (7 milyar dolar olarak tahmin edilen) servetinin bir kısmını İngiltere'ye transfer ettiği haberleri yayılınca, Bangkok'ta halk sokaklara döküldü. Gösterilerde çatışmalar oldu.Taksin başta kırsal bölgeden aldığı desteğe güvenerek, yoluna devam edeceğini sandı; ama sonra durumun ciddiyetini anlayınca, önümüzdeki kasımda seçimlerin tekrarlanmasına razı oldu.Yani eğer General Sonthi önceki gün yönetime el koymasaydı, iki ay sonra Tayland halkı sandık başına gidecekti. O takdirde Taksin'in partisi gene çoğunluğu alır mıydı, kendisi yeniden başbakan olur muydu? Orası belli değil. Ancak generaller böyle bir risk almak istemediler ve şimdiden "önleyici bir harekât"a girişmeyi yeğlediler... "Taksinokrasi" yürümedi Son zamanlarda Tayland'da demokrasi yeni rayına oturuyor gibiydi. Ülkede siyasi istikrar sağlanmış görünüyordu. Ekonomisi de iyiye doğru gidiyordu...Başbakan Taksin'in kişisel hırsı, otoriter davranışları, yanlış politikaları, ülke içinde derin uyuşmazlıklara ve gerginliklere yol açtı...Devrik liderin belki de en büyük hatası, bunları görmezlikten gelmesi ve kendisine karşı yöneltilen eleştirilerin durumunu sarsmayacağı hissine kapılmasıdır...Şimdi herkes "Bu darbe şart mıydı?" diye soruyor. Ama bu soru artık geride kaldı. Esas sorulacak soru şu: Darbeciler sözlerini tutacak ve bir yılda yönetimi sivillere devredecekler mi? Ve bu arada askeri rejim, ülkenin karşılaştığı sorunları halledebilecek mi?.. skohen@milliyet.com.tr Darbeciler başaracak mı?